Huzursuzluk duyanlar?

A -
A +
Türkiye’nin gelişmesinden huzursuz olanları sıralarsak; 1993-2003 arasında 2 trilyon 300 milyar TL faiz alan "Faiz lobisi", "Boğaziçi dükalığı"nın baronları, Sevr ile Ermenilere bazı iller verilmediği için Lozan’ı tasdik etmeyen ABD, onlarca camiyi süresiz kapatan İslam düşmanı Almanya, Fransa ve diğerleri, Akdeniz’e inmek isteyen Rusya ve bunların Haçlı ordusu rolünde olan başta FETÖ, PKK, PYD, YPG, DEAŞ, DHKP-C ve Hıristiyan Batı potasında erimiş devşirme yerli ve millî olmayan sözde aydınlar. "Nil’den Fırat’a Büyük İsrail" hedefi için uğraşan Siyonizm, Türkiye’nin gelişmesini istemeyen kendine rakip gören küresel sermaye, ekonomik kriz içinde kıvranırken Bizans'ı hortlatma hayali yaşayan Yunanistan, Pers emperyalizmi ve Şii hilali peşinde koşan İran, Büyük Ermenistan hayali için asırlardır kullanılan Ermenistan ve saymakla bitmeyecek Kanada’dan Yenizelanda’ya ve Suriye’ye kadar diğer Türkiye düşmanları…
Çinli ünlü askerî strateji uzmanı Sun Tzu “Harp Sanatı” isimli eserinde diyor ki: “Eğer, hem kendini hem de düşmanı tanımıyorsan, her savaşta yenilmeye mahkûmsun...” Sanki bu söz bazı yerli ve millî olmayan sözde Türk aydınları için söylenmiştir. Maalesef Batı’nın gerçek ve son derece çirkin yüzünü gereği gibi tanımıyoruz.
Belçika’nın eski Dışişleri ve Başbakan yardımcılığını yapmış olan Lodis Michel diyor ki: “Avrupalılar İslam korkusundan vazgeçmeli. İslamiyet’i dışlayarak Avrupa kimliği meydana getirme gayreti bizi çıkmaz bir sokağa sürükler.” Son yıllarda Avrupa’da İslam düşmanlığı çığ gibi artmaktadır.
Batı’nın putu gösterişte haç, ama aslında menfaattir. Batı’ya göre İslamiyet’i yaşayan herkes teröristtir ve kendi hâkimiyetine ve sömürüsüne karşı çıkan her Müslüman, İslamiyet’i yaşasın ya da yaşamasın bunlar fundamentalist, köktendinci ve aşırı dincidir.
Roger Garaudy ve çok sayıda Batılı düşünür, sosyolog, bilim adamı, yazar, pedagog, psikoloğa göre; Hıristiyan Batı Medeniyeti ve O’nu takip edenler komada hatta bitkisel hayattadır ve uçuruma yuvarlanmaktadır.
Batı’nın demokrasi anlayışı sahtedir. Arap ülkeleri başta olmak üzere İslam ülkelerindeki demokrasi ve çok partili rejimi boğan Batı’dır. Çünkü demokrasideki bir ülkeyi sömürmek ve satın almak imkânsızdır. En azından zor ve pahalıdır. Demokraside olmayan ülkelerde şeyh, emir, sultan, tek parti ya da diktatörü satın almak kolay ve ucuzdur. Nüfus planlaması, doğum kontrolü ve kürtaj Batı’nın İslam ülkelerine tuzağıdır. Nüfus planlaması gaflet, kürtaj (zaruri haller hariç) cinayettir.
İslam ve Türk Dünyasının (Türkiye ve birkaçı hariç) lider ve kadrolarının çoğu Batı’nın adamlarıdır. Mankurt, zombi ya da Truva Atı rolündeki kişilerdir. Kendi öz kültüründen koparılmış ve Batı’nın devşirmeleridir.
Batı insan haklarında çifte standartlıdır. Menfaati gereği insan haklarını ihlal edenlerle ilişkileri en yüksek seviyededir. ABD Lahey’deki Uluslararası mahkemeyi destekler ama insanlığa karşı işlenen suçları yargılayan Birleşmiş Milletler nezaretindeki Roma’da bulunan mahkemeyi çalıştırmaz.
Batı “Haçlı” kinini ve “Haçlı” zihniyetini asla değiştirmemiştir. Sadece taktik, strateji ve metot değiştirilmiştir. Viyana Kongresinde “Mukaddes İttifak”ın aldığı 5 maddelik karar şunlardır ve halen “zihinlerde” yürürlüktedir:
1- Türkler Avrupa’dan atılmalıdır. 2- Türkler Balkanlardan atılmalıdır. 3-Ege ve Akdeniz’den atılmalıdır. 4- Türkler Anadolu’dan atılmalıdır. 5- Geldikleri Orta Asya Steplerine sürülmeli ve salgın hastalıklarla ve Hıristiyanlaştırılarak imha edilmelidir.
ABD Misyoner teşkilatının hedeflerinde şu cümle yazılıdır: “Anadolu Türklere bırakılmayacak kadar bizim için önemlidir.” Hıristiyan Misyoner Teşkilatları Birliği’nin kongresinde başkanın sözü: “803 Yıllık Endülüs’ü ve 622 yıllık Osmanlı’yı yıktık. İslamiyet’in kalesi olan Türkiye’yi de er-geç yıkacağız. Yüzlerce yıl bekleyebiliriz.”
Hıristiyan Batı 17’nci asırdan itibaren silah gücü, teknoloji ve misyoner faaliyetleriyle ülkeleri sömürge hâline getirmiştir. Kültürlerini, inançlarını, dillerini ve millî olan her şeylerini asilime etmiş, yani yok etmiştir. Kültür emperyalizmi Batı’nın en güçlü silahıdır.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları Osmanlı’yı yıkma ve Osmanlı’nın 24 milyon kilometrekarelik varlığının paylaşım savaşlarıdır. Şu andaki vesayet savaşları ise sömürünün devamı için Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerini bölme savaşlarıdır. G-7 Zirvesi (Gelişmiş Ülkeler Zirvesi) ise dünyayı aralarında paylaşım zirvesidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.