Şampiyon ve vahşet

A -
A +

Uzun zamandan beri basketbolla ilgili bir yazı görevi aldığımda çok mutlu olmuştum. Müthiş bir basketbol serisi oluyordu. Ama Efes'in Abdi İpekçi'de şampiyonluğu kazanması halinde nelerin olabileceği tahminlerim de tüylerimi diken diken ediyordu. Ve korktuğum ne yazık ki başıma geldi. Final düdüğü ile birlikte Abdi İpekçi'de Türk basketbol tarihinin rastlanmamış bir vahşeti yaşanacaktı. Olayların detayına girsem ne olur, girmesem ne olur. Ali Koç'un çırpınışları ne yazık ki, olayların gelişimini önleyemedi. Aziz Beyler Mahmut Beyler Murat Beyler nereye tüymüşlerdi acaba? Yoksa bu çılgın seyircinin eylemlerinin kaynağındaki söylem ve hareketlerin sahipleri olan bu kişiler, Efes'in soyunma odası civarında mı dolaşıyorlardı? Türk basketbol tarihine kara bir leke olarak geçecek bu gecenin sonunda, ben F.Bahçeli basketbolcuları da emeklerinden dolayı en az şampiyon Efes kadar kutlamak istiyorum. 2-0 yenilgiden F.Bahçe gibi bir takıma 4 maçı üst üste zehir etmek kolay mıydı? Tanjevic, oyunda sık sık torbasından tombala çekercesine rotasyon yaparken, Ergin Hoca, özellikle ikinci yarının bir bölümünde takımının dağılışına uzun süre tanıklık ederek, skorda geriye düşüşün sebebi oluyordu. Preldzic'in taşımaya çalıştığı F.Bahçe, finali kaybeden taraf olurken, Efes geçen yılların rövanşını da almış olacaktı. Ama ne yazık ki, şampiyon oyuncular taraftarın yumruklarına, tekmelerine, sandalye yağmuruna maruz kalacak, hatta soyunma odaları basılacak ve alın teriyle kazanılmış kupa bir türlü ellerde yükselemeyecekti. Son bir cümle yazıyorum. Turgay Demirel Federasyonu bu vahşetin faturasını hangi dozda kesecek çok ama çok merak ediyorum. İşte Türk basketbolunun kaderi de bu kararda saklıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.