Kâdızâde

A -
A +

Kâdızâde rahmetullahi aleyh, Osmanlı âlimlerindendir. 1133 (m. 1720) târihinde doğdu. 1197 (m. 1783) senesinde vefât etti. "Birgivî Vasıyyetnamesi"ni şerh etti. Bu kitabın "Meyyit için iskat" bahsinde buyuruyor ki: İskatta bulunan fakirlerin nisaba mâlik olmaması şarttır. Meyyitin akrabasından olsa caizdir. Fakire verirken; "Falancanın şu kadar namazının İskatı için, şunu sana verdim" demesi lâzımdır. Fakir de; "Kabûl ettim" demelidir ve altınları alınca, kendinin mülkü olduğunu bilmesi şarttır. Bilmezse, önceden öğretmelidir. Bu fakir de lütfedip, kendi isteği ile; "Falancanın namazının iskatı için, bedel olarak şunu sana verdim" diyerek başka fakire verir. O fakir de, eline alıp "Kabûl ettim" demelidir. Alınca, kendi mülkü olduğunu bilmelidir. Emânet, ödünç gibi alırsa devir kabûl olmaz. Bu ikinci fakir de; "Aldım, kabûl ettim" dedikten sonra; "Ol vech ile sana verdim" diyerek üçüncü fakire verir. Böylece namaz, oruç, zekât, kurban, sadaka-i fıtr, adak ve kul hakları, hayvan hakları için devir yapmalıdır. Fâsid ve bâtıl alış-veriş de, kul hakları içindedir. Yemîn ve oruç keflaretleri için devir yapmak caiz değildir. Ondan sonra, altınlar hangi fakirde kalırsa, lütfedip, arzusu ve rızâsı ile, velîye hediye eder. Velî alıp, kabûl ettim der. Eğer, hediye etmezse, kendi malıdır, zor ile alınmaz. Velî bir miktar altın veya kâğıd para veya meyyitin eşyasından bu fakirlere verip, bu sadaka sevâbını da meyyitin rûhuna hediye eder... Dâima istiğfar etmelidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki "Her hastalığın ilâcı vardır. Günah hastalıklarının ilâcı ancak istiğfardır. İstiğfar etmeğe devam edenleri, Allahü teâlâ dünyâ belâlarından, gam, üzüntü ve elemlerden kurtarır. Ummadığı yerlerden rızkını verir ve dâima istiğfar edenler, elbette kurtulur. Malında bereket olur. Evlâdı çok, rızkı geniş olur." "Elhamdü lillâhi ale't-tevfîk" sözünü dilinden eksik etmemelidir. Yani bütün hamd ve senalar Allahü teâlâya mahsûstur. Tevfîk üzerine ki, bizi îmâna ve İslama muvaffak edip, tâat ve ibâdet etmeyi bize nasîb eyledi. Fısk ve fücur sahiplerinden etmedi. Câhillerden eylemedi. "Vestagfirullah min külli taksir" sözüne de devam etmelidir. Yani her bir günahtan dolayı Allahü teâlâdan mağfiret isterim. Böyle mübârek duâyı dillerden eksik etmemelidir. İstiğfarın en büyüğü olan "Rabbena âtinâ..."yı ve buna benzer duâları çok okumalıdır. Gâfil durmamalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.