Pizza Gate ya da Sodom’un 120 Günü…

A -
A +
Öyle tahmin ediyorum ki hepimiz ilk kez sosyal medyada yer alan #PizzaGate hashtag’iyle duyduk bu skandalı. Herkes bir merakla meseleyi araştırmaya başladı. Herkes mesele dair bir şeyler söyledi, yazdı, yorumladı. Ben de bu yazımda geniş bir perspektifte meseleyi ele almaya çalışacağım...
Pizza Gate skandalı, ABD'de birçok siyasetçi, işadamı ve tanınmış simaların pedofili, yani sübyancılık (çocuk istismarı/tecavüzü) suçunu işlediği iddiasıyla ilgili küresel bir vaka… Wikileaks üzerinden sızdırılan belgelerden sonra pedofili suçunun, aşağıda da bahsedeceğimiz üzere, bu şebeke tarafından organize bir şekilde işlendiği görülüyor. Pizza Gate denilmesinin sebebini ise, kısaca; ABD'de bu işi organize eden adamın pizzacı olması ve ünlüler ile yazışmalarında “pizza” kodlarını kullanması şeklinde açıklayabiliriz. Peynir=Kız çocuğu, Makarna=Oğlan, Pizza=Kız, Hotdog=Erkek çocuğu gibi… Ünlüler parti verecekleri zaman yüksek meblağlar ödeyip sözümona bu pizzacıdan e-mail ile sipariş veriyor ve çocuklar adrese teslim ediliyor. Bu sapkın durum; çocuklara akıl almaz işkenceler yaparak tecavüz etmekten tutun da, insanları kesip can çekişmesini izlemekten zevk alan tiplerden oluşuyor. Hatta bu iğrenç durumu sanatsal bir aktivite gibi görüp izleyen, eğlenen, çocuklarla hayasızca birlikte olan, yozlaşmış, hasta ruhlu, on binlerce dolarlık takım elbiseler giyen tiplerden oluşuyor olması da ayrı bir tartışma konusu…
Mevzubahis pizzacının Facebook'taki profil fotoğrafına bakıldığında, büyük bir dilim pizzaya sarıldığı ve pizzayı şehvetle öptüğü görülecektir. Bu firma (!) Comet Pizza olarak geçiyor ve sahibi de James Achilles Alefantis. Alefantis'in Instagram profilinde paylaştığı pedofili içerikli fotoğraflar her şeyi ortaya koyuyor. Ayrıca Comet Pizza'da düzenlenen organizasyonun afişleri de pedofili içerikli görseller ile dolu. (Bu içerikler daha sonra Alefantis tarafından kaldırıldı) FBI tarafından yayımlanmış Pedofili notasyonu (yazım/çizim) benzerlikleri de şüpheleri arttıran cinstendir. Comet Pizza’nın sahibi Alefantis'in Barack Obama'yı ziyaretinin belgesi hem wikileaks hem de sosyal medyada yer aldı. Obama ve özellikle ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’a dair bu iddiaları destekleyecek o kadar çok görüntü mevcut ki sözün bittiği yer diyebiliriz.
 
 
FBI-CIA karşı karşıya…
 
 
Meselenin özüne varabilmek için 90’lı yıllara gitmek gerekiyor… Benim ulaştığım bilgi 1995 yılına ait. Belki -kuvvetle muhtemel- daha eskilere dayanıyor bu mevzu. Olaylar zinciri, Belçika'nın bir kasabasında kaybolan kız çocuklarıyla başlıyor. Pizza Gate olayında, mülteci ve göçmen ailelerin çocuklarının insanlık dışı ve sapkın partiler için kaçırıldığı veya para ile satın alındığı iddia ediliyor. İddialar öyle ki, Pizza Gate’e dair istihbarat birimlerinden medyaya, politika dünyasından uluslararası ilişkilere kadar uzanan bir otosansür/sümen altı etme durumları söz konusu. Bunu nereden anlıyoruz? Hemen belirtelim; yaşanan bu olaylar manzumesinde zaman zaman bu komplo teorisi çoğu yerde dillendirilmiş, ortaya çıkarılmaya çalışılmış. Ancak... üstü örtülmüş... Meselenin kırılma noktası ise 2016 ABD Başkanlık seçimi... Çünkü Amerika seçimlerinde bu iş iyiden iyiye büyümeye başlıyor, çığrından çıkıyor. Sebebi ise, işin içinde Clinton çiftinin de olması… Trump'ın en büyük kozu budur desek yanlış söylemiş olmayız. Bunun arka planında ise FBI-CIA çekişmesinin (yıllardır süregelen iç mücadele) olduğunu görmemek, “gözlerinizin ardına kadar kapalı olduğu” gerçeğini değiştirmez!
 
