"Fırına kendini sür!"

A -
A +
Ahmed bin Ebil-Havârî, hocası Ebû Süleymân Dârânî hazretlerine hiç muhâlefet etmeyeceğine dâir söz vermişti. Bir gün hocası ders anlatıyordu. Ahmed bin Ebil-Havârî geldi. Kapıyı tıklattı. Ve içeri girip; "Efendim, fırın iyice kızdı. Ne pişirmemi emredersiniz?" diye sordu. Hocası cevap vermedi. O da geri gitti. Biraz sonra yine geldi. Yine cevap alamadı. Üçüncüde hocası; "Fırına kendini sür!" buyurdu. Ve derse devam etti. Bir müddet sonra, talebelere; "Ahmed'i çağırın!" buyurdu. Koşup aradılar. Ama hiçbir yerde yoktu. Gelip hocalarına arz ettiler. Buyurdu ki: "Fırına baktınız mı?" "Bakmadık hocam." "Gidin, fırına bakın." Koşup fırının kapağını açtıklarında, Ahmed'i, o kızgın fırının içinde, rahat ve huzur içinde oturduğunu gördüler.  ● ● ● Bu zât anlatıyor ki: "Rüyâda bir hûri gördüm. Yüzü nûr gibi parlıyordu. "Ne kadar nurlu yüzün var. Bunu neye borçlusun?" dedim. Hûri, bana cevâben; "Ey Ahmed, sen bir gece Allah korkusundan ağlıyordun. Gözyaşların sel gibi akıyordu. O akan yaşları alıp yüzüme sürdüm. Yüzümün parlaklığı, senin o göz yaşlarındandır" dedi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.