İran'ın alacağı 300 uçak vesilesiyle

A -
A +
Anlaşılıyor ki artık ekonomiler merkez bankalarının politikaları ile değil dışişlerinin siyasetinin sonucu ile idare ediliyor.
 
Ambargo kalktı.
İran'ın sağda solda birikmiş 150 milyar doları olduğu söyleniyor.
İlk yaptıkları şey dünyanın iki uçak devine 300 civarında uçak siparişi vermek oldu.
Cumhurbaşkanı Ruhani'nin dün  Avrupa gezisinde Airbus ile İran Air arasında ilk paketin anlaşması imzalandı.
Enteresan.. Düşünsenize, 70'li yıllardan bu yana ambargo altında inleyen bir ekonomi zincirlerinden boşalır boşalmaz.. nefes alır almaz uçak alımına girişiyor. 
Bu işlerden anlayanlara göre, akıllı bir strateji..
Bu sipariş Boeing ve Airbus için altın değerinde bir sipariş..
...
Boeing ve Airbus gibi uçak gibi uçak üreticilerinin hem kendi ülkelerinde hem de dünya ölçeğinde lobi ağı var. Bu şirketler politikacılarla, askerî bürokrasi ile ve ileri sanayi teşekkülleri ile yoğun ilişki içindeler. Bu kadroları Tahran'a getirip İran devletinin  masasına oturtmak, arkalarındaki yapıları endirekt kontrol anlamına geliyor. Kontrol denilemese de etkilemek anlamına geliyor.
Söz gelimi bu siparişin ödemesini İran bankaları yapacak.. Uluslararası finans sisteminden fişi çekilmiş ve tanınmayan İran bankalarının olağanüstü bir hızla normalleşmesi bu şirketler kanalıyla pekâlâ mümkün. Neticede domates, biberon satışı yapmıyorlar.
Airbus ve Boeing fabrikalarının motor tedarikini yapan Rolls Royce ve Pratt Whitney gibi endüstri devleri var. Bu firmalar aynı zamanda askerî uçakların da motorlarını yapıyorlar. İlişkiler ağı bu şekilde gelişince bu devasa firmalarla kurulacak işbirlikleri beraberinde küresel yazılım firmaları, teknoloji şirketleri, finansal kurumları çekip Tahran'a getirecek. Getirmekle kalmayacak ambargo ile donuklaşan ilişkiler ağı görülmedik bir hızla gelişecek. İşin medyatik tarafı da var. "Yılların öcüsü İran Hava Yolları" modern ve büyük filosu ile Batı ülkelerinin şehirlerinde uçacak. Bu, işin bir ayağı..
Bu akıllı hamlelerle İran Türkiye'den önemli roller çalıyor.
Türk ekonomisi uzun yıllar boyunca örtülü ve açık ambargo altındaki Ortadoğu'ya Batının mal ve hizmetlerini sunan köprü gibiydi..
Bu akışın gölgesinde kendi sanayiini geliştirme imkânı da buldu. İran'ın ihtiyacı olan uluslararası bankacılık hizmetini Kapalıçarşı devlet bankaları vasıtasıyla büyük komisyonlar karşılığında yaptık ve iyi paralar kazandık.
Şimdi tarihin ilginç bir cilvesi Türk ekonomisi Ortadoğu'nun ve Rusya'nın ambargosu altına girdi..
İhracatçılarımız hem İran'a hem İran üzerinden bölge ülkelerine mallarını satıyorlardı. Geçen hafta İran, Türk mallarının kendi üzerinden başka ülkelere ihracatını yasakladı.
Burada ilginç bir durum daha var:
Rusya'yı kaybedip İran pazarına yüklenen Türk şirketleri ambargonun kaldırılmasıyla beraber boşa çıktılar. Bir paradoks gibi görünebilir ama Türk malları Avrupa mallarından daha pahalı. Bizde bir tek ucuz iş gücü var buna mukabil düşen petrol fiyatlarının iç piyasaya yansıtılmaması, kullanılan enerjinin dünya fiyatlarının üzerinde seyretmesi gibi etkenlerle Türk şirketlerinin mal ve hizmetleri yüksek maliyetle üretilebiliyor. Petrolün 111 dolar olduğu zamanla 27 dolar olduğu zaman arasında pompaya yansıyan fiyat aynı. Bu durum birçok hammaddede enerji maliyetlerinde de aynı. Şiddetli bir rekabetin hüküm sürdüğü piyasalarda yüksek girdi maliyeti ile çalışmak zorunda kalan Türk firmaları zaten zordaydı. Art arda kapanan pazarlardan sonra İran pazarında da Avrupa'nın gerisinde kaldık.
Anlaşılıyor ki artık ekonomiler merkez bankalarının politikaları ile değil dışişlerinin siyasetinin sonucu ile idare ediliyor. Dışişlerinin yaptığı tek bir hata merkez bankasının yüzlerce finansal pozisyonundan daha etkili. FED'in faiz arttırma ihtimalini gözetleyen ülkelerde finansal millî ekonominin karşılığı zaten yoktur.
Eski kadim sözü revize etme zamanıdır. "Sermaye riski sevmez" yerine "sermaye hatalı dışişleri politikalarını sevmez." 
İstikrarlı ve yumuşak bir dış politika ile finans, üretim ve ticaret sektörlerinin birkaç hafta içinde canlanması ve kanlanması da mümkündür.
Küresel finansal bağımlılığın olduğu bir dünyada bunu bankalarla yapamazsınız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.