İhlas Medya Grubu, demokrasinin yanında yer aldı

A -
A +
Hain darbecilerin kullandığı uçakların kurtuluş savaşı kahramanlarımızın başkent ilan ettiği Ankara semalarında alçak uçuş yaptığı ve ardından gerçek bombalarla, seçilmiş hedeflere yönelerek, halkı korkutarak sokaklardan çekilmeye zorladığı o saatlerde TGRT Haber ekranında halkımızın bulundukları hiçbir alandan geri çekilmemeleri hususunda çağrıda bulunuyorduk. Özel Kuvvetler Komutanı kıymetli kardeşim Zekai Paşa başta olmak üzere, o dönem 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar dâhil birçok üst düzey komutanı yayına bağlayarak, onların demeçleri ile izleyicileri bu darbenin girişiminin bir FETÖ kalkışması olduğuna inandırdık. Bu önemli bir kırılma noktası idi. Halkımız bizzat TSK üst kademesinin ağzından bu darbe girişiminin TSK'ya ait olmadığını öğrendi ve ikna oldu.  Bu bilgilendirme hem sokağa çıkmak isteyen milletimize hem de çaresizce ne yapacağını bilmeyen, her şeyden habersiz askerlere ve birliklere çok yardımcı oldu. Bu konuda gece boyunca üst düzey askerlerin televizyon kanallarına bağlanmasını teşvik ve organize eden değerli arkadaşım S.Ü’ye şükranlarımı sunuyorum. O gece Türk halkının gerçek kahramanlarının bir yandan darbecileri bastırmaya çalışırken bir yandan ekranımızdan tüm kışlalara ve halka seslenmeleri ne kadar yürekli olduklarını ve ülkeyi bu hainlere terk etmeyecek kahramanlarımıza güvenmemiz gerektiğini ortaya koymuş oldu. O geceki yayında ikinci hedefimiz, özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir gibi kentlerde halkı sokağa dökerek, halkın askerî birlik ve kurumlar ile stratejik devlet kurumlarının çevresinde toplanmasını sağlayıp darbecileri hareketsiz ve stabil hâle getirmekti. Yayına çıktığımız saatten itibaren bu çağrıyı sıklıkla tekrar ettik. Daha o saatlerde Sayın Cumhurbaşkanı'nın durumu henüz belli değildi. O gece yaptığımız yayında Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasını yapana kadar TGRT Haber olarak bu iki hedefimizi de başarıyla gerçekleştirdik.  Yayında milleti sokağa davet ederken “Tepenizde dolaşan uçak ve helikopterlerden korkmayın. Savaş zamanlarında bile uçak ve helikopterler savunmasız durumdaki sivillere ateş açmaz. Onlar sadece ses ve gürültü çıkararak sizi korkutmaya çalışıyor'' cümlelerini inanarak sarf etmiştim. Bu haysiyetsiz haydutların uçak ve helikopterlerle, savunmasız insanlara ateş açacağına hiç ihtimal vermemiştim. Ama bu alçaklar halkımızı sokaklardan çekmek için sivilleri de hedef aldılar. Ama o gece halkımız korkuyu içinde öldürmüş öyle sokağa çıkmıştı. Öyle ki Türk halkı o gece işgalcilere ve onların içerideki iş birlikçilerine demokrasilerini, namusunu ve özgürlüklerini terk etmemeye kararlıydı. 15 Temmuz hain darbe girişimi demokrasinin, bağımsızlığın ve özgürlüğün halkın mülkü olduğunu bir kez daha ortaya koymuş oldu.  Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın A. Mücahit Ören gecenin daha ilk saatlerinde hâlâ telefonumdan silemediğim ve unutamayacağım o mesajı göndererek ''Grup olarak kanımızın son damlasına kadar bu hain girişime karşı çıkacağız. Korkmayın Rabbim bizimle.'' diyerek arkamızda sapasağlam durdu.  Eminim ki Rahmetli Enver Ağabey bu mesajla gurur duymuştur. Mekânı cennettir. Zor şartlar altında birçok üzüntü, eziyet ve cefa çekerek kurduğu yayın kuruluşları o gece saat 22.00'den itibaren hiçbir tereddüt göstermeden cesurca darbeye karşı çıktı ve örnek yayıncılık sergiledi. O gece ve devamında İhlas Grubu’nun siciline altın harflerle işlenecek, bize yakışır bir iş yaptık. Çok şükür. A. Mücahit Bey’e de cesur, tereddütsüz tutumundan ve desteğinden dolayı şükranlarımı sunuyorum. O gece yayın devam ederken moderatörümüz Batuhan Yaşar kardeşim önüme yayınlanmak üzere gönderilen darbe bildirisini uzattı. İlgili tüm arkadaşlarıma mesaj yazarak “Bu bildiriyi asla yayınlamayacağız” dedim. O hainlerin Genelkurmay sitesine koyduğu darbe bildirisini yayınlamayan ender yayın kuruluşlarından biri olduk. Ayrıca o gece İHA dâhil tüm yayın grubumuza “Milletin sokağa dökülmesini engelleyecek, insanları korkutup, tereddüde düşürecek ve darbecileri cesaretlendirecek hiçbir görüntü yayınlamama” talimatı verdik. Tepemizde savaş uçakları ve savaş helikopterleri çatımızı sıyırarak, ses hızını aşıp geçerken stüdyonun kapısını arkadan kilitleyip zorluklar içinde yaptığımız yayının inşallah denizde damla kadar da olsa milletimize bir faydası olmuştur. O gece yazılan şanlı destanın asıl kahramanları Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun çağrısı ile sokaklara dökülüp tankların, uçakların, topların karşısına cansiparane dikilen millettir. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem öncesinde hem de o gece tüm ailesini ve kendisini tehlikeye atıp, ölümü göze alarak büyük bir cesaret ve liderlik özelliği göstermiştir. Sayın Erdoğan verdiği kararla, sergilediği kahramanca duruşla milletin, ülkenin ve yakın coğrafyamızın işgaline engel olmuştur. Bu kahraman millet onun bir sözü ile sokaklara dökülmüş ve canını ülkesi için siper etmiştir. Başta, tarihe geçecek mükemmel bir siyasi liderlik örneği gösteren Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve 249 şehit ile 2 bin 193 gazi veren kahraman milletimize şükranların en büyüğünü sunuyoruz. Başarının asıl mimarı bu ayrılmaz ikilidir. Allahü teâlâ kendilerinden razı olsun. 15 Temmuz küresel bir işgalin önlenmesi ve demokrasinin korunmasını simgeleyen bir demokrasi bayramıdır. Hiçbir ayrım yapmadan hepimize azı ile çoğu ile ait olan bu başarıyı kutlayalım, tadını çıkaralım. 15 Temmuz gecesi darbeye karşı direnen ekseriyeti iyi bir sınav veren Türk basınına da şükranlarımı sunuyorum. Unutmayın ki Davos Zirvesinde gerçekleşen ''One Minute'' olayından bu yana biz sadece FETÖ-DEAŞ-DHKP-C ve PKK ile değil aynı zamanda İsrail lobisi, derin Amerika, derin Almanya ve onların yan kolları ile mücadele ettik. Şunun bilincindeyiz ki FETÖ buzdağının görünen kısmı. FETÖ-DEAŞ-PKK-DHKP-C hepsi aynı elin maşası.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.