Adil Öksüz Almanya’da mı?

A -
A +
Geride bıraktığımız hafta başından bu yana gündemimiz büyük ölçüde iç politika ve buna bağlı değerlendirmeler oldu. Biz iç siyaseti konuşurken pek tabii ki dünya durmuyor/durulmuyor. Avrupa’dan Orta Doğu’ya ve Körfeze, baş döndürücü değişimler ve gelişmeler yaşanıyor. Ankara’da görüştüğüm dış politika ile ilgili kaynaklarım, içerideki gelişmeler kadar dışarıda meydana gelen hızlı değişim süreçlerini de dikkatle takip edilmesi gerektiğine önemle vurgu yapıyorlar.
 
MCGURK’UN ASIL MESAJI NEYDİ?
 
El Kaide’nin bölgedeki hareketliliği ile birlikte, ABD’nin DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’ün, İdlib’deki terör örgütlerinin mevcudiyetiyle Türkiye’yi ilişkilendiren değerlendirmelerini de dikkatle okumak gerek çünkü oluşturulmak istenen algıların nereye uzanacağı şimdiden belli. ABD çatışmasızlık alanı ilan edilen İdlib’de Türkiye’yi devre dışı bırakıp Rusya ile bir alan oluşturma derdinde. Özetle ABD hâlen PKK kantonlarını birleştirme fikrinden vazgeçmiş değil. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı McGurk’ü arayıp Türkiye’nin beklenen ve gereken tepkisini ilettiğini öğreniyorum. McGurk ise her zamanki ABD diplomasi mantığı ile olayın medyamızda büyütüldüğünü ve tercüme farklarından kaynaklandığını ifade ederek yumuşatmaya kalkışmış. Ama Ankara, McGurk’ün iyi niyetli olmadığını bilecek kadar tecrübeli artık.
 
RUSYA’NIN AMACI ALANI DARALTMAK
 
İdlib çokça konuştuğumuz ve önümüzdeki 6 aylık süreçte çokça konuşacağımız bir konu. İdlib konusunda Ankara’daki genel algı, ABD ve Rusya’nın PKK/PYD konusunda anlaşmış olabileceği yönünde. Rusya, Türkiye ile Astana’da çatışmasızlık bölgeleri hususunda Astana’da anlaşmıştı. Ancak henüz sınırlar belirlenmedi. Yani İdlib bölge olarak adı ifade edildi ama sınırlar belirlenmediği için Rusya süreci fırsata çevirip olabildiğince alanı daraltma derdinde olduğu görüşü hâkim. ABD Afrin’in sınırını, Rusya da rejimin sınırlarını genişletme derdinde.
 
RAKKA OPERASYONUNUN GERÇEK AMACI
 
Rakka operasyonunu çok konuştuk, tartıştık. Gelinen noktada ABD PKK ile operasyonunu devam ettiriyor. Ankara bölgeyi fiziki istihbarat ve teknik istihbarat imkânları ile takip ediyor. Ankara’daki gelen bilgilerde, DEAŞ’ın hızla Rakka’yı boşalttığı düşünülüyor. DEAŞ’ın Ürdün-İsrail sınır hattına geçtiğini düşünen diplomatlarımız ve dış politika yapıcılarımız, ABD’nin PKK eli ile İran’ın bölgedeki hareket alanını kesmek üzere bir koridor kurma eğiliminde olduklarını ancak İran’ın önünü kesmeye çalışan ABD’nin bu koridoru Türkiye sınır hattına taşımasına oldukça tepkili. Ve ABD’nin bu tavrının, onarılması güç bir diplomatik sürece sürüklediği gözleniyor. ABD’nin kontrol altında tutmayı hedeflediği alanları elinde tutma arzusunda olduğunu ifade eden kaynaklarım, “İsrail meselesinde Amerika zaten İsrail sınırında bir çatışmasızlık, güvenli bir bölge oluşturdu. İkinci ise YPG aracılığı ile bir Şii koridoru oluşturarak İsrail güvenliğine zemin hazırlıyor” yorumunu yapıyorlar. Yani Türkiye sınırından başlayıp Ürdün sınırına kadar uzanan ve YPG’nin kontrol ettiği bir koridorla İran’dan İsrail’e yönelmesi muhtemel tehditlere tedbir almanın peşindeler. ABD bölgede bütün adımlarını İsrail’in bekasını sağlayacak şekilde atıyor.
 
FIRAT KALKANI GENİŞLEYECEK
 
Eminin hepinizin en fazla merak ettiği soru Fırat Kalkanı operasyonu bitti, şimdi ne olacak? Askerimizin bölgeden çekilmesi gibi konular birileri tarafından bilinçli bir şekilde tartıştırılıyor. Ama ben bu soruların cevabını siz değerli okuyucularım için aradım ve çok net; askerlerimiz el-Bab, Cerablus ve er-Rai’den geri çekilmeyecek. Tam tersine operasyon alanı genişleyecek. Hatta operasyon tamamlandı dendikten sonra dahi alanda genişleme oldu. Ankara’da gözler sahada ve öyle gözüküyor ki Afrin ve İdlib TSK’nin ikinci adresi olacaktır.
 
