F-4 kazaları: İhmal mi, kaza mı?

A -
A +

Önce Malatya'da F-4 tipi iki savaş uçağının düşmesi, akabinde Konya'da aynı tip bir uçağın daha düşmesi, doğal olarak Türkiye'de bu kazaların arkasında yatan sebebe dair bir tartışma oluşturdu.

İhmal mi, sabotaj mı, pilotaj hatası mı? İsrail komplosu mu yoksa F-4 tipi uçakların miadını doldurmuş olması mı? Kamuoyunda sorulan temel sorunlar bunlar.

Kazaların sebeplerine ilişkin detaylı incelemeleri içeren çalışma hâlihazırda devam ediyor. Dolayısıyla kazaların sebebine ilişkin henüz resmî bir açıklama yok. Hâliyle kazalara ilişkin yapılan tüm yorumlar spekülatif.

Konuyu Türkiye'de savunma sanayi ve havacılık konusunda uzman bir kaynağa soruyorum. Cevabı: Tesadüf ve kaza ihtimalinin kuvvetli olduğu ve kamuoyunda F-4 tipi uçaklar konusunda yapılan yorumların pek de gerçeği yansıtmadığı oluyor.

F-4 tipi uçakların yeni olmamasının güvenli olmadığı anlamına gelmediğini not düşüyor: "Uçan Tabut olarak tanımlanan uçaklar F-4 tipi uçaklar değil, F-104'lerdi. F-104'ler 1990'ların ortasında Türkiye'de kullanımdan kaldırıldı, ancak örneğin İtalya'da kullanılmaya devam etti. F-4'ler ise çift motorlu ve güvenilir uçaklardır. Bu uçakların bakımları düzenli olarak yapılır ve 2020 yılına kadar kullanılması planlanmaktadır. 2020 yılında kullanımdan kaldırılması da o yılda bu uçakların uçulamaz hâle gelmesinden kaynaklanmıyor. Türkiye bu zamana kadar F-35 tipi yeni uçaklarla filosunu genişletiyor. F-4 tipi uçakların güvenli olmadığına, bakımının yapılmadığına dair iddialar doğru değil."

Uçak mühendisi Tevfik Uyar da hemfikir bu görüşte: "Son 35 yılda F-4 kazaları nedeniyle 14 pilotun şehit olduğu bilgisine yer veriliyor. Fakat kaç seferde, kaç saatlik uçuşta, ne kadar sortide bunun gerçekleştiğine yer verilmiyor. Ayrıca Türk Hava Kuvvetleri Envanteri'nde yer alan diğer uçaklarla, söz gelimi F-16'larla karşılaştırılmıyor. Halbuki son 35 yılda F-16 kazalarında da 13 pilot şehit oldu. 1974'ten bu yana Türk Hava Kuvvetleri envanterinde yer alan F-4'ler eski olsalar da yakın zamanda modernize edilmiştir. 2030 yılına dek Türk Hava Kuvvetleri'nde hizmette olması düşünülecek kadar moderndirler. (Daha derin bir bilgi vereyim: F-4'ler yeni nesil uçaklar kadar elektronik donanıma sahip olmadığından [bir hidrolik harikasıdır] elektronik karıştırmaya karşı F-16'lardan daha emniyetlidirler.)"(1)

Uyar, başka bir noktaya daha dikkat çekiyor: "Sivil havacılık kazalarının %80'i insan hatasından kaynaklanır... Askerî yetkililer askerî havacılık için bu oranın %60-%70 olduğunu söylemiş. Yani kazaları genel olarak ele alırsanız, insan hatası başlıca faktördür. İnsan derken sadece pilot kastedilmez. Bakımı yapan teknisyen, direktifi veren kuleci, emri veren komutan, planı hazırlayan uçuş harekâtçı, arka koltukta oturan silah sistem subayı vb. Zaten içerisinde bu kadar insan olan bir operasyonda insan faktörü ağırlıklı olarak devrededir."(2)

