Elimize kalem veren hocamızı kaybettik!..

A -
A +

Aahh, ahh... Bazen kelimeler boğaza takılır, kalemin ucu âdeta düğümlenir! İşte bu an öyle bir an... Nasıl düğümlenmesin ki, o kalemi elimize veren hocamızı, muhterem büyüğümüzü, Enver Ağabeyimizi kaybettik. Kaybettik!.. Tarifsiz bir keder içindeyiz. Üzüntümüzü ifade edecek kelime bulamadığımız için 'tarifsiz' diyoruz. Enver Abi müstesna bir insandı. Dünyevi kalıplara göre, o patron konumundaydı. Ama hiçbirimiz onu patron olarak görmedik. Zaten o da hiçbir zaman kendisini patron olarak görmedi. O, tastamam bir gönül insanıydı. Bunun içindir ki, "İşimizin en önemli kısmı gönül yapmaktır" derdi. O, insanların gönlünü hoş tutmak için kendisini feda etti. Bilen bilir... Enver Abinin, insanlara yardım etmek; onları sevindirmek, mutlu etmek için nasıl çırpındığına yakinen şahidiz. Ömrünü hayır hasenatta tüketti. Buna şahidiz. Allah indinde de şahitlik ederiz. Enver Abi, bu ülkede çok ender görülen evsafta bir iş adamıydı. Memlekete sayısız eser kazandırdı. Kurduğu müesseseler binlerce aile için geçim kapısı oldu. Türkiye Gazetesi ve İhlas Holding'in diğer şirketleriyle yolu kesişen herkes, Enver Abi'nin yardımseverliğini cömertliğini, şefkat ve merhametini teslim eder. Türkiye Gazetesi ve İhlas Haber Ajansında yirmi sene idarecilik yaptım. Bize hep şu talimatı veriyordu: "İşe adam alma yetkiniz var, ama işten adam atma yetkiniz yok!" Hakikaten hep böyle oldu... Enver Abi bir eğitimci idi. Lakin farklı bir eğitimci idi. Bir başöğretmendi. O insanlara sadece maddeten değil, manen de hizmet veriyordu. Bu hizmeti yalnız Türkiye'de değil, ülke sınırları dışında; kıtalararası ölçekte yürüttü. Bu şekilde binlerce, on binlerce insan yetiştirdi. Bu ise, herkesin yapabileceği bir şey değil. Enver Abi bir liderdi. Büyük bir lider... Bu vasfıyla hepimize büyük ufuklar açtı. Hayal bile etmediğimiz şeyleri hayata geçirdi. Onun Türk kültür dünyasına kazandırdığı bilgi hazinesi, belki bugün tam manasıyla biliniyor değil. Ama bir gün mutlaka anlaşılacak ve çok daha iyi değerlendirilecektir. Enver Ören bir dava adamıydı. Dünyanın her tarafındaki Müslümanlara imkânları dâhilinde daima yardım elini uzattı. Kırım'dan Afganistan'a, Bosna Hersek'ten Sudan'a, Somali'ye; dünyanın en ücra köşelerine kadar, hizmet kervanlarını yolladı. Diyebiliriz ki, Enver Ören garip ve uzak beldelerde; öz yurdundan daha fazla tanınıyor ve biliniyor... Sayın Hüseyin Çelik'in de dediği gibi: "Bazı insanlara 'abilik' sıfatı çok yakışır." Enver Abiye hakikaten bu sıfat çok yakışıyordu. Ve biz hepimiz onu, diğer sıfat ve vasıfların ötesinde "ENVER ABİ" olarak bağrımıza bastık. En hüzünlü zamanlarında dahi, o güzel yüzünden tebessüm eksik olmadı. Öyle inanıyoruz ki, son nefesini de gülerek verdi. Ve inşallah şimdi cennette sevdikleriyle birliktedir. Acımız büyük. Ama kader bu... Enver Abiyi çok özleyeceğiz, çok! Başta Mücahid Ören Bey ve Dilvin Ablamız olmak üzere, bütün kederdide aile fertlerine, akrabalarına, İhlas Camiasına ve bütün sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. İnşallah ahirette de bize şefaatçi olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.