Ortanın solundan hiziplerin yoluna CHP içi tartışmalar

A -
A +
CHP içinde kazan kaynıyor. Parti içinde ve çevresinde siyasi duruş olarak farklı yerlerde konumlanan hiziplerin ortaklaştıkları eleştiri başlığı: “Kılıçdaroğlu ve yönetimi”...
Genel hatları ile öne çıkan oluşumlar, hizipler, partiden ayrılanlar ve kopuş aşamasında olanların ortaklaştıkları eleştiri odağı Kılıçdaroğlu olsa da tartışma temaları farklı…
Şöyle ki…
Muharrem İnce, “Memleket Hareketi”ni başlattı. Mart ayı içinde bu hareketin partileşeceği kesin gibi. CHP’nin Mustafa Kemal Atatürk ilkelerinden uzaklaştırıldığı eleştirisi, diğer bazı hiziplerle örtüşüyor. Daha önceden pek dile getirmese de son günlerde İstanbul il başkanı üzerinden yürüyen tartışmaya İnce de eklemlenmiş durumda.
Geçmişte CHP içinde siyaset yapan, genel başkanlık adayı yarışına giren, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan ve uzun süre Şişli Belediye Başkanlığı yapan Mustafa Sarıgül, “Türkiye Değişim Hareketi” adında bir parti kurdu. Şu sıralar Türkiye’yi dolaşıyor. Neşet Ertaş dinleyip, eşlik ederken videosunu yayınlıyor. Sarıgül, sağ ve sol siyasetin anlamını çoktan yitirdiğini söyleyerek partisini herhangi bir kimlikle tanımlamasa da, bu konuda, “sağ sol kalmadı” diyen Kılıçdaroğlu ile meseleye aynı yerden mi batkıları bilinmiyor. Zaten CHP’nin mevcut yönetimini de sadece “çağın gerisinde kalmakla” eleştiriyor.
Kendilerine “29 Ekim Gücü” adını veren bir grup milletvekili, mevcut parti yönetimin CHP’yi Atatürk’ün ilkelerinden uzaklaştırdığını gerekçeleri ile birlikte ortaya koyuyorlar. CHP’nin içinde yaşananları, süren tartışmaları ve farklı hiziplerin âdeta röntgenini çekerek bir mektup yoluyla topluma anlattılar.
29 Ekim Gücü”nün hedefinde “10 Aralık Hareketi” var.
“10 Aralık Hareketi”nin oluşturulma süreci 2005 yılına kadar geri gidiyor. “Sol’da yeni bir siyaset arayışı” sloganı ile yola çıkan bu hareketin içinde ilk dönemlerde solun farklı fraksiyonlarında yer almış siyasetçiler yer almaktaydı.
İlk kuruluş toplantılarında, HDP’ye yakın birçok isim de bu hareketin içindeydi. Örneğin geçtiğimiz hafta, evlatlarını terör örgütü PKK’nın elinden kurtarmak için aylardır karda kışta, soğukta sıcakta nöbet bekleyen Diyarbakır Annelerine “zafer işareti” yapan ve şu anda HDP milletvekili olan Erol Katırcıoğlu bu hareketin kurucularındandı.
“29 Ekim Gücü”nün Kılıçdaroğlu’na yönelik en önemli eleştirisi; CHP’yi, “10 Aralık Hareketi” ve zihniyetine teslim ettiği argümanı üzerine odaklanıyor.
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel’in öncülük ettiği oluşum, “CHP’nin 2020 kurultayı ile birlikte marjinal ‘İkinci Cumhuriyetçi’ unsurların oyun alanı hâline getirildiğini ve 29 Ekim ruhunun 10 Aralık zihniyetinin hedefi olduğunu” iddia ediyorlar.
Atatürk adını kullanmaktan bile kaçındığı söylenen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Oğuz Kaan Salıcı gibi önemli isimlerin “10 Aralık Hareketi”ne mensup oldukları sık sık dile getiriliyor. 10 Aralık’çıların, geçmişte “CHP’nin kapatılarak vakfa dönüştürülmesini” savunan ikinci cumhuriyetçiler olduğu da parti içi tartışmalarda altı çizilen başlıklardan.
Gelecek İçin Biz Oluşumu”nun önde gelen isimleri, parti içinde sosyalist solu temsil eden İlhan Cihaner ve Selin Sayek Böke. Bu oluşumu destekleyen siyasetçilerin parti yönetimine ve genel başkana yönelik en önemli eleştirileri, partiyi sağcılaştırdıkları ve sağ siyasetçilerden kurtuluş bekledikleri ile ilgili
CHP’nin içinde süren tartışmalar sadece bunlarla sınırlı değil. Hizipler de bu sıralananlardan daha fazla. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şimdilik CHP’den çok Millet İttifakı’nın geleceği ile ilgileniyor. 
Muhalefette parti içi tartışma ve hizipleşmeler sadece CHP ile sınırlı değil. HDP ve İyi Parti’nin de bu konularda hiç de CHP’den kalır yanı yok.
Bu partiler, yeni bir anayasa ve güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerinde uzlaşmaktan bahsediyorlar. CHP’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk üzerinde bile anlaşamayan, hizipler topluluğunun bir anayasa metninde mutabakat sağlamalarının zor olduğunu bir önceki yazıda dile getirmiştim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.