Bahçeli’nin çıkışı ve Kılıçdaroğlu’ndaki “dosya”nın sırrı

A -
A +
Geçen cumartesi günkü yazımda CHP’nin “FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılsın” başlıklı önergesinin ardındaki gerçeği anlatırken, 15 Temmuz darbe girişiminden üç ay sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Elimde dosyaları var. AK Partili 180 milletvekili ve dört bakan ByLock kullanıcısı” dediğini hatırlatmıştık. Yayına açık olmayan basın toplantısına katılan medya yöneticisi gazeteciler de “İsimleri nedir hemen açıklar mısınız?” diye sormuştu. Aldıkları cevap enteresandı: “Dosyalar burada değil, Ankara’da.” İddia medyaya düşünce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ta o zaman Kılıçdaroğlu’na şöyle seslenmişti: “Hiç durma açıkla!” Fakat nafile. Zehirini akıtan Kılıçdaroğlu, o dosyalar defalarca sorulmasına rağmen ölü taklidi yaparak konuyu unutturmaya çalıştı. Oysa ellerinde fırsat vardı, “Siyasi ayak” için bundan daha iyi argüman olur muydu? Aradan 4 yıl geçti, şimdi CHP’li grup başkanvekilleri “FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılsın” diye önerge veriyorlar. Neden? Üstelik yazımın yayınlandığı gün MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı’na “Hadi açıkla yoksa biz Cumhuriyet Savcılığı’na başvuracağız, tıpış tıpış geleceksin” sözleriyle çağrıda bulundu. Bahçeli “Siyasi ayak” önergesi için de “Biz ne zabıtayız ne polis. Bu tür siyasi ayaklar varsa savcılar ve emniyet ne güne duruyor?” dedi.   O DOSYAYI KILIÇDAROĞLU’NA KİMLER VERDİ VE NEDEN UNUTTURMAYA ÇALIŞTI?   Evet, soru bu. Kılıçdaroğlu “Göster dosyaları” dendiğinde neden köşe bucak kaçtı? Onu vazgeçiren neydi ve kimdi? 17-25 Aralık süresince Paralel Yapı’nın papağanı gibi Meclis’te sahte evrakları şakıyan Kılıçdaroğlu’nun eline dosya tutuşturulmazsa bu konuşmayı yapar mıydı? Adamımızı biliyoruz, tabii ki hayır. Malum, bir ara “Baykal’ın kasetini ilk ben gördüm” diye ağzından kaçırıvermişti. Demek sıkı tembih edilmemişti. “Nasıl gördünüz, kim getirdi ya da verdi?” sorularına da “Evime üç tane maskeli adam geldi ve bana kaseti teslim ettiler” diye akıllara ziyan bir cevap vermişti.   MİT’İN ELİNDEKİ YENİ BYLOCK YAZIŞMALARINDA NELER VAR?   O dosya, anlaşılıyor ki yine FETÖ’nün CHP içindeki kuryeleri tarafından teslim edilmiş “evrak”larla doluydu. Sahte belge ve kurgu ustası FETÖ’nün ahlaksızlıklarını bildiğimize göre, dosyalardaki “içeriği” hemen tahmin edebiliriz. Oyun ta o vakit kurgulanmıştı ama ne hikmetse birden vazgeçmişlerdi. Belki de Kemal Kılıçdaroğlu’na “Şimdi zamanı değil, 15 Temmuz’dan çok az zaman geçti, halk istim üzerinde ve FETÖ’nün 17-25 Aralık yargı darbesi hafızalarda taze ve bu geri teper” dendi. Kılıçdaroğlu esasında o dosyanın içinin boş olduğunu çok iyi biliyor ve bu yüzden bu meseleyi unutturmak isteyecek yine. Ama götürse de götürmese de Devlet’in eline geçen yeni belgeler savcılığa iletilecek ve bambaşka bir süreç başlayacak.   CHP ÖNERGEYLE ÖN ALMAYA MI ÇALIŞIYOR?   