Babalarını seven kızlar

A -
A +

Beni Türkiye'nin geleceği açısından heyecanlandıran bir şey var.

Ne koalisyon pazarlıkları, ne de kısa zamanda unutulacak siyasi itiş kakışlar.

Çok konuşulmasına rağmen tarihi belirlemeyecek bir şey değil, aksine çok az vurgulanmasına rağmen Türkiye'de hemen her alanı dönüştürecek bir trend. Ekonomiden siyaseten, sosyolojiden kültüre.

Bu ülkenin genç kadınları beni çok heyecanlandırıyor.

Ataerkil bir dünyada başını dik tutarak, zorluklarla karşısında küsmeden, savaşan kadınlar. Seminerden seminere koşan, elinden kitap düşmeyen başörtülü zeki genç kadınlar. Dünyanın dört bir tarafına eğitim almak ve çalışmak için giden cesur genç kadınlar. Plazalarda sert bir rekabet içinde, kendi asaleti ve tarzı ile kariyer basamaklarını türlü engellere rağmen çıkan azimli genç kadınlar. Bir yandan bebeğine organik mama bulmak için uğraşırken, diğer yandan evinde Voltaire çeviren özgün genç kadınlar. Türkiye'nin dört köşesine zor kamu görevleri için gitmekten gurur duyan fedakâr genç kadınlar. Siyasetin haşin ve hoyrat dilinden korkmayarak, ülkesi için inandığı değerleri savunmaya girişen yiğit kadınlar. Kendi mahallesinin dar kalıplarına sığmayan, toplumun ataerkil kodlarına başkaldıran kadınlar. Girdikleri alanda fark oluşturan, kendi renklerini dayatan ve farkında olsalar da olmasalar da, kendilerinden sonra gelecek kız kardeşlerine alan açan, yol gösteren kadınlar.

Kimsenin onlara bu yolculuğun kolay olacağını söylememesine rağmen ve aslında görünenden de zor olduğunu yola koyulduktan sonra fark etmelerine rağmen, yılmayan, vazgeçmeyen genç kadınlar...

Özcülük caizse eğer bu konuda, erkeklerden çok daha adil, merhametli, şefkatli, cesur ve müdanasız buluyorum bu genç kadınları. Yani arkadaşlarımı, rol modellerimi, kız kardeşlerimi...

Tüm bu kadınları çoğu zaman hayranlıkla izlerken, bu mücadelede en büyük güçlerinin sihirli bir kelime olduğunu fark ediyorum: Öz güven... Dünyayı tanımaya başladıkları çocuk yaşlardan itibaren, erkek arkadaşlarına göre farklı, onlardan eksik olduğu bir şekilde öğretilmiş, "yapabilirsin"den çok "yapamazsın" ikazını duymuş, sınırları hep hatırlatılmış bir cinsiyetin mensuplarından beklenmeyecek biraz çılgın bir öz güven.

Bu öz güvenin kaynağı ise çoğu zaman babaları ile sahip oldukları ilişkiden kaynaklanıyor sanırım.

Her özgüvenli kadının arkasında kızını seven bir baba yatıyor belki de. Babalarını seven kızların bu hayatta işleri daha kolay oluyor.

Onlara değerli olduklarını hissettiren, cesaret veren, desteğini hiçbir zaman esirgemeyen, merak duygularını daim tutan, bu zor dünyada ilk karşı cinsten dostları olan o cesur babaların, cesur kızları onlar.

Hayatlarının ilerleyen zamanlarında, başkalarından beklentilerini belirleyen, ilişkilerine bir örnek teşkil eden bir güven duygusunu veren, onlara saygıyı ve sevgiyi hak ettiklerini hissettiren babalar. Onlara korkmamaları gerektiğini öğreten babalar. Onlara güzel, akıllı ve iyi insan olduklarını söyleyen babalar. Onları korumanın en iyi yolunun, onlara güvenmek olduğunu bilen babalar. İlk öğretmenleri, oyun arkadaşları, sırdaşları olan babalar.

İşte o babaların babalar günü kutlu olsun. Türkiye'de geleceğe dair en önemli katkıyı yapan bu adamlar sonsuz övgüyü hak ediyor zira.

Ve tabii, babacım senin de babalar günün kutlu olsun.

İyi ki varsınız... Sizi çok seviyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.