FETÖ’ye yardım suçu işleyen gazeteciler ve 22 Mart medya devrimi

A -
A +
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkememiz tarafından Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının yargılandığı davada verilen karar, FETÖ ile mücadele sürecinde dönüm noktasıdır. Çok önemli bir içtihat kapısı açılmıştır. Aynı zamanda bu karar yakında başlayacak olan “17-25 Aralık darbe teşebbüsüne destek veren gazeteciler” davaları için de namzettir. 
28 Şubat askerî darbesine destek veren gazetecilere yakında operasyon yapılacağını artık herkes biliyor. Zaten son iki yazımda ben isim isim darbecilik suçundan yargılanacak gazetecileri yazdım ve dahası da var. Fakat 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne destek vermek, yani FETÖ söylemlerini gerçek gibi yazılarında kullanmak ve DEVLET tüm unsurlarıyla bu terör örgütüyle mücadele ederken, FETÖ’cülere en ufak destek vermek de çok ağır bir suçtur ve bunu yapan her gazeteci bedelini ödeyecek. Cumhuriyet yazarlarının hiçbiri FETÖ’cü değildir hatta bilakis Gülen’in düşmanıdır ama hepsi meşru hükûmetin yıkılması için bilerek ve isteyerek FETÖ’ye yardım ve yataklık etmiştir. “Erdoğan’ın düşmanı olan FETÖ dostumuzdur” diye davrandılar hepsi. Cezalarını da sayın mahkememiz tarafından almışlardır.
Aynı şekilde başta Sözcü yazarları olmak üzere sözde annaakım medyadaki diğer gazeteciler de 17-25 darbe sürecinde FETÖ söylemlerini kullanan her kişi gibi hukuken gereken cezayı alacaktır. Şu an savcılarımız tüm gazetelerin, TV’lerin ve sosyal medya kayıtlarının taramasını yapıyor. 1 Ocak 2014’ten 15 Temmuz 2016’ya kadar olan süreçte kim ne yaptıysa, yapanın yanına kâr kalmayacak. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi bu açıdan büyük iş yapmıştır. Gazetecilerin dokunulmazlığı yoktur. Türk medyasında  ''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım etme'' suçunu kim işlemişse cezasını çekmelidir. 
Mahkeme, Cumhuriyet gazetesi elemanlarının  “silahlı terör örgütlerinin içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte bu örgütlere bilerek ve isteyerek yardım etmek'' suçunu işlediğinin tüm deliller kapsamında değerlendirildiğini belirtti. Somut olayda suçun işlendiği zaman, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, kasta dayalı kusurunun ağırlığı ve eylem içerisinde yer alma şeklini dikkate alan mahkeme, bu suçtan ilgili şahısları hapis cezasına çarptırdı.
Kısacası 2014-15-16 yılları içinde Fetullahçıları en ufak öven ya da çeşitli sebeplerle onlara sahip çıkan kim varsa yakında alacağı cezalara hazır olsun. Ben o dönem köşemde hepinizi uyardım. FETÖ’nün yayın organlarına çıkmayın dedim. FETÖ kanallarında profesyonel maaşla program yapanlara, “Derhal bırakın yoksa bedelini ödersiniz” dedim. FETÖ organlarına 17-25 Aralık sonrası çıkan; hele maaşla çalışıp FETÖ propagandası yapan kim varsa bedelini ödeyecektir. FETÖ gazetelerinin kapanmasına karşı çıkan hangi gazeteci varsa bedelini ödeyecektir. FETÖ televizyonlarının kapanmasına karşı olan hangi köşe yazarı varsa bedelini ödeyecektir. 17-25 Aralık öncesi FETÖ aleyhine söylenen sözlerin hiçbir önemi yoktur. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin kararından sonra artık hukuki zaruret hâline gelmiştir ki FETÖ’cü olmamakla beraber FETÖ’ye yardım ve yataklık edenler hukuki bedelini ödeyecektir. Tıpkı 28 Şubat gazetecileri gibi. 
Bu arada 22 Mart devriminden sonra Hürriyet-Kanal D grubunda tasfiyeler ve hareketlilik başlamıştır. Kanal D Haber’i yapan Süleyman Sarılar ve ekibiyle haberleri sunan Ahmet Hakan görevinden alınmıştır.  Bu gibi gelişmelerin olacağını daha evvel de ifade etmiştim.Hürriyet.com.tr'yi yöneten Ercüment İşleyen'in gönderilmesi de önemli bir değişimdir. Bu değişimlerden daha da çok olacaktır. 22 Mart medya devrimi diye boşuna demiyorum. Bu devrimin daha başındayız. Yaşanacak dönüşümleri  birlikte idrak edeceğiz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.