F-4'ler sadece Türkiye'de kullanılmıyor, şu an Türkiye dışında bu uçağın kullanımda olduğu diğer ülkelerden bazıları şunlar: Mısır, Almanya, Yunanistan, Japonya ve Güney Kore. Bu uçaklar Amerika'da kullanımda değil şu an. Ancak Uyar'a göre Amerika'nın bu uçakları envanterden çıkarması, uçakların güvenli olmadığı anlamına gelmiyor, "F-22, F-18 vb. daha modern uçakların bizzat üreticisi olan ABD'nin elinde kalan F4'leri eğitim ve arge amaçlı kullanıyor olması bu uçakların kötü olduğunu değil, ABD'nin envanterinde olacak kadar kıymetli olmadığını gösterir. Çoğumuzun araba diye kullandıklarını bazı zenginler valiz arabası olarak kullanıyor ya da onlara korumalarını bindiriyorlar. Bu o arabaların emniyetli olmadıklarından değil, ihtiyaçlarını yeteri kadar karşılamamalarındandır."

Elbette, detaylı inceleme raporu tamamlanmadan son gerçekleşen kazaların nedeni konusunda yorum yapılamayacağını tekrar vurgulamak lazım. Ancak bu rapor tamamlanmadan, F-4'ler hakkında çok da doğru olmayan bilgiler üzerinden ihaleyi düzenli bakımı yapılan uçaklara kesmenin veya hemen komplo teorilerine başvurmanın yanlışlığına dikkat çekiyor uzmanlar.

Ve tüm bu olaylarda hatırlatılması gereken bir noktaya temas ediyorlar: Bir ihtimal daha var, kaza ve insani hata faktörü...

Buna benzer bir açıklamanın Genelkurmay eski başkanı İlker Başbuğ'dan da geldiği not düşülmeli. Başbuğ F-4 kazalarına ilişkin bir soruya şöyle yanıt veriyor: "Bu konudaki spekülasyonları doğru bulmuyorum. Bu kazaların üst üste gelmesinin acı bir tesadüf olduğunu düşünüyorum. Ölen pilotlarımıza rahmet diliyorum. Ne olmuş olabilir? İncelemeyle ortaya çıkacaktır. Özellikle Balyoz ve diğer davalarda deniz ve hava kuvvetleri personeline adeta bir kıyım yapıldı. 25-26 F-16 pilotu suçlandı, ceza aldı, TSK'dan ayrılma durumlarına sokuldu. Büyük kan kaybetti. Bu durumun pilotun moraline etkisi olmuş mudur? Olmuş olabilir. Hiç olmamış yaşanmamış gibi tanımlamak da pek gerçekçi değil. Netice olarak  diğer komplolara inanmıyorum doğru olduğunu düşünmüyorum. İnanmamak, etkisi altına girmemek lazım... Yetkili makamların açıklama yapmasını bekleyeceğiz. Muhtemelen pilotajla ilgili bazı sorunlar olduğu sonucu çıkabilir. Pilotlar tecrübelidir doğrudur ama hava ayrı bir olay. Saniyedeki hata affetmiyor"(3)

Son bir not, yazar İlkan Dalkuç, F-4'ler üzerinden başlayan tartışmanın, Türkiye'nin makro güvenlik politikaları içinde değerlendirilmesi kanaatinde. "Bugün F-4 kullanmak bir tercih. Bu tercih Türkiye'de yerli savunma teknolojilerinin önünü açmayı hedefleyen bir yaklaşım. Türkiye'nin savaş uçağı eksiğini yeni alınan yabancı uçaklarla gidermek yerine, 2030-2040'lı yıllarda, milli kaynaklarla karşılanmasını öngören bir yaklaşımdan bahsediyoruz. Şu an Türkiye'nin önceliği yeni ve yabancı savaş uçağı almaktansa, yerli üretimi teşvik etmek. Bu minvalde TFX projesine sahip çıkmak önem taşıyor. Dolayısıyla burada bir taktikten ziyade, stratejik bir vizyondan bahsediyoruz..."

.....

(1) http://www.tevfikuyar.com/2015/blog/mesleki-yazilar/ucan-tabut-f-4e-linc-kampanyasi.html
(2) http://www.tevfikuyar.com/2015/blog/mesleki-yazilar/f-4-meselesinde-ilave-bilgiler.html
(3) http://www.milliyet.com.tr/basbug-dan-f4-yorumu-gundem-2024998/

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.