FETÖ, onu bile tezgâha getiriyorsa

Geçen yıl, tarih 20 Aralık 2016.

Karlov suikastından bir gün sonrası. Medya Kritik programında Cem Küçük ile konuşuyoruz. Suikastı yapanın FETÖ olduğundan adımız gibi eminiz (nitekim haklı çıktık) ve çok öfkeliyiz.

Cem, programda Amerika, İsrail, Almanya gibi ülkelerin teröristlerle nasıl mücadele ettiğini Mossad, CIA, Guantanamo vb. örnekleri vererek tek tek anlatıyor. Arkasından “Türkiye insan hakları sözleşmelerine imza atmış bir ülke, onların yöntemlerini kullanmayacağı aşikâr” diye de ekliyoruz.

Evet, FETÖ’cüler tam BİR YIL ÖNCE; 20 Aralık 2016 tarihinde Medya Kritik programındaki bu konuşmalarımızdan; Cem Küçük’ün ve benim sözlerimizi cımbızlayarak, başını sonunu kesip biçerek çarpıtılmış bir video hazırladı ve bunu geçtiğimiz hafta dolaşıma soktu.

 

 

Çünkü artık yolun sonuna geldiler.

Türkiye giderek FETÖ konusunda Batılı ülkelerle ılımlı bir diyalog içine girmeye başladı. Bazı FETÖ’cülerin iadesi gündeme gelebilir. Çok korkuyorlar. Bu yüzden video eşliğinde Avrupalılara “Bizi iade ederseniz işkence yapacaklar, öldürecekler” algısını oluşturmaya yönelik propagandaya giriştiler.

 

 

Bir diğer hedefin ne olduğunu da geçen cumartesi günkü yazımda aktardım. PKK ile FETÖ, ortak bir suikast prodüksiyonuna imza atmak için çalışmalarına hız verdiler. Hem PKK, hem de FETÖ, kendi içlerinden tasfiye etmek istedikleri isimlere suikast düzenleyecekler ve suçu Türkiye Cumhuriyeti devletine atacaklar. HDP’li vekil Garo Paylan’ın açıklamalarının sebebi de aynı algıya yönelik. Garo Paylan’a “kaynakları” bu bilgiyi verdi, o da üzerine düşen vazifeyi yerine getiriyor. Minareyi çalmışlar, kılıfını hazırlamışlar.

 

 

Dolayısıyla tam BİR YIL ÖNCEKİ videonun dolaşıma sokulması da aynı şekilde suikast kumpaslarına zemin hazırlamak ve Türkiye’yi cinayetlerden sorumlu tutmak.

Bu konuda devlet hangi önlemleri alıyor ve ne türden diplomatik kanalları kullanıyor bilemiyorum ama AK Parti milletvekili Metin Külünk’ün de aynı odaklar tarafından abuk subuk iddialarla hedefe konması işin vahameti konusunda ipucu vermekte.

Ama asıl vahim olan ne biliyor musunuz?

FETÖ’cülerin bu tezgâhlarına, FETÖ ile mücadele eden bir ismi de alet edebilmeyi başarabilmesi.

Posta gazetesi yazarı Nedim Şener geçen cuma günkü köşesinde “Katilimin idamına bile karşıyken” başlığını taşıyan bir yazı yayınladı.

 

 

Nedim Şener FETÖ’nün dolaşıma soktuğu bu videodaki sözlerin geçen hafta perşembe günü yayınlandığını sanmış olmalı ki “Dünkü programlarında bunları söylediler” diyerek geçen yılki konuşmalarımızdan cımbızlanarak alıntılanan bölümleri paylaştı. Ardından bizim FETÖ ile mücadeleye zarar verdiğimizi belirterek aynen şöyle dedi:

“Bu konuşmalar sanki ‘en çok FETÖ’cülerin işine yarasın’ diye yapılıyor diye düşünmeye başladım artık...”

Nedim Şener eğer benim ve Cem Küçük'ün FETÖ'cülerin işine yarasın diye konuştuğumuzu düşünmeye başlamışsa bu FETÖ açısından büyük başarıdır. Şener'in sözleri onlara ilaç gibi geldi zira.

 

 

Not düşelim, bahsi geçen konuşma eleştirilebilirdi ama bu geçen yıl yapılmalıydı.

Eğer yapılmamışsa bir yıl önceki programın videosunun dolaşıma sokulmasının bir FETÖ projesi olduğunun farkına varılmalıydı.

FETÖ’ye öfkem çok büyük olsa da hayatım boyunca idam karşıtlığımdan milim taviz vermedim. Üstelik Nedim Şener "Dünkü programda yaptıkları konuşmalar" dediği için söylüyorum, geçen perşembe günkü Medya Kritik’te FETÖ’cülerin Türkiye’ye getirileceğini ve hukuk karşısında hesap vererek yargılanacaklarını söyledik. Nedim Şener dâhil bunu herkes dinlemiştir.

 

BU ÜLKEDEN KAZINACAKLAR