 
Trump tırpanı!
 
 
2016 ABD başkanlık seçiminde Hillary Clinton'a karşı kesin bir zafer kazanan ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, bu meselenin üzerine gidebilecek mi? Henüz bilmiyoruz. Fakat bu skandalın gün yüzüne çıkmasındaki en önemli etken Trump ve arkasında duran FBI'dır. Derin ABD, Trump'ı bu konuları açmaması için susturmak istemiş olabilir. Ama anlıyoruz ki, Trump,  Clinton'ı hapse attırabileceğini boşuna söylememiş. Trump'ın bu sözü, ortaya çıkan Pizza Gate skandalı yüzünden söylediği anlaşılıyor.
Hadi, olayı Belçika sınırları dışına taşıyalım. Elimizdeki veriler göstermektedir ki Afganistan ve Irak'ta on binlerce çocuk, ABD'nin işgalleri süresince kayboldu. Bu kadar da olmaz demeyin… Unutmayın; Almanya'da kaybolan dokuz bin çocuk için araştırma yapan medya kuruluşlarını sansürleyebilen bir ABD'den bahsediyoruz.
 
 
Sipariş listesinde kimler yok ki!..
 
 
Açık ve net söyleyelim; Pizza Gate skandalında kimin ne işlere, ne tür ilişkiler ağına karıştığı henüz tam net değil. Bahsi geçen bu teori, maalesef, pedofiliden daha ileri boyutlara ulaşmışa benziyor. Olay örgüsü içinde hayvani iğrençliklere belgelerle atıfta bulunuluyor. Skandala karışanlara baktığımızda; Hillary Clinton, Barack Obama, David Brock, George Soros, Marina Abramović ve John Podesta (Clinton’un seçim kampanyası danışmanı) ilk öne çıkan isimler… Hillary Clinton'un kampanya danışmanı John Podesta’nın "Comet Ping Pong" adıyla organizasyon düzenlediği de bilgiler arasında… Hatta, Obama geçmişte yukarıda da bahsettiğimiz Comet Pizza’ya bağışta bulunmuş ve Fred Burton’ın Don Kuykendall’a yolladığı bir e-postada Obama’nın, özel bir parti için, Chicago’dan Washington’a 65 bin dolarlık pizza sipariş ettiğinden söz ediliyor.
Öte yandan, David Brock ismi için burada bir parantez açmak istiyorum. David Brock burada önemli bir kilit taşı... Brock, Correct the Record'un kurucusu. Yani, Hillary Clinton’ın Başkanlık kampanyasını destekleyen dijital medya kuruluşunun sahibi...
Ara not: Aslında, Türkiye, David Brock ismine âşina... Zaman Gazetesi'nin önceden 15 Temmuz darbesini haber verdiği, kuş bakışı akan kamera görüntüsü ve sonunda bir bebeğin gülmesiyle biten reklam filminin fikir babası da Brock’tur… Dolayısıyla, Zaman Gazetesi’nin reklamında çocuk figürünün kullanılmasını ve Brock'un pedofili iddialarına konu olmasını da tesadüfle açıklayamayız herhalde!
 
