Devlet sağda ve solda temizlik yapıyor

A -
A +
Cumhuriyet tarihimizin en  önemli zamanlarından geçiyoruz. Kim vatansever kim değil hepsini görüyoruz. Kim PKK'yı destekliyor kim Türk devletinin yanında ortaya çıkıyor. Düşünebiliyor musunuz, Türk ordusu Afrin'de PKK'yı tarihin çöplüğüne götürecek operasyonlar yapıyor, Mehmetçik var gücüyle uğraşıyor ama birileri sıcak evlerinden teröristlere destek veriyor.
Tabipler Odası diye Marksist-Leninistlerden oluşan bir oda âdeta PKK'yı tutuyor. Zaten bu odaların işlevi nedir hâlâ belli değil. Başında "Türk" ibaresi var ama ülkeye faydalı tek açıklamaları yok. Ve adamlar utanmadan PKK'nın yanında saf tutuyorlar. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dün bu PKK yandaşlarından 11'ini topladı. Şimdi de ağlaşıyorlar, "biz ne yaptık" diye. Öncüpınar'a PKK roket atacak, vatandaşlarımız camide namaz kılarken şehit olacak, sen kalkıp PKK'ya destek açıklayacaksın. Yargı hesap sorunca da ağlayacaksın. Yok öyle yağma. Çok meraklıysanız, gidin YPG saflarına katılın. Tutan mı var sizi?
Sınırlarımızda bir PKK devleti kurulmak istendiği herkesin malumu. Sağır sultan bile duydu bunu. Ne acıdır ki, bu ülkede hem ana muhalefet hem de bazı sözde aydınlar utanmadan ÖSO'ya terörist diyor. ÖSO mensupları Suriye vatandaşları. Hepsi Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yanında bölgeyi teröristlerden temizliyorlar. Ama Türkiye için canını ortaya koyan bu insanlara iftira atılıyor. Tarih bu utançları yazacaktır. Milletimiz neyin ne olduğunu görüyor. Bir de hâlâ Afrin harekâtını seçim yatırımı olarak yorumlayanlar var. Allah'tan korkun be. Bunlar ne dese boş.
Dün ayrıca Adana Başsavcılığımız Furkan Vakfı'nın başındaki meczup Alparslan Kuytul ve 20 kişiyi gözaltına aldı. 15 Temmuz gecesi açık açık FETÖ'cü darbecileri tutan bu bozgunculara en iyi cevabı Türk yargısı veriyor. "Türkiye Afrin'e girer ama çıkamaz" diyen bu meczubun çoktan alınması gerekirdi. Adamlar son 4 yıldır her olayda teröristleri desteklemişler. Bu meczubun kasasından 350 bin TL çıkmış ve polis bile şaşırmış buna.
Devletimiz sağdaki ve soldaki tüm bozguncuları temizliyor ve temizleyecek de. Hukuk makamlarımız gerekeni yapıyorlar. Hiçbir devlet kendisine kasteden terör örgütleri ve destekçilerine müsaade etmez. Savcılarımız ve hâkimlerimiz vatan savunmasında bu anlamda çok önemli bir işlev görüyorlar. Şimdiden ilan ediyorum, PKK'yı destekleyip Türk devletine işgalci diyenler, sabah uyandıklarında kapılarını polis çaldığında zırlamayacaklar.
İthal radikal, fanatik suç örgütleri, Marksist-Leninist suç örgütleri hepsi temizlenecek. 15 Temmuz'dan sonra artık hiçbir terör örgütü ya da suç örgütü varlığını sürdüremez. Ekranlarda suç örgütleri övülemez. İfade özgürlüğü ile terör örgütü övücülüğü aynı şey değildir. Terörle mücadelede ordumuzu zora sokacak, devletimizi olumsuz etkileyecek her hareketten kaçınmak gerekir.
Türkiye terör örgütleri ve teröristlerden çok çekti. Bu örgütler hem ekonomimizden çalıyorlar hem de ülkenin enerjisini alıyorlar. Buradaki mesele ülkenin beka sorunudur. O yüzden son terörist yok edilene kadar mücadele sürecektir. Devlet ve millet el eledir.
 
 
 
Robert Fisk'i bize özgürlükçü diye satanlar
 
Türkiye'de bazılarında aşağılık kompleksi hiç gitmiyor. Bu öyle bir hastalık ki, sirayet ettiği bünyeyi ele geçiriyor.  Türk medyasında böyle tipler çok var. Batı'nın her dediğini doğru kabul edip kendi ülkesine küfredenler hiç eksik kalmıyor. Bir de bunlar Batı'nın aslında istihbaratla yatıp kalkan bazı gazetecilerini büyük adam diye satıyorlar. Bunlardan biri de Independent muhabiri Robert Fisk.
Adam Afrin izlenimleri adı altında Türk ordusu ve devletine kin kusmuş. Independent'taki haberin başlığı aynen şöyle: "Afrin'in içinde: Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyini işgalinin gerçek kurbanları ortaya çıktı-mülteciler, bebekler, kadınlar ve çocuklar."
Haberi okuyorsunuz, gerçek tek bir resim ya da haber koymadan Türk ordusunun sivilleri katlettiğini yazmış. Kaynak sadece bölgedeki YPG'liler. Bir hastaneye gitmiş ve 50 yaşındaki bir hastayla konuşmuş: "Hastane koğuşundakilerden 50 yaşındaki Ahmad Kindy, Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekâtı'nda kara operasyonunun gölgesinin düştüğü 21 Ocak gününün ilk saatlerinde ailesini köyden çıkarmış. Ancak akılsızca geri dönmüş. Arkasından şarapnelle vurulmuş. 'Orada YPG savaşçısı yoktu' diyor." Siviller varmış ve Fisk'e göre TSK onları hedef almış. Devam ediyor Fisk:
"Doktor Polat, 21 Ocak'tan 26 Ocak ortasına olan döneme ilişkin tüm hastane kayıtlarının çıktısını aldı, The Independent'a verdi. Polat'a göre, Türk hava saldırılarının ilk gününde sadece bir YPG savaşçısının cesedi getirilmiş hastaneye. İkisi de yaralanmış. Sonrasındaki hafta için ise bu sayılar 7 ölü ve 9 yaralı şeklinde... Ölenler arasında 10 çocuk ve 7 kadın da var."
Şimdi sorarım herkese, Robert Fisk sadece YPG'li kaynaklarından ve duyumlarından Türk Ordusu'nun sivilleri vurduğunu yazmış. Bu gazetecilik mi, yoksa bazı istihbarat örgütlerinin istediği malzemeleri onlara sunmak mı? Karar sizin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.