Anaakım medya ve medeni ölüler

A -
A +
Türk medyasında sahtekârlık çok yaygın bir davranış. Kimi "sözde İslamcı" gazeteciler 16 Nisan referandumunda "Hayır" dediler ve açıkça "AK Parti'nin başından Erdoğan gitsin, şu gelsin" propagandası yaptılar ama kendilerine "Anti-Erdoğanist" deyince çıldırıyorlar. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Yani hem Erdoğan'ın alaşağı edilmesi için her türlü gayreti gösterecekler ve hâlâ da, “Erdoğan'ı en çok biz seviyoruz. Sevdiğimizden eleştirdik" yalanları söyleyecekler.
Bunlardan şimdi tamamen medeni ölü olup mezarda olan biri benim kendisini bir konuya örnek vermem üzerine yeniden gündeme geldi ve hayatta olup olmadığı yeniden anlaşıldı. Bana küfür değil teşekkür etmen lazım, çünkü Türk milleti senin yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordu. Seni birkaç günlüğüne de olsa mezardan ben çıkarmış oldum! Bu şahıs artık medeni ölü ama bu gibi Anti-Erdoğanist kafaların hâlâ ekranlarda olduğunu örnek vermek için kendisinden bahsettim o yazıda.
Yani 16 Nisan'da açıkça 'Hayır' vermiş ve "Erdoğansız AK Parti" ideolojisini savunan tiplerin AK Parti adına anaakım ekranlara çıkması demokrasiye aykırıdır. CNN Türk de, Habertürk de bu konuda hassas olmalı. Emine Ülker'in CHP adına şu an ekranlara çıkmasının demokrasiye aykırı olduğu gibi durumdur bu. Bu tipler artık AK Parti'yi ve Erdoğan'ı temsil edemez ve zaten çıktıklarında da yine Erdoğan'ın altını oymak için sinsi sinsi uğraşıyorlar.
Mesela geçenlerde hayret ettim, bir kanalda "AK Partili" bir yorumcu ve karşısında iki ulusalcı var. Bu iki kişi objektif biçimde, “Erdoğan'dan başka kimse FETÖ'yü bitiremezdi. Erdoğan gibi, kimse FETÖ ile mücadele etmedi" diyor. Karşısındaki tip, "Hayır Erdoğan kadar FETÖ ile mücadele eden AK Parti ileri gelenleri oldu" deyip öyle isimler verdi ki, şoke oldum. FETÖ karşısında kılını kıpırdatmamış tipleri övüp Erdoğan'a laf sokan bir kafa AK Parti adına ekranlarda olamaz. Ayrıca hükûmeti destekleyen medyada da bu kafa olamaz.
İşte bu "Erdoğansız AK Parti" ekolüdür, aynı Karar gazetesi ve mezardaki yazar gibi. Bunlar ısrarla şu yalanı da söylüyor: “Biz hükûmete eleştiri getirdiğimiz için tasfiye edildik." Hayır, sizler eleştiri getirmediniz. Sizler Erdoğan'ı devirmek ve başkasını o koltuğa getirmek istediniz. Özellikle 7 Haziran sonrası Erdoğan'ın bir ayağı çukurdayken, öbür ayağına vurdunuz da vurdunuz. AK Parti içinde darbe yapmaya kalktınız. Çok açık söylüyorum bizim tarafın medyasından "eleştirel duruşu" nedeniyle tasfiye edilmiş bir kişi bile yoktur. Hepsi hizipçilikten, franksiyonculuktan ve sinsi iktidar hesaplarından ötürü kendini bitirmiş kişilerdir.
Yoksa bakın ben ve Fuat Uğur programımızda yeri geliyor, en ağır eleştirileri yapıyoruz. Sözcü davasındaki yanlışları biz ortaya çıkardık da, Mediha Olgun tahliye oldu. Mezardaki yazar yüzünden içeride olan Gökmen Ulu da inşallah çıkacak. Dün Büyükada davasıyla ilgili Fuat Uğur'un yazdığı güçlü eleştiriyi herkes okudu. Çok haklı bir yazıydı. Biz bu eleştirileri yaparız ve hükûmeti destekleyen tüm yazarlar da muhakkak eleştiri yapmalıdır. Sadece alkışlamak yanlış tutumdur. Sadece hiçbir şartta Erdoğan'a ihanet edilmesi affedilemez. Mesele budur... Bakın daha iki gün önce bir iş adamı dostum bir yazarın ismini verdi ve yaptığı sert eleştirilere rağmen Cumhurbaşkanımızın uçağında sürekli o yazarın olduğunu söyledi. Ben de, “Evet o kişi sert eleştiriyor ama hiçbir şartta Erdoğan'ın arkasından oyun çevirmiyor ve hizipçilik yapmıyor. Mühim olan samimiyet" dedim...
O yüzden, sakın bu "Erdoğansız AK Parti" taraftarlarının yalandan demokratlıklarına kanmayın. Bir de bu tiplerin dostu olan ve malum yalan haberiyle postal kuyrukçuluğu yapan tefessüh etmiş bir tip bana belaltı laf atmaya kalkmış. Bu az zekâlı tip ancak benim soyadım üzerinden belaltı vurmayı bilir. Ama ben millî ve manevi değerlerimize bağlı adamım, belaltı girmem kimseye. Nevşin Mengü de bana belaltı saldırmış ve ev adreslerimi canlı yayında göstermişti. Şimdi ise medeni ölü. Hadi bakayım yarın yayında "5 yıl 6 ay" casusluktan hapis almış tipi programına çıkar da göreyim. Görelim bakalım cesaretini. Bu işler tuhaf dergilere 15 Temmuz şehitlerimizi istismar eden papyonlu pozlar vermeye benzemez.
Bak senin yakın arkadaşın, Can Dündar hayranı bir magazin kadını var. Ben onun bir haber spikeriyle münasebetinin tamamen sahte ve yalan olduğunu 2 yıl önce yazmıştım. Şimdi dediğim ortaya çıktı. Sen de bu örnekten ders al, ona göre...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.