Yağmurdan kaçarken doluya tutuldular demiş

A -
A +
Eski AYM Başkanı Haşim Kılıç Gaziantep'te konuşmuş.
Özetle demiş ki:
"Daha önce başkasının işgalinde olan yargı 2010 yılından sonra başkasının işgali altına girdi. Şimdi temizlenmeye başlandı..."
2010 yılını yargının makas değiştirdiği yıl olarak görüyor.
Malum 2010'da referandum yoluyla anayasa değişikliği yapılmıştı. O değişiklikle HSYK yeniden düzenlendi. Seçimler yapıldı vs.
"Özellikle askerî vesayetin ortadan kaldırılmasını, yargı vesayetinin ortadan kaldırılmasını çözebilseydik bugün farklı noktalarda olabilecektik. 2010’da yapılan anayasa değişikliği, yargının bağımsızlık günü olarak nitelendirilmişti ama maalesef kurtulamadık. Daha önce başkasının işgalinde olan yargı, 2010 yılından sonra başkasının işgali altına girdi. O şimdi temizlenmeye başlandı. Şimdi de başka bir vesayetin altındayız. Yargıyı ayağa kaldıramazsak hiçbir yere varamayız. Bu yargının adam edilmesi, daha doğrusu bağımsız ve tarafsız hâle getirilmesi lazım."
....
Çoğunuz unutmuşsunuzdur. O anayasa değişikliğinden sonra HSYK üye seçiminin nasıl yapılacağına dair bir düzenleme yapıldı.
O düzenlemede bir hüküm vardı: Hakim ve savcılar sadece bir adaya oy verebilir.. AYM sadece bu hükmü iptal etti.
Eğer iptal etmeseydi, HSYK tek grubun kontrolüne girmeyecek, her eğilimin temsilcisi olacaktı.
Keşke Haşim Bey bu konuya da temas etseydi. O zaman bu konuyu bu yönüyle AYM üyeleri aralarında tartışmışlar mı?
Bu akıbeti öngören hiç kimse olmamış mı?
Yoksa olmuş da kurulun birilerinin hakimiyetine girmesi için mi bu hüküm iptal edilmiş?
Görememiş olma ihtimalleri yoktur. Şunun için yoktur ben o zaman bizi böyle bir sonuca götüreceğini, RTÜK örneğini vererek anlatmıştım. Aynı usul RTÜK üyelerinin seçiminde uygulansa üyelerin tamamı iktidar partisinden seçilir. AYM bu değişikliği ne için yapmış olabilir diye sormuştum. Bu işlerin uzağındaki biri bu düzenlemenin ne getireceğini farketmişse o işlerin içindekiler farketmemiş olabilir mi?
Ne zaman böyle bir konu açılsa hep muhabbeti yapılan devlet aklı, kolektif akıl vs zihnime takılır. O devlet aklı böyle günlerde işe yaramıyorsa ne zaman yarayacak.
Öngöremiyorsa.. Ortalığı rahatsız etmeden tedbir alamıyorsa.. Devlet aklını nerede kullanacak?
Anayasa değişikliğini davul zurna ile kutlamıştık. Yargı vesayetinden kurtulacağımız için sevinmiştik. Sonrası malum.. Eski AYM Başkanı dahi yargı başkasının işgali altına girdi, diyor.
Şimdi temizleniyormuş.
Badireyi ittifaklarla atlattıktan sonra seçimle ilgili düzenlemeyi unuttuk. İki yıl sonra yine seçim olacak. Yine organize olabilen bir grup  kurulda çoğunluğu ele geçirecek. Yine yeni ittifak arayışları olacak. Cephede savaşıyormuş gibi boğuşmak yerine, "Herkes bir adaya oy verebilir" kuralını koysak, HSYK'nın çoğulcu bir yapısı olur.
Bu yapıya razı mıyız o bile belli değil.
Yargı bağımsızlığından ne anladığımız da belli değil. Kim mağdur oluyorsa, kimin işi düşüyorsa bağımsızlık diyerek feryat ediyor. İpi ele geçiren unutuyor.
Herkes günü kurtarmanın telaşında. Yargının yarınını, nasıl güvenilir ve saygı duyulur hâle geleceğini dert eden yok. 
Üstelik bizde bir hastalık daha var. Kural korken hep o işin başında biz olacakmışız gibi, koyuyoruz. 
Mesela başkanlık sitemini düzenlerken orada size göre karşı cepheden birinin oturabileceğini varsayarak kurallar koysanız herkes rahat eder.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.