MERHAMET VE PİYASA

A -
A +

Size bir iş tarif edeyim, siz ister tahmin yürütün, ister tarafmış gibi olayı değerlendirin.. İsterseniz bana ne, deyin.
Karı koca çalışan bir aile müstakil evlerine yardımcı arıyorlar.
Yardımcının mesaisi şöyle olacak:
Sabah 7.30'da evde olacak.
8.30'da kahvaltı hazırlayacak.
Aile fertleri kahvaltısını yapıp çıktıktan sonra temizliğe başlayacak.
Öğleden sonra akşam yemeğini hazırlayacak. Aile geldikten sonra çıkacak.
Belki bazen kal, derler.
Belki misafir olduğu zaman servise de yardım et, derler..
Ama mesai bu.
Sabah 7.30, akşam 19.00
İşi iyice öğrenmek için alışverişi kim yapacak, diye sordum.. O da önemli. Mutfak alışverişine karışmayacakmış.
Peki her gün özel sipariş olacak mı? O kısmı da net değil.. Akşam yemeği her zaman olmazmış.. ara sıra olurmuş. Ama yemek olsa da olmasa da mesai 7.30'da başlayacak. Belki bazı akşamlar 18'de bitebilir.
Size göre bu darlıkta bu mesaiyi yürütecek insanın maaşı ne olmalı.
Ben duyunca şöyle düşündüm: Evde kalma imkânı verseler, şartlar farklı olur. Hadi biraz da merhametli bir aile ise burada kal, ye, iç, yat.. sigortanı yapalım.. 1500 lira da maaş verelim, der.
Yardımcı kendi evinde kalacak.. Yeri yakın mı uzak mı kendi problemi.. Yol parası var mı yok mu kendi problemi.. Ödenecek ücret de 750 TL.
(Rakamdan anlaşılan sigorta yok, hiç olmazsa asgari ücret de yok)
...
Merhamet piyasada belirleyici olamıyor.
Bizim gibi işin uzağında olanlar.. Hadi birçok iş için neyse de böyle yakın ve özel hizmetler için piyasa şartlarını hesaba katmadan biraz yardım, biraz merhamet, biraz da cömertlik bekliyor insan.
Eskiden varlıklı evlerde beslemeler olurdu. Onların bile statüsü bugünkülerden iyiydi. Hastalığıyla sağlığıyla ilgilenilirdi. Belli bir yaşa gelince evlendirilirdi. Sahiplenilirdi yani. Şimdiki statüler daha acımasız.
Bir de şöyle söyleyenler var. Bu tip insanları istihdam etmek özel bir maharet ister. Öyle bir aralıkta tutacaksın ki ne uzayacak, ne kısalacak.. Azıcık cömert davranırsan verim alamazsın.. haddinden fazla sıkarsan çeker gider.. Bize zalimane gelen usulleri onlar deneme yanılma metoduyla bulup uyguluyor, diyorlar.
Ben yine de empati kurulmasından yanayım. İmkân olduğu hâlde ince hesaplarla ona buna eziyet etmenin.. gerekçe olarak, "şartlarımız bu, kimseyi ne zorla tutuyoruz ne de yakasına yapışıp bu işi yapmaya zorluyoruz" demek merhametle bağdaşmaz.
İşyeri olsa.. Merhamet de bir yere kadar, denilebilir.. Burası ev.. Bazı şeylerin gönülden ve severek yapılması lazım.

BAŞARI NE Kİ
Kamuoyunda genel kabul görmüş tarife göre;
*Başarı, insanların işlerinde yükselerek belli bir makam sahibi olması, bir yerlere gelmesi..
*Yahut çok para kazanarak mal mülk sahibi olmak.
Genel kabul görmüş tariflerin dışında başarının iki tarifi daha var:
*Başarı, herhangi bir işi iyi yapmaktır.
*Başarı, yalan söylemeye ihtiyacı kalmamaktır.

YA KİBARLIK?
Kibarlıkla saygı arasında ne fark var?
Astın üstün huzurunda eğilip bükülmesi kibarlık değildir.. Saygıdır.. Zorunluluktur, içtendir o ayrı.. Ama üstün asta karşı saygılı davranması kibarlıktır. Hiyerarşi deyince sadece askerlikte sıralama akla gelmemeli.. Toplumda da sosyal statü hiyerarşisi var.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.