Yeni Türkiye’nin medyadaki kesin zaferi

A -
A +
Sevgili okurlarım, Yeni Türkiye’nin Eski Türkiye karşısında kesin galibiyetini yaşadığımız güzel bir dönemdeyiz. Daha önce de ifade ettiğim gibi önümüzdeki 6 ay içinde Türk anaakım medyasından Eski Türkiye unsurları tasfiye edilecek. Çünkü 28 Şubat’a, 27 Nisan’a ve 17-25 Aralık’a destek vermiş tüm Eski Türkiye gazetecileri 3 ayrı soruşturma kapsamında teker teker yargılanacak. Bunu kesin bilgi olarak bir kez daha ifade ediyorum.
22 Mart medya devrimi bitmemiş, bilakis yeni başlamış bir süreçtir. Medyada Eski Türkiye zihniyetini temsil edenler ise birbirleriyle âdeta şuursuzluk ve akılsızlık rekabeti içindeler. Maalesef hemen hepsi şanzımanı dağıtmış durumda! Şüphesiz bu zekâsızlık yarışında şampiyonluğu bir Habertürk yazarı kazanıyor. Hürriyet’i Ali ve Vuslat Sabancı çiftinin yeniden alabileceğini söylemek için bir insanın ya tamamen deli ya kafasının tamamen dumanlı olması ya da şuurunu külliyen kaybetmesi gerekiyor.
17-25 Aralık darbe teşebbüsü sürecinde Erdoğan’ın devrilmesi için aktif kampanya yürüten, Türkiye’nin dört bir tarafına “Patlak ampulleri söndürün” diye AK Parti’yi indirmeyi amaçlayan billboardlar koyduran Vuslat ve Ali Sabancı Hürriyet gazetesini satın alacak ve DEVLET de buna izin verecek öyle mi? Hepinizin kahkahalarla güldüğünü duyar gibiyim sevgili okurlarım. Hakikaten son dönemde bu kadar komik bir görüş ben de okumamıştım ve bu kadar gülmemiştim. Daha önce bu işin de Korkmaz Yiğit gibi olacağını ve Doğan Medya’nın satılamayacağını yazmıştı bu arkadaş. Hakikaten bu kafayı nasıl yapıyor acaba? Habertürk yazarının kurduğu cümle aynen şu:
“Göz ardı edilmemesi gereken bir ihtimal Hürriyet’in Vuslat Doğan-Ali Sabancı çifti tarafından yeniden alınacağı. Ama Doğan Ailesi de herkes gibi 2019’u bekliyor.”
Bu loser aslında şuursuzlukla kendi ve Doğan-Sabancı çiftinin bilinçaltını ortaya döküyor. Yani diyor ki: “Biz hepimiz aslında Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Yeni Türkiye’den nefret ediyoruz ama şu an bunu söylemeye korkuyoruz. O yüzden Erdoğan’a yaltaklanıyoruz. 2019’da Erdoğan’ı düşürme şansımız var. İşte o yüzden 2019’la beraber yeniden Hürriyet’i alıp Erdoğan’a saldırma operasyonu başlatmak amacındayız.”
Ali Sabancı ve Vuslat Doğan’a sormak istiyorum. Niyetinizi ve amacınızı belli eden bu satırları siz mi yazdırdınız? Ki siz yazdırmış olsanız bile şuurlu ve zeki bir insanın bu satırları yazmaması lazımdı. Sayın İstanbul savcılarımız tarafından yürütülen Sözcü-FETÖ soruşturmasında 17-25 Aralık darbesini tam destekleyen dönemin Sözcü yazarının da yargılanacak gazeteciler arasında olduğu biliniyor. 31 Ocak 2014’te yazdığı alenen FETÖ’nün Erdoğan’ı devirmesini destekleyen yazısını sayın savcılarımız suç olarak değerlendiriyorlar. Fakat sanırım sayın Cumhuriyet savcılarımızın Sözcü davası kapsamında ilgili işleminden önce psikiyatrist hocamız Kemal Sayar tarafından bu arkadaşın bir şuursuzluk tedavisi görmesinde fayda var. Kendisine acil şifalar dilerim.
Öte yandan 22 Mart devrimi sonrası medya grubunun devir-teslim töreni de gerçekleşti. Hayırlı olsun. Daha önce yazdığım gibi peyderpey Eski Türkiye’yi temsil eden meslektaşlarımızla doğal olarak yollar ayrılacak. Bizim tarafın medyasındaki tüm dostlarımdan ricam, gidenlerin ardından kaba saba sözler edilmemesidir. Biliyorum, “Onların eline güç geçse bizi asarlardı” diyeceksiniz, haklısınız ama bize İslam ahlakıyla davranmak yakışır. Bu grubun ilk olarak yollarını ayıracağı iki isim de meslektaşlarımız İsmail Saymaz ve Şirin Payzın olacak. Şimdiden hayırlı olsun. İkisiyle de çok kavga etmiş ve polemik yaşamışımdır ama artık bunlar geride kaldı. Her ikisine de yeni hayatlarında başarılar ve mutluluklar diliyorum.
Yeni Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ateşli bir karşıtı olan İsmail Saymaz’ın 22 Mart devrimi sonrası bu medya grubunda kalması zaten imkânsızdı. Bana çok haksız ithamlarda bulunmuş olsa da kendisinin çalışkan bir muhabir olduğunu teslim ederim. Yine Saymaz gibi tam bir Yeni Türkiye ve Erdoğan karşıtı HDP’li olan Payzın da iyi bir TV spikeriydi. Bu iki meslektaşımız da Sözcü-Halk TV gibi yayın organlarında hayatlarına devam edecektir. Arkalarından tef çalmak ya da küfretmek asla doğru değildir. Dediğim gibi 22 Mart devrimi sadece Doğan Medya’yı kapsayan bir hadise de değildir. Diğer anaakım medyalarda da bazı gelişmeler olacaktır. Suyun bir akışı, rüzgârın bir esişi vardır ki, bunun önüne kimse geçemez. Yeni Türkiye galip gelmiş ve Eski Türkiye mağlup olmuştur...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.