Ne 'çekilmez' bir çile

A -
A +
ABD Başkanı Donald Trump;
-"Çin ile iş birliği yaptı, virüsün yayılmasına engel olmadı" diyerek 194 ülkenin üye olduğu 72 yıllık 'Dünya Sağlık Örgütü’nden çekildi.
-"ABD'ye karşı diğer ülkelere ekonomik avantaj sağlıyor" diyerek 190 ülkenin üye olduğu 'Paris İklim Anlaşması'ndan çekildi.
-34 ülkenin imza attığı, barış dönemlerinde karşılıklı gözlem uçuşu yapmalarına imkân tanıyan 28 yıllık 'Açık Semalar Anlaşması’ndan çekildi.
-Barack Obama yönetiminin imzaladığı 'İran Nükleer Anlaşması'ndan çekildi.
-BM çatısı altında imzalanan 'New York Mülteci ve Göçmenler Deklarasyonu'ndan çekildi.
-101 ülkenin silahlanmayı kontrol altında tutmak için imza attığı 'Uluslararası Silah Ticareti Anlaşması'ndan çekildi.
-Neredeyse bütün ülkelerin imza attığı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)'nden çekildi.
-'Dünya Ticaret Örgütü’nden ve NATO’dan çekilme tehdidinde bulundu.
ABD kendisinin öncülük ettiği anlaşmaları bile işine gelmeyince elinin tersiyle itti. Hem de dünya dengelerini değiştirme pahasına...
Bir ise basit bir İstanbul Sözleşmesinden çıkamıyoruz. Kimileri sözleşmeyi neredeyse "kutsal metin" ilan edecek kadar sahipleniyor!..
Ama biliyor musunuz, o sözleşmenin kadını koruduğu filan yalan...
Geçen gün manşet yaptık. Sekiz yılda 2 bin 841 kadın öldürüldü. Kadın cinayetleri azalmadı aksine arttı.
 
Kim yanlış biliyor?
 
KADEM, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili 16 maddelik savunma hazırladı.
Metinde "Bu sözleşmenin eş cinsel yönelimlerin meşrulaşmasına sebep olduğunu iddia etmek en hafif tabirle kötü niyetliliktir" denildi.
Pekiyi...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı, cuma hutbesinde "İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eş cinselliği lanetliyor" dediği, Allah’ın emrini hatırlattığı için hedef gösteren Ankara Barosu ne diye itiraz etmişti?
Baro "Bu sözler, Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesinin üçüncü maddesine aykırıdır. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesi de ayrımcılık yasağını açık olarak düzenlemiştir" açıklamasını yapmamış mıydı?
Yani ya birileri yanlış biliyor ya anlaşmayı herkes kendine göre yorumluyor ve suistimal ediyor.
Herkesin farklı bir anlam çıkardığı sözleşme nasıl bir sözleşmedir?
Metni kusursuz görmek de tamamen tu kaka ilan etmek de yanlış...
Kanunlarımız güçlendirilmeli, kadın korunmalı ama bu sözleşmeden vazgeçilmeli.
...
Erkekleşen kadın, kadınlığa özenen erkek...
Çağın problemi bu!
İslamî tandanslı derneklere düşen, fıtrata ve inancımıza ters bu yaklaşıma yelken açmak değil, engel olmaktır.
Bir yanlış doksan dokuz doğruyu götürür mü? Yeri gelir götürür!
Ne diyor Polonya Adalet Bakanı: "Sol ve feminist propagandalara alet olmayın..."
Aynen öyle...
 
Kafa aynı çalışıyor
 
Emperyalist Batı’nın değişmez bir taktiği vardır: Göz koydukları bir toprağa ya da coğrafyaya müdahale için önce afili kavramlar üretirler. Yakın dönemde yaşananlara bir bakınız.
-"Arap Baharı" dediler, isyanlar peydahladılar, bütün Arap coğrafyası eski diktatörleri bile arar hâle geldi.
-"Irak’a Özgürlük Operasyonu" yaptıklarını söylediler, petrole kondular. Irak otuz yıldır işgal altında kan ağlıyor.
-Kudüs'ü siyonist İsrail’in sözde başkenti ilan ettiler. Ardından Filistin topraklarını bölmeye yeltendiler. İşgal planının adını da "Yüzyılın Anlaşması" koydular.
-Suriye'de terör örgütü YPG'nin adını gizlemek için "Suriye Demokratik Güçleri" diye bir şey uydurdular. Sonra "Adlarının ortasına 'demokratik' ifadesini koymamız zekice bir hamleydi. Bu onlara (teröristlere) bir miktar itibar sağladı" diye itirafta bulundular.
Sözü şuraya getireceğim...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu altıncı defa genel başkan seçildiği kongrede bir manifesto yayınladı. Adını da "İkinci Yüzyıla Çağrı" koydu.
Altı Oklar Mahallesi öve öve bitiremedi.
Adama sorarlar; yahu birinci yüzyıla darbe, baskı, gözyaşı, yokluk, yasak, yolsuzluk, diktatörlük dışında ne yazdırdınız ki ikinci yüzyıla çağrı yapıyorsunuz?
 
Bayramda Batı standardı
 
Kimilerine Ege sahillerine akmak için tatil bahanesi...
Kimilerine sıla-i rahim için ziyaret bahanesi...
Bizim hissemize yine bu bayram da çalışmak düştü. Çalışmaktan şikâyetimiz yok.
Geçen ramazan bayramı sokağa çıkma yasağından dolayı gazeteler çıkmadı. Bu sefer de aynısı yapılabilirdi. Ve buna dağıtımcı Turkuvaz Grubu öncülük edebilirdi...
Gazetemizin Frankfurt'ta Almanya baskısı yapılıyor. Senenin 11 günü gazeteler çıkmıyor. Noel'ini, paskalyasını yortusunu bıraktım "Cadılar Bayramı"nda bile basın tatil yapıyor!..
Bizim medya o saygıya henüz ulaşamadı.
 
...
 
Bayramınızı tebrik eder, huzur, sağlık ve afiyetler dilerim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.