 
Eşeledikçe iğrençleşen olaylar zinciri
 
 
Wikileaks belgelerinden devam edecek olursak; Eski Amerikan Başkanı Bill Clinton, pedofili ile yargılanmış Jeffrey Epstein'in sahibi olduğu Little St. James adasına tam 26 defa uçağıyla gidiyor. Uçağın adı ise "The Lolita Express…" (!) Ne ilginçtir ki; İngiliz Dailymail gazetesi de, bu adaya "Underage sex slave island" şeklinde bir gönderme yapıyor.
Skandalın sanatsal boyutuna bakalım… Sanatsal deyişim, bu tür iğrençliklerde sadece iyi bir perde olduğu içindir… Misal, Clinton Foundation'ın geçmişte Sırp kökenli performans sanatçısı Marina Abramović’e 10 bin dolar hibe ettiği ve Abramović’in Hillary Clinton'ı "Spirit Cooking" adını verdiği bu etkinliğe davet ettiği belirtiliyor. Marina Abramović, bir performansında, duvara kırmızı (kan rengi) boyayla şunları yazıyor: “With a sharp knife cut deeply into the middle finger of your left hand eat the pain…” Duvarın köşesinde ise kanlar içinde kundakta bir bebek figürü... Kısacası, bu performansı incelediğimizde, Clinton'ın davet edildiği "Spirit Cooking" adlı etkinliğin hem satanist hem de pedofili öğeleri ile hazırlandığını görüyoruz. Abramović, sanatı da bir perde olarak kullanarak, sanat adı altında sinir uçlarına dokunan, insana yönelik işkence/şiddet temalı çalışmalara meraklı. İddialar ile bağlantısı da bu yönden. Zira, Pizza Gate'de tecavüzün yanında cinayetler olduğu da söyleniyor.
Çocukluğumuzdan bir dilim pizza ile "Ninja Kaplumbağalar"ı hatırlayalım. Orijinal ismiyle "Teenage Mutant Ninja Turtles" çizgi filminin Pizza'nın dünyada hızla yayılmasını sağladığı herkesçe bilinmekte. Peki, hiç merak ettiniz mi, “neden Teenage?.." Şimdi taşlar yerine az da olsa oturmaya başladı mı?
Ara not: Vatikan verilerine göre, 2004 yılından bugüne 850'ye yakın papazın, pedofiliden dolayı görevden uzaklaştırıldığını biliyor muydunuz?
Pizza Gate skandalından bahsederken ‘Bohemian Grove’u da burada es geçmemek lazım. BG, aynı Skulls and Bones Society gibi gizli amaçlar ve yöntemler için 1880'lerde ABD Kaliforniya'da kurulmuş gizli bir cemiyettir. İşleyişi ise neredeyse yukarıda bahsettiğimiz mevzularla paralellik arz etmektedir.
 
 
İki film bir olay…
 
 
Pizza Gate skandalı; Eyes Wide Shut (Gözleri Tamamen Kapalı) ve Salò o le 120 giornate di Sodoma (Salo ya da Sodom'un 120 Günü) filmlerini de akıllarımıza getirdi.
1999 yapımı Eyes Wide Shut filmi, bir grup seçkinin orgy partilerini, bu duruma şahitlik eden bir doktor ile karısı, dostlarını ve onların ilişkiler ağını ortaya koymaktadır.
1975 yapımı olan Salo ya da Sodom’un 120 günü filmindeki olaylar ise 1944 yılında Nazi Almanyası'nın kontrolünde Kuzey İtalya'da kurulmuş kısa ömürlü bir kukla devlet olan ve "Salò Cumhuriyeti" olarak da bilinen faşist İtalyan Sosyal Cumhuriyeti'nde geçer. Şehrin ileri gelen seçkinlerinden dört sefih; dokuz kız, dokuz da erkek 18 genç insanı yakalayıp bir şatoya kapatırlar. Beraberlerindeki dört yaşlı hayat kadını ile birlikte 120 gün boyunca bu genç kölelere bir dizi fiziksel, ruhsal ve cinsel işkence uygularlar. Filmin ana teması, bizlere, faşizmin hangi boyutlara ulaşabileceğini göstermektir. Fakat Pizza Gate skandalından sonra bu film için faşizmi bir kenara bırakıp bu durumun olabilirliğinin ne kadar da mümkün olduğunu -maalesef- gördük.
Bir başkanlık seçiminin bu noktalara varabileceğini kimse düşünemezdi. 2016 ABD Başkanlık seçimi, hâlâ birçok mevzuya gebe gibi duruyor. Ve bu süreçten sonra ABD’nin işinin -dolayısıyla elit zümrenin- bir hayli zor olduğu görünüyor. Uluslararası çapta uyandırdığı yankıyla, Pizza Gate, daha çok meseleyi gün yüzüne çıkaracaktır.
 
 
Sodom ve Gomora…
 
 
Yukarıda tüm bunları kaleme alırken aklıma hep bu iki şehir geldi. Sodom ve Gomora… Yani; günâhkâr kentler… İsrail'de, Lut Gölü'nün güneydoğusundaki el-Lisan yarımadasının güneyinde sığ suların altında kaldıkları tahmin ediliyor. Lut aleyhisselamın kavminin yaşadığı ve helâk oldukları topraklar Kur’ân-ı kerîmde alt-üst olan memleket mânâsına gelen “El-mü’tefikât” şeklinde zikredilmiştir. Sedum (Sodom) beldesi alt-üst olduktan sonra kaynar sular fışkırıp göl hâline gelir. Bugün bu bölge, Lut Gölü adıyla anılmaktadır. Yahudi kaynaklarında ise bu belde (Sodom) ismiyle geçmektedir.
Şu ana kadar anlattıklarımız ise Sodom ve Gomora'dan yansıyan bir iz düşümüdür...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.