Bilim “Covidiot” vakalarında da çaresiz

A -
A +
Acı ama gerçek. Türkiye’nin koronovirüsle mücadelede başarısız olmasını isteyenlerin sayısı az değil. Bunu her gün maalesef yaşayarak görüyoruz. FETÖ’cülerden falan bahsetmiyorum. Onlar zaten bir an önce Türkiye’nin İtalya gibi olmasını istiyorlar. Sosyal medya paylaşımlarında manipülasyonun her türlüsüne başvuruyorlar. Burada söz konusu ettiğim, “muhalif olma” tutumunu sürdürme bahanesi ile kırk takla atıp virüsle mücadeleye zarar veren kesimler. Bunların hepsini aynı kefeye koyamayız kuşkusuz. Geçmişte örneğin şehir hastanelerinin yapımına karşı çıkıp, “ülkede bu kadar hastalık yoksa ne yapacağız”  diyenler, şimdi bu konularda da suskun kalıyorlarsa bir nebze anlayabiliriz. Belki içlerinden yanlış yapmışız diyorlardır. Ya da geçmişte, üniversitelerin önemli bir kısmında tıp fakültesi açılmasına karşı çıkıp, şimdi sağlık personeline duyulan ihtiyacı gördüğünde “yanlış öngörüde bulunmuşuz” demesini bu dönemde beklemesek bile, suskun kalmasını anlayışla karşılayabiliriz. Belki bu kesimler; İtalya’da sağlık sisteminin çökmesini, İngiltere’de sağlık personeli yetersizliğinden emekli edilenlerin bile geri çağrılmasını, ABD’nin sağlık alanındaki yetersizliğini falan görüp içten içe, “sırf muhalefet etmek için iktidarın her politikasını körü körüne eleştirmeye de gerek yokmuş” diyorlardır. Bu zor günlerde bu düşüncede olanlarla, geçmişte söylediklerini hatırlatarak tartışmanın zamanı değil. Ama “koronavirüsle mücadelede iktidar nasıl tökezler” diye kuytuda bekleyenleri ifşa etmek zorundayız. Bunların yaptığı yanlışlara, manipülasyonlara, paylaştığı yalan içeriklere, karşı durarak bile koronavirüsle mücadeleye katkı sunabiliriz. Bu kesimler, uzun süre Türkiye’ye virüsün erkenden gelmemesini sorun ettiler. Sağlık Bakanlığı ve hükûmetin, topluma yanlış bilgi aktardığı yalanını söylediler. Virüs Türkiye’ye girinceye kadar bunların gözlerine uyku girmedi. Nasıl olurda bu kadar geç gelir diye gerçekten hayıflandılar. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başta olmak üzere tüm yetkililer, insan üstü bir gayretle virüsün Türkiye’ye geç gelmesi çok çaba sarf ettiler. Geldiğinde nasıl mücadele edileceği ile ilgili, erken dönemde bilim kurulu oluşturarak, yol haritası belirlediler. Şeffaf bir şekilde süreci yönetiyorlar. Hangi kararı ne gerekçeyle aldıklarını ya da ertelediklerini ayrıntılarıyla topluma anlatıyorlar. Her gün pozitif çıkan vaka sayısı, yapılan testlerin adedi ve kaç kişinin hayatını kaybettiği rakamlarla açıklanıyor. Tüm bunlara rağmen, verilen mücadeleye zarar verici hamleler bir türlü eksik olmuyor. Örneğin Tabipler Birliği gibi sağlıkla ilgili bir kurum bile toplumun karşısına çıkacak manipülatif açıklamalar yapabiliyor. Kimi köşe yazarı, kimi sosyal medya trolü, bazı sanatçı görünümlü ünlüler bir türlü makullüğe gelemiyorlar. Bünyeleri ve zihin dünyaları buna izin vermiyor. Sağlık Bakanı her açıklama yaptığında, acaba yapılan açıklamalarda nasıl kusur bulabiliriz, neresinden tutarak toplumu manipüle edebiliriz diye özel çaba gösteriyorlar. Açıklanan rakamları beğenmiyorlar. Yapılan test sonuçlarını manipüle etmeye çalışıyorlar. “Bir tanıdığının filanca hastanede çalışan arkadaşının verdiği güvenilir bilgiye!” dayanarak ekipman konusunda yalan söyleyebiliyor. Sağlık Bakanlığının haklı gerekçelerle ve toplum sağlığını düşünerek piyasadan toplattığı ilaçlarla ilgili bile tezvirat yapabiliyorlar. Ama tüm bunlara rağmen tesellimiz şu: Bu çevreler şimdiye kadar kredilerini ve inandırıcılıklarını çoktan tükettikleri için ancak dalga konusu oluyorlar. Örneğin, yaşını başını almış, tanınan bir yazar ve müzisyenin, virüsün tedavisi konusunda sosyal medyadan reçete yazması ile ancak dalga geçilebilir. Çünkü ciddiye alıp bu tip insanlara yetkililer cevap verdiğinde, bunların bünyeleri alışkanlık yapıyor. Sürekli ciddiye alınmayı beklediği için saçma hareket ve davranışları tekrar ediyor. İngilizcede, virüsle mücadeleye zarar verenleri ya da tehdidi hafife alanları tanımlamak için “Covidiot” diye “Covidaptalı” anlamında bir kelime üretilmiş. Ama bizdekileri tanımlamak için bu üretilmiş kelime yetersiz kalır. Bu tip insanların rahatsızlığına çare bulmak COVID-19’dan daha zor olabilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.