KUZEY IRAK REFERANDUMUNDAN NE KARAR ÇIKAR?
 
Kuzey Irak’ta 25 Eylül’de yapılacak olan referandum konusu da Ankara’da dikkatle takip edilen bir konu. Bir araya geldiğim dış politika yapıcı kaynaklarım, “Görünen o ki, bu referandum yapılacak. Sonucun ‘evet’ çıkmasını bekliyoruz. Kerkük meselenin dışında; Kerkük’ü görmek lazım. Amerika’nın Kuzey Irak’taki referanduma bakış açısı ‘yapacaklarsa da yapsınlar’ ertelenmesini veya daha sonra yapılmasından yana karşı bir söylem yok. Karşı olsalardı herhâlde ‘yapmayın’ derlerdi” şeklinde yorumluyorlar. Kaynaklarım sürece dair,  “Referandumdan 'evet’ çıkarsa, ki çıkar. Yapacakları açıklama tek taraflı bir açıklama olur. Aslında bu Türkiye’nin olaya bakış açısını da ortaya koyuyor.
 
SUUDİLERİN Şİİ KARTI MI OLACAK?
 
Geçtiğimiz hafta herkesin dikkatlerinden kaçan bir başka olayı da Iraklı ve Fars Şiiliğinden farklı olarak Arap Şiiliğini merkez alan Mukteda es-Sadr Suudi Arabistan’a gitti. Kaynaklarım görüşmeyi bölgedeki yeni ittifakların oluşacağı yorumu ile “Es-Sadr’ın Suudi Arabistan’a davet edilmesi önemli. Sadr, Arapları merkeze alan bir Şii hareketi; bir ölçüde İran'a karşı denge. Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinden destek almaya çalışıyor” şeklinde yorumluyor.
 
AB İÇİN TÜRKİYE İÇ SİYASET MALZEMESİ
 
AB ile ilişkilerde son 4 aydan bu yana oldukça yoğun bir gündemimiz olduğu hepimizin malumu. Ancak, Ankara’dan bakıldığında yapılan eleştirilere her fırsatta gerekli tepkilerin verildiğini söyleyebilirim. Kaynaklarım, “AB ile gerilen ilişkilere ilişkin olarak iç siyaset kaynaklı bir Türkiye karşıtlığı söz konusu. İkinci boyutu ise Almanya dünyanın her tarafında ekonomik bir savaşa başlıyor. Türkiye’yi rakip olarak görüyor. Hâlbuki Türkiye rakip değil, Türkiye son dönemde gerçekleştirdiği projelerden dolayı rakip görülüyor” yorumunu yaparken aslında üçüncü havalimanı gibi projelerin hedefte olduğuna vurgu yapıyorlar.  Kaynaklarım, G-20 zirvesindeki Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın Trump ve Putin siyasi söylemlerinin diğer liderler üzerinden oldukça etkili olduğunu belirtiyorlar. Öyle ki kaynaklarım, “Cumhurbaşkanımız yemeğe gitmeyince Merkel, Türk yetkililere birkaç kez niye ve neden gelmediğini sorma ihtiyacı hissetti. Ve bir ara panikledi” yorumunu yaptılar.
 
ADİL ÖKSÜZ NEREDE?
 
Ve şimdi okurken şaşıracağınız ama bekliyorduk diyeceğiniz bir durumu da ifade edeyim. Evet, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası polis, yargı ve jandarma içindeki hain FETÖ’cülerin el birliği ile darbenin tüm şifrelerini ortaya çıkarabilecek hain Adil Öksüz’ün Almanya’da olduğu düşüncesi Ankara’da hâkim. Ama bu durum iddianın ötesinde Almanya’da görüldüğü bilgileri Ankara’ya iletilmiş durumda. Şimdi Almanya’nın neden kuyruğuna basılmışçasına hareket ettiğinin ve Türkiye’nin ise terör örgütleri konusunda neden geri adım atmadığını daha iyi anlıyoruz.
 
AB İÇİN ADIMLAR GELECEK AMA AB BAKALIM AYNI SAMİMİYETİ GÖSTERECEK Mİ?
 
AB üyesi ülkelerle Almanya öncülüğünde mültecilerle ilgili bir anlaşma imzaladık. AB üyesi ülkelerden halen beklenen destek ve yardımlar tam anlamı ile sağlanmış değil. 5 konuda pozisyonumuzu açıklamamızı bekliyorlardı. Ankara’da bu konuda hazırlıklar var. Ama emin olun AB’nin ikiyüzlülüğü devam edecektir. Zira Gürcistan ile yapılan görüşmelerden bir yıl sonra vize serbestisi başlatan AB, bakalım Türkiye’ye karşı ne kadar samimi olacak? Önümüzdeki günlerde yeni bir diplomasi ufuk turu yapıp izlenimlerimizi sizlerle paylaşacağız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.