Geçmişten siyaset ve medya dersleri

A -
A +
Türk siyaset ve medya tarihinde o davaya asla inanmadığı hâlde para karşılığı tetikçilik yapsın diye kiralanan ya da satın alınan gazeteciler örneği çoktur. Dikkatle incelendiğinde bu profesyonel kiralama ya da satın alma yöntemi hiçbir zaman tutmamış ve başarılı olmamıştır. Hep bu yöntemin sonu o siyasi partiler ve liderler için hüsran olmuştur.
Bakın bunun yakın dönemde örneklerinden biri Tuncay Özkan-Mesut Yılmaz ilişkisidir. Düşünün ulusalcı ve solcu bir gazeteci olan Tuncay Özkan tüm medya âleminin bildiği gibi bir dönem çok sert ANAP militanlığı yapmıştır. Genç okurlarımın “Bu nasıl olur? Kemalist Tuncay Özkan, Özal’ın felsefesini mi savundu?” dediğinizi duyar gibiyim. Ne kadar ironik ki, bu garabet aynen olmuştur. Merhum büyük devlet adamımız Turgut Özal’ın siyasi felsefesinin tam zıddında olan solcu Kemalist bir adam sırf menfaat ilişkileri gereği ANAP ve Mesut Yılmaz savunuculuğu yapmıştır. Peki sonuç ne olmuştur?
Hem ANAP hem de Mesut Yılmaz tarihe karışmıştır. Bu tür yanlış medya propaganda ilişkileriyle gidilecek yolun sonu hezimettir. İşte biz de AK Parti olarak bunun benzerini yaşadık 23 Haziran’da. Profesyonel olarak kiralanmış gazeteci modeliyle iş yürümez. Bizim taraf olarak kesinlikle ders alıp yola düzgün şekilde devam etmeliyiz. Bakın AK Parti yakın zaman önce de bunu yaşadı. Tuncay Özkan’ın bir anda ANAP’lı oluşu gibi 28 Şubat destekçisi Fatih Altaylı da bir anda AK Partili ve Erdoğancı olmuştu.
Gezi olaylarında o zaman Başbakan olan Erdoğan’ın en kritik 2 Haziran 2013 söyleşisi bile Fatih Altaylı’ya yaptırıldı. Altaylı o yayın boyu da Başkan Erdoğan’ı sürekli övdü ama sonuç olarak söyleşi ters tepti. Bilakis Altaylı ve Habertürk ile kurulan bu ilişki Başkan Erdoğan ve AK Parti aleyhine oldu.
17-25 Aralık darbe teşebbüsü sürecinde ise bu sefer aynı Fatih Altaylı’nın yönettiği gazetenin manşetleri Zaman ve Bugün ile tamamen aynı şekilde atılmaya başlandı. “Artık o da bize hizmet ediyor” denilen Fatih Altaylı bir anda döndü ve FETÖ lehine manşetler attı. FETÖ bir yandan da Altaylı’nın tapeleriyle yine Sayın Erdoğan’a saldırmaya devam etti.
Ne hazin ki bu bahsettiğim Tuncay Özkan ve Fatih Altaylı örneklerine rağmen AK Parti aynı hatayı yine yapıyor! Geçen yazımda bunun detaylarını yazmıştım. Elbette karar AK Parti’nindir. Ancak bu hareketlerin bir faydasının olmayacağı aşikârdır. Ben bunun gerçekten faydalı olacağını görsem açık açık söylerim. Göz göre göre bu skandalları yapmanın Başkanımız Erdoğan’a zarar verdiği yakın tarihteki örneklerle de anlaşılabilir. 
 
CEM KÜÇÜK'ÜN DİĞER YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
DEĞİŞEN SOSYOLOJİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.