KARANLIK İŞLERİN BÜYÜK USTASI

A -
A +

Ari Ben Menaşe 1952 yılında İran'da doğdu. Babası, deri ve kürk ticaretiyle uğraşıyordu. Ailesi ise evde Arapça, dışarıda Farsça konuşmaktaydı. Bu yüzden daha 6 yaşında, iki dile birden hâkim oldu. Pek çok Musevi çocuk gibi o da Tahran'daki Amerikan lisesine gitti ve burada İngilizce-Fransızca öğrendi.
Zaman su gibi akıp geçti. Ari, 18 yaşında liseden mezun olunca kimse onu tutamadı ve İsrail'e gitti. İdealistti, kibuzlarda çalıştı. 1974'teki askerliğinde İran'daki telsizleri dinleyerek başladığı yolculuğuna derin İsrail'in labirentlerinde devam etti ve kısa zamanda silah ticareti yapan bir gizli servis elemanı haline geldi. İlk satışını ilginçtir İran'a yaptı; F-4 Savaş uçakları için 300 adet lastik.
Ardından İran'daki Ayetullah devrimini desteklemek üzere İsrail'de kurulan bir çalışma grubuna girdi Menaşe. Bu desteğin ardındaki fikir çok basitti: Şah Rıza Pehlevî, Irak'la savaşmamaktaydı. İsrail'in en çok korktuğu ülke ise Irak ve onun lideri Saddam'dı. Bu sebeple Sünni Saddam'dan ölesiye nefret eden Ayetullahları desteklemeleri gerekirdi.
İsrail, molla devriminden sonra İran'a en çok silah satan ülke haline geldi. Aylık tutarı yüz milyonlarca doları buluyordu. İsrail, ABD'nin eskimiş silahlarını yenileyip İran'a satıyordu. Eski M48 tanklarının çoğunu bu yolla elinden çıkardı.
Mollalar da bu silahların hakkını verip, kısa zamanda ülkelerini Saddam'ın Irak'ıyla boğaz boğaza getirdi. Yıllar süren savaşta yüz binlerce insan hayatını kaybetti.
Menaşe'nin İranlı Partnerinin adı Seyid Mehdi Kaşani'ydi. Uluslararası silah ticaretinde iyi bilinen Kaşani'nin babası Ayetullah Ebul Kasım Kaşani, Humeyni'nin Yüce Şûra'sında üyeydi. Kaşani'nin aracılık ettiği, uçak, helikopter, tank, füze ve diğer silahların haddi hesabı yoktu. Mesela İsrail ajanı İbrahim Şavit'in Malta'daki ASCO adlı şirketi üzerinden 1989 yılında Huges 300 marka 12 adet ABD helikopteri temin eden Kaşani, bunları dolambaçlı yollardan İran'a sokmayı başarmıştı.
Kaşani, İspanya'nın Marbella sayfiyesinde muhteşem bir yazlık villaya sahipti. Bu villanın konukları arasında başta Ari Ben Menaşe, Adnan Kaşıkçı, terörist ve silah kaçakçısı Monzer El Kasser, Hafız Esad'ın kardeşi Rıfat El Esad, Doğu Alman silah tüccarları Heinz-Erich Schreitmüller ile Reinhard Uhlig'e kadar pek çok ilginç isim vardı.
Ben Menaşe için 1989 yılının 3 Kasım'ı kara bir gündü. Bir "iş arkadaşı" kendisini Los Angeles'e davet etmişti. Banyosunda duş alırken aniden kapısı açıldı. İçeriye giren bir grup mavi üniformalı yabancı, ellerindeki tabancaları Menaşe'ye doğrulttular. Gruptan biri, "Lütfen giyinin, tutuklusunuz" dedi.
Gazetelerde Amerikan Gümrük Muhafaza Dairesi'nin bir İsrailli silah tüccarını tutukladığına dair haberler çıktı. Haberlerde Menaşe'nin C-130 Hercules tipi üç adet askerî nakliye uçağını yasa dışı yollarla ABD'nin can düşmanı İran'a satmakla suçlandığı belirtiliyordu.
Ancak Menaşe, mahkeme jürisini İsrail hükümeti adına çalıştığına ve ABD'nin çıkarlarına uygun biçimde davrandığına ikna etti ve serbest bırakıldı.
Olayın aslı sonra ortaya çıktı. Bu uçaklar ABD tarafından savaş sonrasında Saygon'da terk edilmişti ve 90 adetti. İsrail bunları ölmüş eşek fiyatına Vietnam'dan satın almış, iki milyon dolara yenileyerek satışa çıkarmıştı. İran da sazan gibi tanesi 12 milyon dolara talip olmuştu bu hurdalara. Ama dönemin Başbakanı İzhak Şamir bu uçakların satışını o sırada Lübnan'da rehin bulunan üç İsrailli rehinenin serbest bırakılması şartıyla onaylamıştı. Ancak, şartı kabul eden İran, rehineleri kurtarma konusunda başarılı olamayınca satış da durmuştu.
Ari Ben Menaşe'nin özelindeki bu hikâye, İsrail'in, çıkarları için her türlü şeytani iş birliğinden çekinmediğini, tüm karanlık işlere imza attığını anlatan binlerce olaydan yalnızca biri.(*)
Çok karanlık bir proje olan IŞİD'i konuşurken, İsrail bu İŞ'in neresinde diye tartışırken biraz daha düşünelim istedim.
Özellikle de son 4 gündür yaşadığımız sevincin ardından, büyük devlet olmanın kapılarını aralayan MİT'le ilgili başarı öyküsünü dinlerken.
.....
(*) Egmont R.Koch ve Jochen Sperber-"Bilgi Mafyası"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.