Cumhurbaşkanlığı Tartışmaları

Değerli Okuyucularım,
Bir önceki yazımda hem beni günaha sokacak hem de sizleri üzecek bir hata yapmışım. Sizleri üzdüğüm için hakkınızı helal edin. Yüce Rabbimden de beni affetmesini diliyorum, tövbemi kabul etmesi için dua ediyorum.
Bu yazıyı paralel yapının yaptıklarını anlatmak için yazdım. Kendisini çok iyi tanımadığım bir vaizin vaazından alıntı yaptım. Alıntının paralel yapı ile ilgili bölümü ilgimi çekmişti. Ancak aynı alıntının son paragrafını okumamışım, atlamışım.
Bu paragrafta maalesef Hazret-i Muaviye "radıyallahü teâlâ anh"dan saygısızca bahsedilmiş. Ben de bu alıntıyı yaparak bilmeden, farkında olmadan bu küfre ortak olmuşum. Tövbeler olsun, Rabbim benzer hatalar yapmaktan korusun.
Lütfen hiçbir okuyucumuz halis niyetimden endişe duymasın. Aklını yitirmemiş hiçbir Müslüman bilerek, farkında olarak Yüce Peygamberimizin kayınbiraderi ve vahiy katibi olan Hazret-i Muaviye'ye saygısızlık etmez veya edilen saygısızlığa alet olmaz. Ben de herkes gibi günahkar bir kulum, bir insanım. Hata yapabilirim.
Kuran ahlakı ile ahlaklanan müminler, hata yaptıklarında Allah'ın kendilerini affetmesini nasıl istiyorlarsa, kendileri de aynı güzel tavrı sergileyerek diğer müminlere karşı son derece hoş görülü ve affedici olmalıdırlar.
Farkında olmadan yaptığım bu hatayı görüp beni edep sınırları içinde ikaz eden; yol gösteren, tavsiyelerde bulunan okuyucularımdan Allahü teala razı olsun. Bir müminin diğer bir mümin kardeşinin hatasını, kusurunu nasıl düzelteceği, ona nasıl yaklaşacağı kitaplarımızda mevcuttur. Bu çerçeve içinde kalanların eleştiri ve tavsiyeleri başım üstüne. Ama bu çerçeve dışına çıkarak haddini aşan hadsizleri de Allah'a havale ediyorum. Tekraren üzdüğüm herkesten helallik diliyorum.
Cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaklaştıkça Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan ile ilgili birçok şey konuşuluyor. Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanı en kısa sürede bir araya gelip kendileri ile ilgili olan konuları açık açık konuşup sonuca bağlamalıdırlar. İkisi arasındaki kardeşlik hukukuna hiçbir zarar gelmeden, nezaket içinde bu süreci yönetmelidirler.
Cumhurbaşkanı'nın "Bugünkü şartlar çerçevesinde benim gelecek ile ilgili bir siyasi planımın olmadığını paylaşmak isterim" sözleri şahsen beni üzdü. "Mevcut koşullar" sözü dikkat çekici. Özensiz bazı çıkış ve yorumlar herhalde üzdü kendisini. Yıllarca Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerini başarı ile yerine getirmiş, müthiş bir bilgi birikimine ve devlet adamlığı deneyimine sahip bir insanın kenara çekilmesi hem ülkemiz, hem milletimiz hem de AK Parti için büyük bir kayıp olur. AK Parti hareketini destekleyen birçok insan Sayın Başbakan'ın köşke çıkmasını, Sayın Cumhurbaşkanı'nın da partinin başına gelip başbakan olmasını arzu ediyor. Bundan tam iki yıl önce sorduğumda Sayın Gül "Putin-Medvedev" modeline sıcak bakmadığını söylemişti ama ben de "Millet ne isterse o olur" diye düşünmüştüm. Aynı düşüncelerimi muhafaza ediyorum. İstişareler hepimize doğruyu buldurur inşallah.