Amerikalılar Türkiye'yi hücrelerine kadar inceliyor

A -
A +
Yakın zamanda ABD'de bir araştırma yayınlandı. Araştırma sonuçları Amerikalıların Türkiye'yi dikkatli bir şekilde izlediğini ortaya koyuyor. Center for American Progress (CAP) tarafından yapılan araştırmada belli başlı notlara bakmak lazım. 20 Şubat 2018'de Günter Seufert tarafından yazılan raporun bazı detaylarına bakalım. Araştırmaya göre, Türk vatandaşları gerçekleri ve çevrelerindeki gelişmeleri algılarken siyasi görüşleri baskın bir rol oynuyor. Türklerin görüşleri "dindar muhafazakâr" ve "Kemalist" gibi siyasi kimlikler etrafında gelişiyor. Araştırmanın elde ettiği veriler ışığında, Türk milliyetçiliği Türkiye'deki en etkin kimlik grup. Bu kimlik grubundaki seçmenler için AK Parti ve MHP dışında başka alternatif siyasi hareket yok. Milliyetçi oyları olan AK Parti ve MHP, Türk milliyetçiliğinin temel noktası olan "Batı ve Kürt siyaseti karşıtı" unsurları benimsemiş. Ve bu durum Türkiye'nin Batı'da kendisine yer edinmesine engel oluşturuyor. İdeolojik farklılıklar ve siyasi kutuplaşmaların hâkim olduğu Türkiye'de seçmenler siyasi ve ekonomik her olayı kendi politik görüşleri doğrultusunda şekillendiriyor. Türk halkı için Türkçe konuşmak ve Müslüman olmak "Türk" olmak için yeterli. Türk olmayı ve ulusal kimlik sahibi olmayı önemsemeyen yüzde 11'lik, Kürtlerden oluşan bir HDP seçmeni var. Bunların dışında araştırmada başka ilginç sonuçlar da var. Türk toplumu modernlik yanlısı laik elitler ve muhafazakâr alt orta sınıf olmak üzere ikiye ayrılmış durumda. Ancak eğer Türk milliyetçiliğini referans almazlarsa, ne siyasi İslam'ın ne de laikçiler bir varlık sağlayacaklar konumdalar. Center for American Progress'in yaptığı araştırmadaki bir diğer çarpıcı tespit de şu: Türkiye'deki seçmen gruplarının siyasi görüşlerinin köklerinin hayli derinde olması sebebiyle, seçimlerde radikal siyasi görüş değişikliği beklemek yanlış olur. En sadık seçmen grubu şöyle özetlenmiş: AK Partililerin yüzde 91'i, CHP'lilerin yüzde 83'ü, HDP'lilerin yüzde 78'i ve MHP'lilerin yüzde 83'ü partilerine sadıklar. Bu sebeple AK Parti'nin seçimlerde Kürtlere yönelik bir değişikliğe gitmeye gerek duymadıkları görülüyor.Araştırmadaki bir diğer gözlem, AK Parti ve MHP'nin HDP'yi PKK ile ilişkilendirmede başarılı oldukları ve HDP de kendisini PKK'dan ayıramadığı için kararsız oylar hiçbir zaman HDP'ye kaymıyor. Türk siyasetindeki güç dengesi sağ partiler AK Parti, MHP ve İyi Parti tarafından sağlanacağı ve bu partilerin hepsinin Batı karşıtı değerleri barındıran bütün muhafazakâr-dindar ve milliyetçi kampları içerdiği anlatılıyor. Son nokta olarak da Türk demokrasisinin Batı ile ilişkilerin geleceği konusunda umut verici olmadığı belirtiliyor. Tabii bu araştırmada gerçek olmayan birçok nokta var. Türkiye'de gerçek ilericilerin sağ-muhafazakârlar olduğu unutulmuş. Geleneksel kalıplarla bakılmış. 1950'den beri siyasi gelişmelerin nasıl ilerlediğine pek bakılmamış. Bu araştırma sonuçlarını irdelemeye devam edeceğiz. Amerikalıların Türkiye'ye nasıl baktığı ve değerlendirdiği bu raporda mevcut. Es geçmemek lazım. Hücrelerimize kadar her şeyi gözlemledikleri ve hiçbir ayrıntıyı kaçırmadıkları malum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.