Kontrolde olan kim?

A -
A +

Gerçeklerin ortaya çıkması için yaşadığımız dönemde uzun zaman geçmesi gerekmiyor.

Türkiye’nin geçmişinde, özellikle 1980’lerde ve 1990’larda, “faili meçhul” olarak adlandırılan birçok suikast düzenlendi. “Devletin derinlikleri”, uluslararası casusluk şebekelerinin elinde olduğu için bu cinayetler aydınlatılmadı.
Faili meçhuller üzerinden toplum, devlet, siyaset yeniden ve çok yönlü dizayn edildi. Çoklu amaçlar için siyasal ve toplumsal ortam kullanışlı hâle getirildi.
Toplumsal kimlik grupları arasında çatışmalara zemin hazırlandı. Karanlık ağlar, farklı kimliklere, farklı siyasi görüşlere, farklı ideolojik kimliklere büründüler. Kimi zaman milliyetçi, İslamcı, Kemalist, ulusalcı, cemaatçi, sol, sosyalist vb. kılıklara bürünerek toplumun tüm kesimlerine sızdılar. Kardeşi kardeşe kırdırdılar.
Siyasi alanı kırılgan hâle getirdiler. Partileri kendi amaçlarına göre dizayn ettiler. Kendilerine engel olarak gördükleri, siyasetçiyi, devlet adamını, fikir ve bilim insanını, gazeteciyi ve benzeri etkili kişilerin bazılarını öldürdüler. Bazılarına operasyon çekerek  kullanışlı hâle getirdiler. Bazılarını itibarsızlaştırdılar.
Devletin güçlenmesini engellemek için terör örgütleri kurdular. Ekonomik operasyonlar çektiler. Darbelere önce zemin hazırlayıp, darbelerden sonra da devletin yönetimini, işleyişini kendi çıkarları için dizayn ettiler...
               ***
Eskiden bu tip analizler yapıldığında, ülkenin bir kısım aydını, gazetecisi, siyaset adamı, okumuş yazmışı, “komplo” üst başlığında bunu söyleyenleri hemen itibarsızlaştırırlardı.  
Bugün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Üst akıl diyenlerin aklı yok” söylemine benzer şekilde, üst akıldan bahsedenleri susturmaya çalıştıkları gibi…
Devletin içindeki bu yapıların varlığı bilindiği hâlde, “arındırma” süreçleri işletilmedi. Temizlik bir türlü yapılmadı. Arındırma ve temizlik süreçlerinde başarılı olunamadığı için suikastları, eylemleri operasyonları yapan karanlık ağlar bir türlü ortaya çıkarılamadı.
15 Temmuz darbe ve işgal girişiminden sonra, Erdoğan’ın liderliği ve siyasi kararlılığı ile devletin FETÖ’den arındırılma ve temizlik süreçlerinde önemli mesafeler alındı. Devlet FETÖ’den arındırılırken aynı anda bu terör örgütü ile iş tutan, birlikte hareket eden birçok yapıda deşifre edilerek temizlik yapıldı.
Eğer devlet bu arındırma ve temizlik süreçlerinde belli bir başarıya ulaşamasaydı, FETÖ’nün karanlık ismi, eski MİT mensubu Enver Altaylı iddianamesinde ortaya çıkan ilişki ağları tespit edilmezdi.
Enver Altaylı iddianamesi, sıradan bir savcılık soruşturması değil. Bu iddianamede ortaya çıkan ilişki ağları üzerinden ve devamında ortaya çıkacak benzeri soruşturma süreçlerinden, birçok husus açıklığa kavuşacak.
15 Temmuz sonrasında FETÖ ile mücadeleyi akamete uğratmak için “kontrollü darbe” ve “tiyatro” söylemini Kemal Kılıçdaroğlu’na kimlerin söylettirdiği aydınlanacak.
15 Temmuz öncesi ve sonrasında, AK Parti’yi iktidardan düşürmek için muhalefeti dizayn etmeye dönük girişimler ortaya çıkacak.
Birkaç belediyeyi mevcut iktidar partisinden koparabilmek için kimlerin kimlerle bir araya nasıl getirildiği alenileşecek.
MİT tırları kumpası sonrası, Cumhuriyet gazetesi üzerinden yapılan operasyonların nerelerde pişirildiği somutlaşacak. Bu operasyonun siyasi ayağında kimler var biraz daha netleşecek.
Deniz Baykal’a kaset kumpası ve MHP’ye kaset operasyonunun FETÖ tarafından yapıldığı biliniyor. Ancak bu operasyonların ilişki ağlarında hâlâ netleşmeyen hususları öğrenebileceğiz.
Kısaca 2010 sonrası dönemde devlete, devletin kurumlarına, iktidara, siyasi partilere gazetelere çekilen operasyonların aydınlanması için Enver Altaylı iddianamesi çok büyük önem arz ediyor.
Artık, eski dönemlerde olduğu gibi, operasyonların, suikastların, siyaset mühendisliklerinin kimler tarafından nasıl, ne şekilde ve hangi amaçlar için planlandığının ve gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması için üzerinden çok zaman geçmesi gerekmiyor. Muhalefet liderinin “kontrollü darbe” söyleminde olduğu gibi, kısa zaman içinde birçok gerçeklik ortaya saçılıveriyor.
Yapılması gereken ise, ortaya çıkan ilişki ağları üzerinden bugünden geriye arkeolojik bir araştırma ile yakın dönemin operasyonlarını tekrar ve titizlikle ele almak…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.