Orta Doğu'da Türkiye'nin zorlukları

A -
A +

Suudi Arabistan'daki zirvede IŞİD'e yönelik askerî operasyon dahil birçok tedbir içeren karara Türkiye'nin imza atmamasını anlamak istemeyenler iyi niyetli değildir. Suriye sınırında binlerce sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. Bu sığınmacıların güvenliğinden Türkiye sorumlu. Diğer yandan 49 diplomatımız Musul'da IŞİD tarafından alıkonulmuş durumda. Suriye ve Irak'la olan sınırımızın hemen dibinde IŞİD var. Sınır güvenliğimiz söz konusu. Tüm bu zorluklara rağmen müttefiklerimiz IŞİD'le ilgili alınan kararlara neden imza koymadığımızı sorguluyorlarsa bu iyi niyetli bir yaklaşım olmaz. Türkiye'nin millî çıkarları ve 49 insanımızın hayatı müttefiklerimizin çıkarlarından daha önemli ve öncelikli.
Yüz binlerce sığınmacı Esad zulmünden kaçıp Türkiye'ye sığınırken neredeydi bu müttefikler? Esad, mazlum Suriye halkına havadan bomba yağdırırken neden bugüne kadar sessiz kaldılar? Irak'ta Maliki yönetimi mezhepçi politikalar takip edip Irak'ın huzurunu bozarken ve Türkiye herkesi uyardığında neden dikkate alınmadı? IŞİD bir gecede mi ortaya çıktı? IŞİD'e kim izin verdi? IŞİD gibi yapıların Irak'ta, Suriye'de ortaya çıkmasının temel nedenleri ortadan kaldırılmadan hava bombardımanları ile bu sorunlar çözülmez. El Kaide'yi kim besledi, kim büyüttü ve El Kaide nasıl taban bulduysa IŞİD de aynı aktörler tarafından beslendi, büyütüldü. Taban bulmasının sebebi de Suriye'deki, Irak'taki ve Gazze'deki haksızlıkları, vahşeti, hukuksuzlukları ve vicdansızlıkları istismar etmekten kaynaklıdır. Filistin sorunu çözülmeden, Gazze ablukası kaldırılmadan, İsrail'in Filistin ve Gazze'deki hukuksuz uygulamalarına son verilmeden, Suriye'de Esad diktatörlüğünün katliamları durdurulmadan, Orta Doğu coğrafyasında imtiyazlı ailelerin, halkları hiçe sayarak iktidarlarının devamı için ABD, İngiltere ve Almanya gibi güçlere dayanmaları devam ettikçe El Kaide biter, El Nusra gelir, El Nusra biter IŞİD gelir. ABD ve Batılı müttefiklerimiz bu gerçeklerin farkındadır. Bu yapıların varlığı onlara zarar vermediği, İsrail'in bekasını tehdit eder hale gelmediği sürece müdahale etmiyorlar.
IŞİD Suriye'de Esad'la iş birliği yaparken; Bağdat'a doğru ilerlerken Musul'da diplomatlarımızı rehin alırken neredeydi müttefiklerimiz? Türkiye tarihî ve kültürel bağları, etnik ve inanç yakınlıkları ve coğrafi zorunluluklar nedeniyle Orta Doğu'ya ABD'nin, İsrail'in veya Almanya'nın baktığı pencereden bakamaz. Bizim Orta Doğu'ya karşı sorumluluklarımız var. Biz bu gerekçelerle IŞİD'e karşı silahlı müdahale dahil alınan operasyon kararlarına katılmıyorsak iyi niyetli müttefiklerimiz bu durumu anlayabilmelidir. IŞİD'e karşı ortak mücadelede müttefikimiz "Türkiye bizi yalnız bıraktı. İncirlik üssünü insani yardımlar dışında kullandırmıyorlar" deyip İsrail ve ABD basınında Türkiye aleyhine kara propagandaya başlamak da müttefikliğe sığmaz. İnatla Türkiye'nin zorluğunu anlamak istemeyen ve bu zorluğu Türkiye aleyhine kullanmaya çalışan lobiler boşuna uğraşıyor. ABD'nin IŞİD'le mücadele için Kuzey Irak'ı üs olarak kullanmasını önerenler Kürtlere iyilik yapmıyor. Kürtler o coğrafyada Amerikalılar ve İngilizlerle değil Araplarla, Acemlerle ve Türklerle birlikte yaşayacaklar.
Türkiye artık dış politika önceliklerini kendisi belirliyor. ABD'nin ve İsrail'in çıkarlarından önce Türkiye'nin çıkarlarına göre bu politikalar şekilleniyor. Dost olan, bu durumu anlayışla karşılar. İstismar etmez...
Başbakan Davutoğlu Osmanlı'nın kuruluş yıl dönümü için Söğüt'te idi. Güzel, kucaklayıcı, kapsayıcı bir konuşma yaptı. BBP'ye mensup olduğu söylenen bir kişinin kaba saba davranışı ve provokasyonu törene gölge düşürdü. Rahmetli Muhsin Abi'nin kemikleri sızlamıştır. Onun yetiştirdiği Alperenler, edepli, oturmasını kalkmasını bilen, geleneklerimize ve inançlarımıza bağlı gençlerdi. Dün halkın ve devlet büyüklerinin önünde çıkıp kürsü deviren bir anlayışın Alperen kültüründe ve ahlakında yeri-yurdu yoktur. Kınıyorum ve yanlış buluyorum. Başbakan'ın güvenliğinden sorumlu olan herkes sınıfta kaldı. "Bir musibet bin nasihatten evladır" sözünden hareketle bu olaydan ders çıkarılmalı ve bu alandaki her şey tekrar gözden geçirilmelidir. Söğüt şenlikleri, Hacı Bektaş-ı Veli programlarında bu tür provokasyonlar mutlaka öngörülür. Bazen şerden 'hayır' çıkar. İnşallah bundan da hayır çıkar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.