Rusya, NATO’nun pasif tutumundan cesaret alıyor

A -
A +

Türkiye-Suriye sınırına yakın bölgelerde yerleşik muhalifleri ve özellikle de Türkmenleri bombalıyor Esad rejimi. Bunu da patronu Rusya’ya yaptırıyor. Rus uçakları Cenevre’de Suriye masası kurulmaya çalışılırken, BM soruna çözüm bulma çabasındayken muhaliflere bomba yağdırıyor. Ruslar bu bombardımanı gerçekleştirirken de sınırımızı ihlal ediyor. Bu şartlarda Suriyeli muhaliflerin rejimle aynı masaya oturmalarını beklemek hayalcilik olur. Ateşkes sağlanmadan, rejim ve patronu Rusya muhaliflere saldırıları durdurmadan o masaya oturmanın bir anlamı yok. Silah susmadan-saldırılar durmadan müzakere ortamı oluşmuyor. Ruslar Türkiye-Suriye sınırının hemen dibinde yerleşik Türkmen bölgelerini özellikle hedef alıyor. O bölgeleri bombalayabilmek için de sınırımızı ihlal etmek durumunda kalıyorlar. Amaçları Türkiye’yi tahrik etmek, Türkiye’yi Suriye’deki kirli savaşın göbeğine çekmek. Aslında Putin Türkiye üzerinden Batı dünyasına gözdağı veriyor. Rusya Savunma Bakanlığı ihlali inkâr etse de bölgedeki ABD ve NATO radarları bu ihlalin yapıldığını söylüyor. Pentagon sözcüsü ve NATO Genel Sekreteri ihlali doğruladı.

Bu ihlali inkâr etmek çok mümkün değil. Bu ispatlanabilir bir şey. Türkiye her düzeyde diplomatik tepkisini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’yı sert bir dille uyardı. Genelkurmay savunma tedbirlerini bir kademe yükseltti. Ancak hem müttefikimiz ABD hem de NATO bu konuya ilişkin acilen özel tedbirler almak durumundadır. Türkiye-Suriye sınırı aynı zamanda NATO sınırıdır. Rusya’nın benzer ihlallerini her seferinde cılız diplomatik açıklamalarla geçiştiren NATO artık Suriye sınırında olup biten zorlamalar ve provokasyonlarla ilgili olarak  sözün ötesine geçen önlemler almak ve bu NATO sınırını somut tedbirlerle korumak durumundadır. Türkiye kendi egemenlik hakkının korunmasını birilerinin cılız diplomatik tepkilerine terk edemez. Ancak Türkiye, NATO’nun en eski, en güçlü ve en çok yük çeken üyelerinden biridir. Türkiye’yi Afganistan’dan Somali’ye, Bosna’dan Aden Körfezi’ne götüren irade NATO üyeliğidir. NATO da ihtiyacımız olduğunda evelemeden gevelemeden adam gibi yanımızda durmalı ve üzerine düşeni hakkı ile yapmalıdır. Rusya, Suriye sınırında ve hatta yakında başka yerlerde de tahriklere devam edecektir. Bu tahriklere karşı müttefiklerimiz ve NATO Türkiye’yi yalnız bırakmamalıdır. Rusya’yı cesaretlendiren şey ABD ve NATO’nun pasif ve isteksiz tutumudur. Bu tutum değişmez ise Rusya daha da ileri gidecektir...


           ***

1 Kasım seçimlerinden sonra kurulan AK Parti hükümeti üç ay içerisinde neredeyse, vaatlerinin vatandaşı yakından ilgilendiren bölümlerini hayata geçirdi. Terörle mücadele ve Suriye’deki gelişmeler nedeniyle çok gündeme gelmese de fakir-fukarayı, toplumun gelir düzeyi düşük kesimini, memuru, işçiyi, garip-gurebayı ilgilendiren iyileştirici, onların hayat standartlarını yükseltecek bir dizi uygulama hayata sokuldu. Hükümet şimdi enerjisini terörle mücadele, reformlar ve yeni anayasa, önemli yatırımlarla, bölgesindeki gelişmelere ayırıyor. Terörle mücadele ve  terörün oluşturduğu olumsuzlukları gidermenin dışında belki de hükümetin gündemindeki en stratejik başlık  yeni anayasa. Türkiye’nin bir adım ileriye gitmesi, AB üyeliğini gerçekleştirmesi ve orta gelir tuzağından kurtulması için acilen sivil demokratik bir Anayasaya ihtiyacı var. Başbakan Davutoğlu bu ihtiyacın giderilmesi için samimi adımlar attı. Çok istekli. Bu maksatla Anayasa Uzlaşma Komisyonu oluştu, çalışmaya da başlıyor. Fakat ben dünya görüşleri, meselelere bakış tarzı ve sorunlara ilişkin çözüm önerileri bu kadar farklı olan dört siyasi partinin oluşturduğu bir komisyondan uzlaşma ile demokratik çağdaş bir anayasa taslağının çıkacağına inanmıyorum. Biraz kendilerini zorlayarak, biraz durdukları yerden geri adım atarak AK Parti ile MHP birlikte bir Anayasa yapabilir. Aynı şekilde CHP ile HDP birlikte bir Anayasa yapabilir. Ama ben bu dört partinin birlikte bu ülkeyi geleceğe taşıyacak bir Anayasa yapabileceklerine inanmıyorum.

Altı ayın sonunda üzerinde uzlaşılamayan en az temel 15-20 konu çıkacaktır. Ama inşallah siyasi partilerimiz milletin ve ülkenin bu acil ihtiyacı için uzlaşırlar, inşallah bizi yanıltırlar. Biz de o zaman onlara şapka çıkartırız. İktidar partisi bu tuzağı görmeli. Temmuz sonunda üzerinde uzlaşılan bir metin çıkmaz ise AK Parti B planı için bugünden hazırlıklarını yapmalı. Toplumun ve ülkenin yeni anayasa ihtiyacının giderilmesi en çok AK Parti’nin sorumluluğudur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.