YPG'yi vurmak dışında seçeneğimiz var mı?

A -
A +
Astana'da başlayan Soçi'de devam eden görüşmeler son derece önemli. Suriye'de en azından çatışmasızlık hâlinin kabul edilmesi bile başlı başına önemli bir ilerleme. Yüz binlerce insan ne yazık ki canından oldu. Milyonlarcası başka ülkelerde göçmen statüsünde. Kimse evini yurdunu terk etmek istemez. Soçi umarım insanların eve dönüşünü hızlandırır.
Rusya, Türkiye ve İran'ın anlaşması akan kanın durmasını sağladı. Batı bloku istese bu kanı çoktan durdurur, Doğu Guta'da kimyasal silah kullanan Esad'ı indirirdi. Binlerce insan belki şimdi hayatta olacaktı. Ama yapmadılar. Olanı biteni seyrettiler. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Amerikan liderliği ya da üstünlüğü denen lafın Suriye'de palavradan başka bir şey olmadığı ortaya çıktı.
Tabii tüm bu yaşananlar her şeyin güllük gülistanlık olduğunu göstermiyor. Bir kere Suriye'de birçok şehir yeniden inşa edilecek. İnsanların evlerine dönmeleri sağlanacak. Binlerce yıllık kütüphaneler, yapılar, camiler, tarihî eserler heba oldu. Tarih neredeyse silindi. Kültür harap oldu. Hafıza silindi. DEAŞ gibi yapıların ne işe yaradığını da daha iyi görmüş olduk.
Peki bundan sonra Suriye'de ne olacak? Suriye'nin toprak bütünlüğü korunuyor, Esad'ın varlığı artık kabul ediliyor, Suriyeli muhalifler varlar. Tek sorun YPG. Türkiye'nin YPG ile bırakın aynı masada olmasını, yan yana gelmesi bile düşünülemez. Soçi'de Sayın Cumhurbaşkanımız bunu net bir dille ifade etti. Başından beri Türkiye'nin YPG konusundaki politikası belli. Hâlâ ısrarla bizi buna zorlamak isteyenler var.
Amerika'nın DEAŞ bahanesiyle 3.500 tır silah ve 120 araçlık konvoyu teröristlere niçin verdiği belli. DEAŞ bitti gitti. Bizden ısrarla Suriye'nin kuzeyinde YPG varlığına ses etmememizi istiyorlar. Ülkemizi kuşatmak, zayıflatmak için kuvvetlendirilen PKK'lıların mevcut durumunu kabul etmek mümkün değil. Suriye'de iki alternatif kalıyor: Rusya ya bizim dediğimizi yapıp YPG'yi saf dışı edecek ya da Amerika'yla anlaşıp onların dediği noktaya gelecek. Zamanla hangisini tercih ettiğini göreceğiz ama ben bize sırt döneceklerini sanmıyorum. ABD ise bu kadar silah verdiği ve yeni müttefikim dediği YPG'yi hoş tutmak isteyecektir.
Batı literatürüne 2003 Irak işgaliyle giren, Neo-Con'ların kullandığı bir kavram var: Önleyici saldırı (pre-emptive strike). Birkaç ay önce Lazkiye'den Muğla'ya gelip terör eylemi yapmak isteyen YPG'lileri hatırlayalım. Bu teröristler boş durmayacaktır. Bize saldırmak için her yolu deneyecektir. O yüzden onlar bize saldırmadan biz onlara saldırabiliriz. Hedefi yerinde imha edebiliriz. Bekleyerek elimize geçecek bir şey yok. Gerekli uyarıyı tüm dünyaya yapar, varlığımıza kasteden YPG'yi vuracağımızı ilan ederiz. Bunun dışında diplomatik bir seçenek var mı, bilen söylesin. Yarın bir gün bu alçaklar ülkemize saldırır, Allah göstermesin şehit verirsek pişman olmayalım. Sonra kafamızı duvarlara vurmayalım. Acırsan acınacak hâle gelirsin. Teröriste acımayalım. Var olmamız, bölünmememiz için PKK'yı bertaraf etmemiz şart.
 
CEM KÜÇÜK'ÜN DİĞER YAZISI
Oğuz Güven'e verilen ceza ve Murat Sabuncu
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.