Aynı dilden cevaplarını alıyorlar…

A -
A +
Erdoğan ve Aliyev’in lafları gülle gibi küresel güç merkezlerinde patlıyor!.. Böyle de olması gerekiyor. Zira karşı taraf ancak bu dilden anlıyor. Diplomatik nezaket, etik kurallar vs. onların diyarında geçerli değil…
 
 
Batı dünyası içine düştüğü maddi ve manevi çıkmazın sebebi olarak İslam dini ve Müslümanlığı görüyor… Bu cümleden yola çıkarak, aynı parantez içinde topyekûn bütün Batı âlemini suçladığımız anlaşılmasın. Elbette Batı toplumlarında din ve inanç hürriyetlerine saygılı, farklı dinlere mensup insanlarla barışık kitlelerin varlığını inkâr etmiyoruz. Bizim kastettiğimiz, Batı toplumlarına ve devletlerine yön veren ve onları yöneten elit bir kesimin, çeşitli sebeplerden kaynaklanan İslâm düşmanlığı veya cehaletlerinden dolayı Müslümanlara şaşı bakmaları. Mesela Fransa’daki karikatür rezaleti… Israrla ve inatla, bir milyar yedi yüz milyondan fazla Müslümanı rencide eden, onların inancına hakaret eden, Peygamber Efendimize “sallallahu aleyhi vesellem” alçakça, hayâsızca saldıran bir zihniyetle karşı karşıyayız. Hiçbir insani değerle bağdaşmayan, kin ve nefret tohumları saçmaktan başka bir maksadı olmayan bu denaet ve şenaatin İslâm dünyasında uyandırdığı öfkeye rağmen karşı taraf hâlâ ateşe benzin döküyor. Dünya barışı böyle mi sağlanacak? İnsanlar bu şekilde mi barış ve huzur içinde yaşayacak? Bu aşağılık tavır, asla ve kata barış içinde bir arada yaşamaya; dünyanın her yerinde medeniyet ve refahın yükselmesine, huzurlu bir dünya inşa edilmesine müsaade etmez. Yeryüzünün geneline yayılmış bugünkü huzursuzluk ve çatışmalar bunun açık göstergesi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, hayli zamandır Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı son derece agresif ve saygısız bir tutum içinde… Daha önce Sayın Erdoğan defalarca kendisine hak ettiği cevabı verdi. Ancak adı geçen şahsın bunu anlamaya ve dinlemeye hiç niyeti yok! Öyle olunca da Sayın Erdoğan, siyaset dilinin gerektirdiği en sert cümleleri kurarak haddini bildirdi. Macron’a açıkça şunu söylemiş oldu: Sen “mental” olarak sağlıklı bir görüntü vermiyorsun, bu konuda tedaviye ihtiyacın var… Bu gülle gibi laflar beklenen etkiyi yaptı ve Fransa Ankara Büyükelçisini danışmalarda bulunmak üzere geri çağırdı. Galiba Fransa ile ilişkiler biraz daha gerilecek. Ama bunu isteyen ve başlatan taraf Türkiye değil. Acemi ve hırslı siyasetçi Macron’un densiz ve dengesiz çıkışlarının başlattığı süreç, sonunda bu noktaya geldi. Türk mallarına karşı boykot çağrısına da Erdoğan aynıyla karşılık verdi. (Uluslararası ilişkilerde buna Mukabele bil misil deniyor.) İslâm dini ve değerlerine karşı sergiledikleri utanç verici tavır sebebiyle, Ürdün, Kuveyt ve Katar gibi ülkelerde de Fransız mallarına boykot çağrıları giderek yayılıyor… Buna diğer bazı İslâm ülkelerinin katılması şaşırtıcı olmaz.
Diğer taraftan Dağlık Karabağ meselesinde, Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam eden çatışmalar karşısında da Batı dünyasının ortaya koyduğu tavır yüz kızartıcı… Azerbaycan’ın topraklarını 28 yıldır işgal altında tutan Ermenistan. Her fırsatta Azerbaycan’a saldıran (üstelik Karabağ dışındaki topraklarına) işgalci Ermenistan. Savaş suçu işleyen, göz göre göre sivil katliamı yapan Ermenistan. Daha önceki saldırılar gibi, bardağı taşıran son saldırı da yine ondan geldi. Azerbaycan devleti,  uluslararası hukuka uygun olarak, işgal altındaki topraklarını kurtarmak için yiğitçe, kahramanca bir mücadele veriyor. Ama utanmaz, arlanmaz Batı hâlâ Azerbaycan’ı suçluyor. Bu ne kepazelik, bu ne rezillik!.. En tarafsız görüneni bile ateşkesten bahsediyor. Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesinden hiç bahsetmiyor. Azerbaycan’ın yanında duran Türkiye’yi suçluyorlar, tehdit etmeye kalkıyorlar utanmadan…
İlham Aliyev, Azerbaycan Ordusunun cephede gösterdiği kahramanlığa yaraşır bir diplomatik mücadele yürütüyor. Son olarak Batılıların suratında bir şamar gibi patlayan şu sözleri söyledi: “Ateşkes isteyenler niye Ermenistan’a silah gönderiyor? Kimlerin ne kadar silah gönderdiğinin listesi bende… Minsk Grubu ya doğru dürüst bir tavır sergilesin ya da aradan çekilsin.” Aliyev ikide bir Azerbaycan’a tatbikat için gönderilen Türk F-16’larını soranların da ağzına lafı tıkadı: “Karışan olursa o zaman Türk F-16’larını görürsünüz…”
Evet, Erdoğan ve Aliyev adalet, barış ve hakkaniyet yerine düşmanlık ve husumette ısrar edenlere anladıkları dilden cevap veriyorlar. Doğrusu bu memnuniyet verici bir şey. Ağızlarına sağlık…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.