Derecelendiremediklerimizden misiniz?

A -
A +

Kredi derecelendirme kuruluşları ile ilişik kesmek ne demek?
Geçen hafta bu konu gündeme geldiği zaman Cumhurbaşkanı, "Gerekirse Sayın Başbakan'a söylerim, bu kuruluşlarla ilişiğimizi keseriz" dedi.
Bu kuruluşlarla ilişik nasıl kesilir? Onların müşterisi biz değiliz. Fonlar.. Yatırım yapacak adamlar. Onlar gidip soruyor, şu ülkeye yatırım yapılabilir mi, diye.. Veya bazı fonlar önceden açıklıyor diyor ki: Biz topladığımız fonları "yatırım yapılabilir" notunu almış ülkelerde değerlendiririz.
...
Biz filan tarihte Batı'nın finans sistemine entegre olmuşuz, biz de varız, demişiz. Şimdi içinde bizim de olduğumuz sistemle nasıl kavgalı olacağız? Bu kavgadan ne bekliyoruz?
Türkiye büyümek zorunda.
Büyümenin sağlanabilmesi için uzun vadeli, düşük faizli fon temin etmek zorunda. Bunun da yolu o kuruluşlardan "yatırım yapılabilir" notu almaktan geçiyor.
Lobicilik yapabilirsin. Becerebiliyorsan ikili ilişkilerle ülkemizdeki durumun göründüğünden biraz farklı olduğunu anlatabilir, yine becerebilirsen ikna edebilirsin.
Kafa tutunca ne olur? Sadece içerideki geniş halk kesimlerinin hoşuna gider, azıcık mutlu olurlar o kadar. Pratikte kimseye bir faydası olmaz. Bu saatten sonra İran gibi, Kuzey Kore gibi dışa kapanma imkânımız yoktur.
Petrol bulursak, o fonlara muhtaç olmaktan kurtulursak olabilir diyeceğim ama İran'ın petrolü var, olmuyor. Yine müzakere lazım, uyum lazım, orta yol bulmak lazım.
...
IMF bir ülkeye borç verdiği zaman bazı şartlar ileri sürüyor. Mesela faiz dışı fazlada belli bir oranı dayatıyor. Faiz dışı fazla onlar için borcu ödeyebilmek demektir.
Ek vergi dayatıyor.
Maktu vergileri arttırın, diyor.
Biz IMF'ye  borcumuzu ödedik, dayattıkları kaldı. Ek vergilerden kurtulamadık. Maktu vergileri indiremedik. Toplam vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payını düşüremedik.
Oysa IMF'nin dayatmalarından kurtulduk deyince şöyle anlaşılması lazım:
Onların dayatmasıyla koyduğumuz ek vergileri kaldırıyoruz.
Maktu vergileri düşürüyoruz.
Dolaylı vergilerin oranı şu kadar düştü, daha da düşecek.. Yüzde 35'e kadar inecek.
....
Borcumuz yok. Dayatan yok. IMF'nin dayattıkları niye var?
SENİNDİ AĞAM
Ağa, hizmetkârı ile köyden kasabaya inerken arabayı çeken atlardan biri pislemiş. Ağanın da muzipliği tutmuş. Hizmetkârına dönmüş;
-Eğer demiş; bu at pisliğinden biraz yersen bu atı da arabayı da sana vereceğim.
Hizmetkâr atlamış, denileni yapmış.. Ağa da sözünde durmuş. Atla arabayı vermiş.
Köye dönüş yolu.. Ağa hüzünlü, köylü ne der endişesi var.
Dönüş yolunda hizmetkâr aynı teklifi yapmış.
-Ağam bu pislikten birazcık yersen atla arabayı sana veririm. Ağa utanma belası yere kapaklanmış.
Tam köye girerken Ağa hizmetkârına sormuş:
-Kasabaya inerken bu atla araba kimindi?
-Senindi Ağam..
-Şimdi kimin?
-Senin Ağam
-Peki biz o haltı niye yedik?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.