Zihinlere de sondaj var mı?

A -
A +
  Karadeniz'de doğalgaz bulunduğu haberi aklı, vicdanı, ahlâkı, vatan sevgisi olan herkesi sevindirdi. Fakat maalesef birileri üzülmüş olacak ki, kulp takmaya ve başarıyı hafife almaya çalıştı. Onlardan biri olan Yılmaz Özdil "Aynı müjdeyi daha önce sekiz defa vermişler" diyerek 2004 yılından 2013'e kadar yetkililerin yaptığı açıklamaların kupürünü paylaştı. Gazetesi Sözcü ertesi gün aldı bunu dokuz sütuna manşet yaptı. Akıllarınca müjde fos çıkacak demeye getiriyorlar. Oysa aynı gün aynı gazetede Prof. Doğan Perinçek'in "Bugüne kadar Karadeniz’de 23 arama kuyusu açtık. Zonguldak açıklarında yapılan bu keşif dışında bir de Akçakoca gaz sahamız var. Böylece iki keşif oldu" açıklaması yer alıyordu. Peki arşivi kullanmasıyla meşhur Yılmaz Özdil, bunu görmüyor mu? Türkiye'nin Karadeniz'de Exxon-Mobil, PetroBras, BP gibi şirketlerle ortak kuyu açtığını bilmiyor mu? Bal gibi biliyor. Türkiye'nin üç sondaj, iki sismik araştırma gemisi var. İsimleri Fatih, Yavuz, Kanunî, Oruç Reis, Barbaros... Asalete, heybete, güzelliğe, vefaya bak! Akdeniz'i Türk gölü yapan kahramanların isimlerini taşıyan bu gemilerin hepsi de 2012 yılından sonra alındı. Fatih, Yavuz, Kanunî'nin gelmesi daha iki üç yıllık hadise. Ne diyor emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı: "Bunlar altı sene önce yoktu. Ki hiçbir devletin böyle sismik araştırma filosu yok. Bu çok büyük bir şey 'istediğimiz yerde sondaj yapabiliriz' demek. Aramayı dünyada şirketler yapıyor ve çıkarılan doğalgazdan, petrolden yüzde 50-60 pay alıyor. Eğer biz kiralamış olsaydık bir sondaj için 500 milyon dolar verecektik. Şimdi 38 milyon dolar diyorlar. Bunun kıymetini bilmeliyiz." Gidin zihninize, kalbinize, midenize sondaj yaptırın, kiri, pisi aldırın! Doğru düşünemiyorsunuz!..   Zihinlere de sondaj var mı?Dönüşümün itirafları   *Sağ bahçelerden 'gül' koklayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini partiyi sağa çekmekle suçlayanlara geçen hafta "O diyenler gardırop solcusu, kantin solcusu" diye cevap verdi. Daha evvel de "Türkiye'de sağ-sol siyaseti yok" diye buyurmuş idi! *Milliyetçilik edebiyatı yapan İYİ Parti lideri Meral Akşener geçen gün "Ben hayata 16 yaşımdan bu yana sınıfsal bakarım" dedi. Daha evvel de Kadıköy'e aday gösterdiği tiyatrocunun "Ben sosyalistim. Siz bile gönderseniz milliyetçileri kapıdan içeri sokmam" şartına eyvallah etmiş idi. *Muhafazakâr fikir dünyasının kuramcılarından Ahmet Davutoğlu geçen ay "Kendimi hiçbir zaman sağcı olarak görmedim. Marksist literatürü de ilk kez ortaokulda okudum" diye reddiyede bulundu. *Saadet'in pirifâni lideri Temel Karamollaoğlu altı ay kadar önce kendileri hakkında "Biz ne solcuyuz ne de sağcıyız" tarifi yapmıştı. AK Parti, sağ sol bırakmadı, bilindik bütün siyasi kalıpları dönüştürdü. Hoş, kendi de dönüştü. Bugün neredeyse en milliyetçi, devletçi parti...     YouTube gazetecileri   İki YouTuber Diyarbakır'a gidiyor. Kameraları gizli bir yere koyuyor. Sokakta bir şeyler satan çocuklara yaklaşıp yemek istiyor. Çocuklar bütün samimiyetleriyle bir şeyler ısmarlamanın ve yabancıları ağırlamanın derdine düşüyor. İstediği cevabı alan YouTuberlar "Ta ta ta taaam" diyerek bir tablet çıkarıp çocuklara hediye ediyor. Karşısındaki "Abi n'aptın bu çok pahalı" diye mahcubiyetini dile getiriyor... Anadolu'nun mayasının ne kadar sağlam; her şeye rağmen evlatlarının şefkatli ve hürmetli olduğunu gösteren bu deney, büyük beğeni topladı. Tabii eleştiri de aldı. Bazıları YouTuberların çocukların üzerinden reyting devşirip para kazandığını söyledi. Gençler, birçok haber bültenine konu oldu. Milyonlarca kişi onları izledi. Tuzla Belediyesi çocukları İstanbul'da ağırlayarak ödüllendirdi. Netice itibarıyla bir video ile umut verdiler, mutlu ettiler, insanlık ölmemiş dedirttiler, iyi olmanın mükâfatının mutlaka olacağını gösterdiler. Bunun neresi kötü? Önemli olan insana dokunmak, topluma ayna tutmak. Esasında bu, gazetecinin görevidir. Nitekim eskiden acar muhabirler turist, dilenci ve müşteri kılığına girer nabız yoklardı. Fakat bu YouTuberlar acayip çalışıyor. Geçen bir başkası Kilis'e gitmiş. Geleneksel medyanın yapmadığını yapmış ve şehirdeki Suriyelilere dair Türk esnafa mikrofon uzatmış. Acayip sorular sormuş. Neticede bir buçuk milyona yakın kişi izlemiş. Bir başka YouTuber gazeteci, ABD Başkanı Trump'ın eski danışmanı John Bolton ile röportaj yapmış. Çatır çatır sorular yöneltmiş. Videosu on binlerce kişi tarafından tıklandı. İşte yeni medya düzeni bu!     Vatandaş bülteni   Karadeniz'de gaz bulunduğunun açıklandığı gün bir televizyon kanalının ana haber bültenine denk geldim. İlginç bir durum dikkatimi çekti. Haberler cep telefonu ve güvenlik kamerası kayıtlarıyla doluydu. Bülteni tekrar izledim. Kanal bir saat içinde 32 habere yer verdi. Bunların 13'ü kanalın ve ajansların servis ettiği haberdi. 19 haber ise vatandaşın çektiği görüntüler ve güvenlik kamerası kayıtlarından oluşuyordu. Anlayacağınız ana haber bültenleri de 'youtube'a dönüşmüş.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.