Yaz sıcağında canımızı sıkan 3 şey

A -
A +
Yaz sıcağı her yeri kavuruyor. Neredeyse haziran sonuna kadar devam eden yağışlar nedeniyle çok şükür ülkemiz su sıkıntısı yaşamıyor. Susuzluk tehlikesi yok. Ürün rekolteleri ile ilgili iyi haberler geliyor. Çiftçimiz bu yıl umduğumuzdan fazlasını bulacak inşallah. Başlangıçta İstanbul’a daha sonra da ülkemizin her köşesine büyük hizmetler veren su profesörü Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun akıllı planlamaları sayesinde tarım alanlarımız artık çok büyük ölçüde sulanmaya başlandı. Osmanlı’nın son döneminde Batılıların Türkler için kullandığı ‘Su akar, Türk bakar’ felsefesi değişti. Bakan Eroğlu, coğrafyamızda mevcut her türlü su kaynağını, ya baraj ya gölet sistemi ile değerlendiriyor. Su kaynaklarımız öncelikle içme suyu temininde, ikinci sırada enerji temininde ve nihayet tarım arazilerimizin sulanmasında kullanılıyor. Herhâlde birkaç yıl sonra ülkemizde sulanmadık arazi kalmayacak. Memleketin dört bir köşesinde çoğu kapalı sistem olmak üzere birçok sulama projesi hâlen devam ediyor. Bu projelerin tamamı bitip devreye alındığında ben inanıyorum ki Türkiye’nin ürün rekoltesi hem çeşitlenecek hem de birkaç kat artacaktır. Tarım ve tarıma bağlı gıda ürünleri geleceğin en önemli sektörü olacak. Bu sulama projeleri sayesinde Türkiye gıda üretiminde hem kendi kendine yeten hem de yakın coğrafyasını besleyen cazip bir üretim üssü hâline gelecektir. Bu yaz sıcağında canımızı sıkan 3 gelişmeden bahsetmek istiyorum. Sıcakların artması ile beraber orman yangınlarında kısmi bir artış başladı. Ama Orman ve Su İşleri Bakanlığı cansiparane bir mücadele yürütüyor. Geçmiş yıllara oranla orman yangınlarında ciddi azalma var. Ama insanlarımızın eğitimsizliğinden kaynaklı ihmaller sebebiyle bu işi sıfırlamak mümkün olmuyor... Bu sıcak yaz ortasında bizi kaygılandıran diğer bir gelişme de CHP’nin “adalet yürüyüşü” adı altında yanına HDP’yi, PKK’yı, FETÖ’yü ve onun sempatizanlarını arkasına alıp ülkeyi germesi. Adalet aramak, bunun için çaba sarf etmek ve bu maksatla şiddeti içermeyen, teröre ve terör örgütlerine yer vermeyen, onları kutsamayan, onların reklamına-algı operasyonlarına izin vermeyen masum bir yürüyüşe, protestoya kimin itirazı olabilir? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu; herkes için adalet aradıklarını ve bunun için yürüdüklerini söylese de işin gerçeği böyle değil. Ülkemizde en seri, en inandırıcı ve en çok yalan söyleyen, söylediği şeylerden çark eden siyasetçi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu olduğunu birçok kez gördük. Geçmişte söyledikleriyle ortaya çıkanları karşılaştırdığımızda böyle bir gerçekle karşılaşıyoruz. MİT tırlarını durduranlar, Gezi kalkışmasını gerçekleştirenler, 17-25 Aralık Darbesini yapmaya kalkanlar ve nihayet 15 Temmuz kanlı darbe girişimini gerçekleştirenler bir koalisyondur. Bu koalisyonun içinde emperyal Batılı devletler, onların küresel taşeronu FETÖ, bölgesel taşeronları PKK ve DHKP-C vardır. 15 Temmuz darbe girişimini püskürten bu millet bugün tüm imkânlarını kullanarak o koalisyonun ortaklarına adalet mekanizmasını devreye sokarak hesap soruyor. Kemal Bey, adaletin yakasına yapıştığı FETÖ’cüler için mi yürüyor, yoksa PKK’nın siyasi uzantısı hâline gelen ve PKK’nın âdeta sivil kanadına dönüşen HDP’li tutuklu vekiller ve belediye başkanları için mi yürüyor, savcılarımızı polislerimizi şehit eden ve içeri tıkılan DHKP-C’lileri kurtarmak için mi yürüyor? Yoksa tüm bu konsorsiyum üyeleri için mi yürüyor? Eğer MİT tırları operasyonlarıyla ilgili olarak cezaevine konulan Sayın Enis Berberoğlu ile ilgili olarak yürüyor ve Enis için adalet arıyorsa yapacağı tek şey var, savcılara gidecek ve o belgeyi Cumhuriyet gazetesine gerçekte kimin verdiğini ve en önemlisi o belgenin kimden kendilerine ulaştığını, hangi FETÖ’cünün o belgeyi kendilerine getirdiğini açıklayıp işi bitirecek. Kemal Bey adalet falan aramıyor. Kemal Bey bu işin perde arkasının ortaya çıkmasını engellemeye, işi örtmeye çalışıyor. Yürüyüşteki diğer bir maksadı da referandum yenilgisini unutturup koltuğunu korumak. Başka bir hedefi de Enis Beyin mağduriyetini istismar edip AK Parti ve Erdoğan karşıtlarını konsolide etmek. Sağında FETÖ’cüler, solunda PKK’lılar-HDP’liler, DHKP-C’liler yürüyor. O resimden kurtulmak ve muhafazakâr kesimdeki küskünleri-dargınları da çekmek için yol üzerinde şehitlik ziyaret ediyor, ülkücü selamı veriyor. Tam bir siyasetçi kurnazlığı. Sanki millet yanındakileri görmüyor... Yaz sıcağında canımızı sıkan güneyimizdeki gelişmeler ve Almanya ile yaşadıklarımız başka bir yazı konusu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.