Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Sanatlar ayrı hayatlar ortak

Sanatlar ayrı hayatlar ortak

KÜLTüR - SANAT Haberleri

38 yıl evvel yolu Türk ressam Yusuf Katipoğlu ile kesişen İsviçreli sanatçı Ursula Katipoğlu, eşiyle ortak sergilere imza atıyor. Bayan Katipoğlu buna rağmen, “Başından beri Yusuf’la atölyelerimiz ve tarzlarımız ayrıydı. Resim yaparken yanımda kimseyi istemiyorum” diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Ursula Katipoğlu İsviçre’nin Wallis yöresi dağlarında doğmuş bir sanatçı, Yusuf Katipoğlu ise bir Karadeniz çocuğu... İkisinin yolu bundan 38 yıl evvel Trabzon’da kesişti. Ursula Hanım, turist olarak gezdiği Karadeniz’de Yusuf Bey’le tanıştı. Her ikisi de ressam olan çift, evlenerek sanat yolculuğunu birlikte devam ettirdiler. Karakterleri çok farklı olan Ursula ve Yusuf Katipoğlu, farklı duyguları yansıtan eserlerini farklı sergilerde sanatseverlerle buluşturdu. İsviçre’nin karlı yamaçlardan sakince kayan bir kayakçı gibi olan Ursula Katipoğlu ile kendini “yerinde duramayan bir topaç” olarak tabir eden Yusuf Katipoğlu, eserlerini şimdi “Birikim” adlı yeni bir sergiye taşıyor. İki sanatçı 6 Ekim tarihinde İstanbul Galeri Diani’de açılacak sergilerinde, zıtlıklarını yaptıkları resimlerle yansıtacaklar. Biz de sergi öncesinde Ursula Katipoğlu’ndan sanat yolculuğunu dinledik...
İsviçreli ressam, seneler evvel meraklı bir turist olarak Türkiye’ye gelişini şöyle anlatıyor: “İsmi bana sırlı ve ilginç geldiği için Karadeniz’i gezmiştim. Trabzon’da şimdi eşim olan Yusuf Katipoğlu ile tanıştım. Daha sonra İstanbul’da atölyelerimizi kurduk ve serbest ressamlık serüvenimiz başladı.”
Ülkenin güzelliklerinden etkilenerek Türkiye’de sanat yapmaya başladığını söyleyen usta ressam “Beni asıl etkileyen şey bu topraklarda kültürlerin bir katmer gibi üst üste yerleşmiş olmasıydı. Bu hayranlık duygum hiç bitmedi, Anadolu’yu gezmeye ve yaşamaya devam ediyorum. Göbeklitepe, Hattuşaş ve İstanbul’da gezerken kendimi büyük bir döngü içerisinde hissediyorum” diyor.

BİRBİRİMİZİ TENKİT EDEBİLİYORUZ
Ursula Hanım eşi Yusuf Katipoğlu’yla birlikte sergiler açmalarına rağmen çalışmalarını ayrı yaptıklarını söylüyor. Usta ressam bunu şöyle kelimelere döküyor: “Resim yaparken yanımda kimseyi istemiyorum. Başından beri eşimle atölyelerimiz ve tarzlarımız ayrıydı. Ancak günlük hayatta sanat hep bizimle beraber. Bazen birbirimizin işlerini tartışıyoruz, sergi açarken resimlerimizi beraber seçiyoruz ve bütünlük yakalamaya çalışıyoruz.”
Sanatçı çiftler beraber sergi açınca seyircinin eserlerde benzerlik aradığını kaydeden Katipoğlu “Mutlaka benzerlik var ama ben birlikte sergi açmayı yan yana yürümeye benzetiyorum. Karakterlerimiz ayrı olduğu için farklılıklarımız göstermek daha enteresan olabilir” ifadelerini kullanıyor.  

İSTANBUL ŞİMDİ TAŞ YIĞINI GİBİ
İstanbul’un eserlerine soyut bir şekilde yansıdığını kaydeden Katipoğlu “İstanbul’un sonsuz gibi oluşu beni başta ürkütmüştü. Sonra her mahallesini öğrenme isteği doğdu bende. Ama bu mümkün değildi. Şimdi şehri daha çok büyük bir taş yığını olarak algılıyorum. Mevsimler, yağmur, rüzgâr, ışıklar ve bulut bu gri ortamı bambaşka boyutlara taşıyor. Bütün bunlar da bana ilham oluyor. Hepsi güzel değil ama beni bu İstanbul’un yeni yüzü alakadar ediyor” şeklinde konuşuyor.

TÜRK MİNYATÜRÜNE HAYRANIM
İsviçreli Ressam Ursula Katipoğlu, İslam sanatlarına olan bakışını ise şöyle anlatıyor: “Her sanat dalının kendine has güzellik ve kuvveti var. Ben Türk minyatürünün renk anlayışına hayranım. Bununla birlikte Anadolu’daki halkın yaptığı dokuma ve kilimleri çok beğeniyorum. En önemli ilham kaynağım ise Türkiye’nin sıradağları, ovaları ve rüzgârları...”

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...