Asıl mesele başka. Medyaya da yansıdı. Biliyorsunuz ByLock yazışmalarındaki içeriklerden çok önemli bir kısmı nihayet MİT tarafından deşifre edildi ve yeni bilgilere ulaşıldı. Son derece ilginç ve çarpıcı bağlantılarla iş birlikleri ortaya çıkabilir. Bu anlamda yeni deşifre edilen ByLock yazışmalarının içeriğindeki birtakım bilgiler, darbe girişimine giden yolda bazı CHP’lilere ve bugünün İP’lilerine de çıkıyor olabilir. Bu noktada Bahçeli’nin “Elindeki dosyayı savcılığa ilet yoksa ben seni getirtmesini bilirim” mealindeki çıkışı ve Kılıçdaroğlu hakkında suç dosyası kabarık bir rapor hazırlattıklarını açıklaması, devletin eline yeni belgelerin geçtiğini gösteriyor. Anlaşılıyor ki bundan CHP’nin de haberi var ve Meclis'e verdikleri “FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılsın” önergesinin arkasında da bir ön alma düşüncesi yatıyor. Yoksa, yukarıda da belirttiğim gibi Bahçeli’nin çağrısıyla gündeme yeniden gelen o “ByLock dosyası”nın içeriğinin boş olduğunu Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisi de biliyor.   FETÖ MAYIS 2016 DARBESİNİ NEDEN ERTELEDİ?   Peki, devlet ve istihbaratın elindeki yeni ByLock yazışmaları neden CHP’yi hakikaten korkutmuş olabilir mi? O yazışmalarda örneğin CHP ve Meral Akşener’in FETÖ’nün mayıs ayında planladığı ama CIA-FETÖ ikilisinin beklentilerini boşa çıkaran gelişmeler nedeniyle vazgeçtikleri darbe girişiminde rollerinin olup olmadığına ya da AK Parti içindeki ayrılıkçı gevşeklere kadar çeşitli bilgileri kapsıyor mudur? Bunu neden söylediğimi anlatayım. Ama önce 2016 yılı Şubat-Mart aylarından itibaren hatırlayalım: 1-Akşener ve arkadaşları FETÖ’cü hâkimlerin desteğiyle MHP’yi ele geçirecekti olmadı.2-Davutoğlu AK Parti’yi Erdoğansızlaştırma projesinde başarılı olamadı ve partiden şutlandı.3-Erdoğan çözüm sürecini ve Davutoğlu’nun tezgâhı Dolmabahçe entrikasını boşa çıkardı4-Kılıçdaroğlu CHP tabanını ayaklanmaya çağırdı, bir tür Gezi olayı meydana getirmek istedi ama taban buna rağbet etmedi. Kısaca darbenin objektif şartları oluşamadı. Benim şu ünlü “Cemaatçi askerlere son uyarı, tavuk tarda sayılır” başlıklı yazım da patlayınca ve darbe hazırlıkları faş olunca  FETÖ, A Planı olan mayıs darbesini ileri tarihe; 15 Temmuz’a kaydırdı. 15 Temmuz rastgele bir tarih değildi. 30 Ağustos YAŞ toplantısında 2000’e yakın FETÖ’cünün tasfiye edilecek olmasının önüne geçilmesi gerekiyordu.   CHP’DEKİ PANİK HAVASININ SEBEBİ   Şimdi bir panik havası var CHP’de. Cumartesi günkü yazımda ifade ettiğim gibi ön almaya çalışıyorlar bu önergeyle. AK Parti ve MHP bu önergeyi kabul etmezse “Bakın ucu kendilerine dokunuyor, kaçtılar” diyecekler. Eğer ezkaza kabul edilirse de bu kez ellerindeki sahte evraklarla ve dosyalarla bombardımana başlayıp, tüm dünya medyasıyla birlikte hükûmeti savunma durumunda bırakacaklar. Tabii asıl hedef Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan. Sonra devlet istediği kadar ByLock yazışması ortaya çıkarsın, hepsi gargaraya getirilecek.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.