Erol Hoca’nın doğru kararı

A -
A +

Fenerbahçe'nin geçtiğimiz pazar günkü İzmir kadrosunda en önde yer alanlar, tabii ki henüz ham Pelkas hariç, sıfırı oynadılar. Erol Bulut da bunu ikinci yarının başları diyebileceğim bölümlerde sezip Ferdi ile Cisse'yi sahaya attı. Pelkas'ı kenara alıyorum. Çünkü daha ismi bile bilinmiyor... Sosa da el kaldırıp "Tamam" deyince Mert Hakan 82'de oyuna girdi. Şimdi asıl mesele ne biliyor musunuz? Trabzonspor maçında, bu maçta cezalı ve sakat olanlar ilk on birde mi olacaklar? Pardon bitirmeden; Erol Hoca aleyhlerine verilen penaltının haksız olduğunu savunurken, acaba neden kendilerine verilen penaltıdan önce Ozan'ın faulunden söz etmedi ki?

Alanyaspor örnek alınsın!
Galatasaray'ı İstanbul'da yendiği için başlığı kullanmadım. Geçen sezonun başından bu yana hep yazıp, hep söyledim; Bu Alanyaspor'u kim inşa ediyorsa helâl olsun. Baktım son maçta yedeklerde tek bir yabancı yoktu. Sahada olanların çoğu da malum büyük firmalarda yok. Efecan'ın yokluğunda öne yerleşmede biraz sıkıntı da olsa, liderlik korunabildi. Hoca yepyeni... Çok da genç... Demek ki mesele başkaymış başarı için...
 
Trabzonspor için ne yazmıştım?
Geçen perşembe bu köşede Trabzonspor için ne yazdığımı hatırlatayım önce... Demiştim ki, "Ligin 5. haftasına girdik. Özel maç, millî maç aralarında hâlâ elinizdeki kadroyu bir sistem içine oturtamadığınız söylenip, yazılıyor. Şayet doğru ise yandınız demektir..." İşte eser ortada... Bakınız tekrar edeyim; Trabzon özel bir şehrimizdir. Oranın takımı da öyledir. Buradan hareketle hoca ve futbolcu arayış ve seçimlerinde buna göre hareket edilmelidir. Uçarak konuşmakla İstanbul sanatına son verilen günleri yakalamak çok zordur.
 
Kutlarım Eurosport!
Yok yok, ne futbol, ne basketbol, ne de voleyboldan söz edeceğim. Peki ne mi? Efendim; hemen hemen her gün başlıkta adı geçen kanalda Fransa, İtalya gibi ülkelerde yapılan uluslararası bisiklet yarışları var. Bazen canlı, bazen banttan... Ve bu yarışları anlatan spikerler ve yorumcular bana göre, gerçek anlamda müsabaka anlatıcı ve yorumcudurlar. Yani bu sporun her şeyini dibine kadar ya yaşamış, ya da öğrenmişler. Kaçırmamaya gayret ediyorum. Kutlarım arkadaşlar!
 
Üç maçlık A Millî Takım!
Almanya, Rusya ve Sırbistan ile peş peşe oynadık. Yani üç kaliteli futbol yapısı ile... Galibiyetimiz olmadı. Toplamda altı gol attık, bir o kadar da yedik. Şimdi gelelim sadede... Bizim ülke futbolunun en büyük açığı, eksiği nedir bilir misiniz? Bana göre, top alabilmek için ya da pas isterken boş alana kaçmayı düşünmez ve buna gayret göstermeyip ayağımıza istememizdir. Hâl böyle olunca da rakip topu keser ve de üstelik daha biz yerleşmeden organize atak yapar. Sırplara attığımız ilk gol aslında hep örnek alınmalıdır. Bunu ligimizde özellikle yerli elemanlara aşılamak şarttır. Yoksa gurbetçiler bile zamanla terk ettikleri bu kötü alışkanlığa geri dönerler.
 
Kırcalı ve Güzelırmak!
İki değerli meslek adamını, iki değerli dostumu kaybettik geçen hafta başında... Hüseyin Kırcalı, döneminin bir numaralı foto muhabiri idi. Arjantin'de oynanan 1978 Dünya Kupası'nda beraberdik. Bir gün Lanchester otelinin en büyük odalarından birinde Halit Kıvanç, Necmi Tanyolaç, Togay Bayatlı, Erol Aydın sohbet ederken Hüseyin içeri girdi. "Arkadaşlar Namık Sevik müdürüm aradı ve Feola'dan bir yazı istememizi talep etti" demez mi? Halit Ağabey kalkıp, "Hüseyin oğlum, o adam öleli kaç sene oldu, biliyor musun" diye şaşkınlığını ifade edince Hüseyin yaptığı espriyle herkes kırıp geçirmişti. Nevzat mı? Bu ülkede orta alandan kontra 50-60 metre kontra pası atan bir numara idi. Sormuştum nasıl yapıyorsun diye, "Kafanı kaldırarak oynarsan görürsün kime atacağını" diye cevap vermişti. Nurlar içinde yatınız!
 
Ya Okan Hoca işte böyle!   
Kaç zamandır yazmaktan, söylemekten yorulmuştum. Demiştim ki, "Okan Hoca; gel sen şu çift santrfor tutkundan vazgeç..." Gördün mü Trabzon'da doğru yolu? Önce yürüyen Demba Ba, sonra koşan, dağıtan Crivelli... Böylece İrfan da rahatladı, Visca da... Pardon; golleri kimler attı yahu?
 
Göztepe'ye yeniler yaramaz!
Göztepe takımında ilk on birde, sonradan oyuna girenlerde işe yaramayan, bana göre, pek fazla oyuncu vardı. Bu kafayla gidilirse, bu sezon dört takımın da düşeceğini dikkate alırsak, işler hiç de iyi gitmez gibi... Hele hele sözüm ona santrfor...
 
Bu Galatasaray bu kadar!
Belhanda ve Feghouli ile problemler devam ederken... Muslera hâlâ iyileşememişken... Taylan tek kalmaya devam ettikçe... Ünlü santrfor diye alınanlar ayakta duramazken... Ön kanatta kimlerin oynayacağına hâlâ karar verilmemişken... Siz hâlâ hakem yangınına devam ederken... İki kupasını kaldırdığınız Avrupa'ya ancak haritadan bakarsınız...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.