İşte yabancısı bol ülke futbolu!

A -
A +

Yapmayın, etmeyin diye günlerce yazdım, ekrandan bağırdım; "Bu kadar yabancı ile ülke futbolu batar" diye... Ne mi oldu? Millî Takım küme düştü. Avrupa kupalarında dibe vurduk ve iki sezon sonra Şampiyonlar Ligi'ne ön eleme ile katılabilenler arasına girdik. İhracatı fazla olmayan, ithalat rekoru kırarsa böyle olur işte... Ayrıca ithal edilenlerin çoğunluğu sınıfı belli olmayanlardan ise... Tabii sonuç olarak da kulüplerin iflası...

Özdamar kendini harcadı!
Fenerbahçe'nin Malatyaspor yenilgisinden sonra merakla ve sabırsızlıkla bekledim ki, bir Fenerbahçeli yönetici çıkıp hakeme sallasın... Ama olmadı. Bırakın görüş bildirmeyi, ortalıkta görülmediler bile... Yazık! Böylece maçı mükemmele yakın yöneten hakem Erkan kardeşimiz şöhret olmaktan alıkonuldu. 

Trabzonspor gol yemedi!
Abdullah Avcı'nın takımı Trabzonspor bir maçı daha gol yemeden tamamladı. Dört maça bakınız; üç gol atıldı, bir gol yenildi. Devamı mı? Aylar önce yazdım ve söyledim; bu takıma orta saha ve forvet gerekli diye... Ama başta başkan olmak üzere yöneticiler çok iyi bir transfer dönemi geçirdiklerini ifade etmediler mi? Kim mi haklı çıktı? Siz karar veriniz!

Taçkın, Ayeri ve Türe...
Geçtiğimiz günlerde başlıktaki isimleri, yani eski dostlarımı kaybettim. Erkut Taçkın bir zamanlar bizim Elvis Presley’imiz idi. Deniz Harp Okulu’nun öğrencileri Somer Soyata adlı orkestra ile ün yapmışlardı. Altın Mikrofon yarışmasının ilkinde, bir zamanların sineması Opera Sinemasında oy toplayanlardan biriydim ve Somer Soyata, yarışmayı kazanan Yıldırım Gürses'ten sonra en fazla oyu toplayan ekip idi. Burhan Ayeri ile bir zamanların Tercüman gazetesinde beraber çalıştık. Bir aralık derginin başına getirilmişti ve ilk röportajı da benimle yapmıştı. İhsan Türe, yine rahmetli dostum Yemen Ekşioğlu ile birlikte ne anılarımız vardı, sormayın gitsin! Nurlar içinde yatınız dostlarım!

Futbol bilgini Erol Bulut!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Erol Bulut, Malatyaspor maçı öncesi, yani Altay marka Denizlispor galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada, gazetedeki köşe yazarlarının, ekrandaki yorumcuların futbolu bilmediklerini dile getirmişti. Ben de merakla bunları söyleyenin gidişatını daha bir dikkatle izleme kararı aldım. Hoş daha göreve gelmeden bu hocanın kendini harcayacağını bu ülkede yazan ve söyleyen tek kişi idim ya... Ve bu futbol bilgini deplasmanda dört, evet dört santrforla oynayan Malatya'dan üç yedi. Futbol bilginin savunması rakibine iki kafa golü sundu.

Rossi ve Hıncal Uluç!
Hıncal Uluç usta geçtiğimiz pazar günü köşesinde benim 1982 Dünya Kupası Finali akşamı şampiyon İtalya'nın kamp yaptığı otelde gerçekleştirdiğim röportajı dile getirmişti. O otelde dünya basınından sadece ben Erdal Aydın kardeşim vardı. Medyanın otele girişi yasak idi. Biz Erdal'la bizim Madrid merkezindeki Attila Gökçe, rahmetli Arif Işıldayan ve yine rahmetli Metin Türel'den aldığımız borçla o otelde kalabilmiştik. Ama Hıncal Usta’ya telefonla notlar hâlinde geçtiğim röportajı da yapabilmiştim. Erdal gece yarısı havaalanına giderek filmini göndermişti. Fotoğrafları da işporta malı bir makine ile çekmişti. Çünkü asıl makineyi ortaya çıkarsak hemen dışarı atılırdık. Ne güzel anı değil mi?

Alanyaspor dönüyor mu?
Beşiktaş gibi son maçlarını kazanmış ve de toplam 10 gol atmış bir takımı kendi sahasında da olsa yenmek önemlidir. Oyuncu değişikliklerine baktım, Pektemek hariç, hepsi maç biterken... Yani artık ezbere oynamaya başlayan takımdan vazgeçilmeyecek demek ki...

Başakşehir’e ağır geldi...
Okan Buruk Hoca, takım yorgun, yıpranmış diyerek sadece ben değil herkeste şaşkınlık oluşturan bir kadro ile çıktı sahaya... Sonradan da tedavisi güç oldu tabii ki... Demek ki birkaç platformda ayakta kalmak çok ciddi tecrübe ve görüş istiyor...

Beşiktaş da sığınmacılara katıldı!
Çok önemli maçları arka arkaya kazanan Beşiktaş, ligin liderine yenilince teknik direktörü Sergen Yalçın'ın ağzıyla maçın hakemine değil de VAR'daki hakemlere yüklendi. Ve de yönetim de salladı VAR'a... Peki, sahadaki Beşiktaş takımı ne oynadı, ne hatalar yaptı, hele hele Rosier, kaç pozisyona girdi de atılmadı? Bunlara bakan olur mu, olmaz tabii ki... Nasılsa hakemlik var ya... Haaa bu arada bendeniz bu ülkede tek başına bu VAR başta olmak üzere malum işlere karşı çıkmıştım. Gün gün, maç maç katılım çok oluyor. Daha da olacaktır.

Cepçi milletvekili!
Şaşırdım kaldım vallahi. Polisin derdest ettiği bir PKK zanlısının cebine arkadan gelen bir kadın elini atıp telefonu araklıyor. Bu ne mi? O telefonda kim bilir belki de kendisinin de adı geçmiş olabileceğinden tedbirini alıyor. Kim bu cepçi? Bir adet, parlamentoda oturma hakkı elde etmiş, seçimde oy toplamış bir kadın. Unvanını yazmak vallahi içimden gelmedi.

Basketbolda facia gece!
Anadolu Efes ağır fark yedi. Kimden mi? CSKA isimli favori takımdan, Rusya'da... Ya Fenerbahçe! Kendi salonunda Milan'a boyun eğdi. Anlaşılan o ki, futboldan sonra basketbolda da ciddi tedaviye ihtiyaç vardır. Allah voleybolu korusun!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.