Şehzâde Abdülkerim Efendi'nin yetimleri

A -
A +

Gecenin zifirî karanlığında şafağın sökmesine az vardır.
Sultan Abdülhamid Han'ın oğlu şehzâde Mehmet Selim Efendi'nin oğlu şehzâde Mehmet Abdülkerim Efendi, 1906 yılında Yıldız Sarayı'nda dünyaya geldi. Annesi Nilüfer Eflakyâr Hanımefendidir. Galatasaray Sultanisinden mezundur. Hânedan, 3 Mart 1924'te sürgün edildiğinde Harbiye Mektebi'nde talebeydi. Sürgün üzerine Şehzâde Selim Efendi ailesiyle birlikte Beyrut'ta Cunye kasabasına yerleşti. Abdülkerim Efendi, 1930'da burada evlenerek refikası Nimet Hanımla birlikte Şam'a nakli hane etti.
Bu arada dünya şu haldeydi; garp âlemi, Harbi Umumi sebebiyle yorgun düşmüştü. Çarlık idaresini yıkan Bolşevikler, Rusya'da komünist rejimi oturtmakla meşguldü. Nüfusu artmış, sanayiî gelişmiş Japonya, adalara sığmamanın taşkınlığındaydı. Sibirya'ya el atmak istedi; fakat Amerika ve İngiltere'den sert karşılık görünce geri durdu. Bunun üzerine Japonların Turanî ırktan olduğu iddiasını ortaya attı. Soydaşı geri kalmış Türkistan'la meşgul olmak  zaruretindeydi. Şarkî Türkistan ve Moğolistan üzerinde çalışmaya başladı.
Japonya, Şam'da ikamet eden Abdülkerim Efendiye kurulacak bir Şarkî Türkistan İmparatorluğunun başına geçmesi için teklif götürdü. Benzer teklif Rusya tarafından da getirildi. Bölgede Çin, Rus, Japon propagandası iç içe geçmişti. Uygurlar da Kadimci tekâmülcüler ve Cedidciler diye ikiye ayrılmıştı. Cedidciler, Kamalizm  taraftarıydı. Amerika ve İngiltere Japonya'ya karşı Çin'e dostlardı. Rusya da yine Japonya'ya karşı olduğu için Çin'e dosttu. Çin'le Japonya savaşmaktaydı...
Teklifleri değerlendiren Şehzâde Abdülkerim Efendi, Japonya'yı tercih etti. Hindistan üzerinden Tokyo'ya gitti. Gerekli görüşmeleri yaptı. Fakat Japonlar, Şehzâdeye yardımcı olmadılar. Abdülkerim Efendi, bunun üzerine Şarkî Türkistan'a geçti.  
Bu arada Uygur, Taranca, Dungan ve Özbek Türklerinin birleştiği, Japonya'nın desteğiyle kurulacak Türkistan İmparatorluğu'nun başına Halife Abdülhamid Han'ın torunu Şehzâde Abdülkerim Efendinin geçmiş olduğu haberi Doğu ve Batı Türkistan'da çoktan yayılmış, her tarafta istiklal rüzgârları esmekteydi
Abdülkerim Efendi komutasında silahlanan Uygurlar, Çinlilerle muharebeye giriştiler. Ortada kıyası gayrı kabil bir kuvvet dengesizliği vardı. Şartların çok aleyhte olmasına rağmen Şehzâdenin komutasındaki Türkistan kuvvetleri yer yer muvaffakiyetler gösteriyordu. Ama Çin birlikleri çekirge sürüleri gibi gelmekteydi. Sonunda ric'at/geri çekilmek zorunda kalındı. Müstakbel Türkistan Padişahı, Abdülkerim Efendi, siyâsî mülteci sıfatıyla Amerika'ya iltica etti. Önce California'ya sonra New York'a gitti. Türkistan'ın istiklâl rüyası hüsranla bitmişti...
Şehzade Abdülkerim Efendi, amcazâdesi Şehzâde Orhan Efendiyle birlikte New York'ta Carlyle Otelinde kalıyordu. Takip edilmekteydiler. 3 Ağustos 1935 günü Orhan Efendi, sigara almaya çıkmıştı. Kısa süre sonra döndüğünde Abdülkerim Efendinin cansız cesediyle karşılaştı. Elinde bir tabanca  vardı. Amerikan ajanlarının malumatı dahilinde Rus, Çin veya siyaset değiştiren Japon ajanlar tarafından öldürüldüğü tahmin edilmekte. Şehit olduğunda 29 yaşındaydı. Vefatı hâlinde İslâm topraklarına gömülmesini vasiyet etmişti. Vasiyet eda edilemedi; New York'a defnedildi. Kayıp mezarı, son senelerde torunları tarafından bulundu...
Çinlilerin bu ramazanda Sünni-Hanefi-Mâturidî Uygur Türklerine sadece orucu değil, namazı da yasaklamaları; bu mezalime karşı kıpırdayan 22 Müslümanı derhal idam etmeleri bize bu hazin vak'ayı hatırlattı...  
Uzak Asya'da Doğu Türkistan; yakın Asya'da Filistin!..
Ey yetimler;
gecenin bu karanlığında;
göz yaşlarınız,
kalbimize,
düşerken;
dualarımızı duyuyor musunuz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.