Barışın en büyük düşmanı PKK

A -
A +
Dün 2'nci Dünya Savaşının başladığı tarih olan 1 Eylül'ü "Dünya Barış Günü" olarak kutladık. Dün bütün insanlık "Bir daha savaş olmasın" diye temennilerde bulundu. Ancak biz bu günü, buruk ve kahpe terör örgütlerinin ahlaksızca saldırılarının gölgesinde kutluyoruz. Sınırlarımızın hemen ötesinde cani terör örgütü IŞİD her yere ve her şeye saldırıyor. Bu terör örgütünün Sayın Erdoğan tarafından desteklendiğini iddia eden Batılı mahfiller ve onların Türkiye'deki yandaşlarının herhalde yüzleri kızarmıştır biraz. Aylarca, Sayın Erdoğan'ın himaye ettiğini iddia edip gazete köşelerinde dile getirdiğiniz IŞİD, 'Erdoğan'ı ölüm cezasına çarptırdıkları' açıklamasını yaptı. Bir iddia önce İsrail basınında, sonra New York Times'ta dile getiriliyor, sonra da bizde malum medya aylarca onu diline doluyorsa bilin ki o işin altında küresel bir projenin uygulamaları vardır.  Aylarca köşelerinde Sayın Erdoğan'ın ve AK Parti Hükümetinin bu eli kanlı terör örgütünü himaye ettiğini iddia eden yazar-çizer ve siyasetçi takımının, Sayın Kılıçdaroğlu'nun ve Demirtaş'ın bu açıklamadan sonra Erdoğan'a bir özür borcu yok mudur? Yoksa 'çamuru sürdük, geçti-gitti mi?' diyecekler.
Dünya Barış Günü'nde sınırlarımız içinde de PKK terör örgütü barışa en büyük darbeyi indiriyor. Dün gazetelere baktım, en çok barış nutukları atanlar PKK'ya, DHKP-C'ye en yakın olan çevreler. Son bir  yıldır HDP'yi ve Demirtaş'ı parlatan bir gazetemiz var ki o, birinci sayfasının tamamını barış gününe ayırmış ve 'barışa el verin' diye çağrı yapıyor. Keşke bu çağrıyı, sivil,  asker demeden her gün insanlarımızı katleden PKK terör örgütüne, terör baronlarına ve bu örgütün siyasi uzantılarına yapabilselerdi. Çok çabuk unutuyoruz. Not düşmekte fayda var. Tek taraflı olarak çatışmazlığı ve sözde ateşkesi bitirerek Temmuz başından bu yana katliamlara başlayan PKK sadece güvenlik güçlerine zarar vermiyor. Sivil halka da zarar veriyor. Diyarbakır'ın Yapraklı köyünde PKK'nın yol kesme eyleminden kaçmaya çalışan doktor Abdullah Birol'u kurşun yağmuruna tutup katletti cani köpekler. Silvan'da yola döşedikleri mayını patlattılar. Bu patlama sırasında evine ekmek almaya giden 12 yaşındaki Fırat'ın bedeni paramparça oldu. Berkin Elvan için Türkiye'de hayatı durdurma çağrısı yapan entel-dantel 'gezi zekalıların' ve barış havarisi Demirtaş'ın 'gıkı' çıkmadı.Birileri, özellikle de CHP ve HDP cenahı PKK'nın saldırılarının Sayın Erdoğan tarafından başlatıldığını ileri sürecek kadar saçmalamaya başladılar.
Doğu ve Güneydoğu illerinde pozlar veren Fikri Sağlar, "bu kirli çatışma bir merkezden çıkarılıyor" diyerek devletin bu çatışmayı başlattığını ima ediyor. Her zaman olduğu gibi dışarıdaki ağababaları da batı medyası aracılığı ile aynı algı operasyonuna katılıyorlar. ABD'de aynı gün The New York Times gazetesi "Erdoğan iktidar için PKK ile savaşı alevlendiriyor" başlığını atıyor. Dertleri nedir? 1 Kasım öncesinde millette şöyle bir algı oluşturmaya çalışıyorlar; "7 Haziran seçim sonuçlarından memnun olmayan Erdoğan önce koalisyonu engelledi, sonra da  devlet eliyle PKK'ya tekrar savaş açtı. Amacı 1 Kasım seçiminde AK Parti'yi tek başına iktidara taşımak." Vatandaşı buna inandırabilirlerse vatandaş kızacak, hırslanacak ve gidip oyunu AK Parti dışındaki partilere verecek.
Bu iddialar tam bir saçmalık. Terörün tekrar başlaması, her gün şehit cenazelerinin gelmesi iddia ettikleri gibi AK Parti'yi güçlendirmez, bilakis AK Parti'ye oy kaybettirir. Çözüm süreci ve çatışmazlık ortamı AK Parti'nin oyunu artırır. Ayrıca tüm gelişmeler hepimizin gözleri önünde yaşandı. HDP barajı geçip 80 vekille Meclis'e geldiği halde, Temmuz başından itibaren ortada hiçbir sebep yokken ateşkesi tek taraflı bitirdiğini, barajlara-köprülere-yollara saldıracağını söyleyen ve nitekim Temmuz ortasından itibaren güvenlik güçleri tek mermi atmadığı halde saldırılara başlayan ve devletin sabrını taşıran PKK'dır. PKK, devlete başka bir yol bırakmamıştır. Ayrıca Sayın Erdoğan'ın bir AK Parti-MHP koalisyonuna çok sıcak baktığını bilmeyen yok. Diğer yandan CHP-MHP ve HDP bir koalisyon kursaydı Sayın Erdoğan ülkeyi seçime götürebilir miydi? 7 Haziran'dan bu güne kadar her şey milletin gözünün önünde yaşandı. Sayın Kılıçdaroğlu çıkmış "görev verilseydi biz MHP ile kurardık" diyor. Şakacı Kemal bey, Devlet Bahçeli'nin açıklamalarının-CHP'nin verdiği cevapların daha mürekkebi kurumadı. Güldürme insanı Kemal bey.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.