Millî takım mı; göremedim!..

A -
A +

Elbette "Pandemiden başlayarak" bir yığın sebep, mazeret, bahane sıralayabiliriz, Macaristan mağlubiyeti için…
Ama bütün bunlar, "bir millî maçta, hem de 'Uluslar Ligi' adıyla organize edilmiş uluslararası bir şampiyonanın grup maçında" Türk Millî Takımı'nın "toplama, dağınık ve sadece koşuşturan bir ekip görüntüsü vermesinin" mazereti olamaz!..
Kusura bakma Şenol Hoca'm, "Yenileri görmek istiyorum" demiştim ama ortada "ne yeni yeniler, ne de eskiler vardı" görülebilecek!..
Kaptanımız Burak Yılmaz'dan başlayarak, "golde yer tutuş hatası olan" ama üç mükemmel kurtarış yapan kalecimiz Uğurcan Çakır hariç, "en tecrübelilerimizden" Hakan Çalhanoğlu dâhil, sahada "millî görevi lâyığı ile yapan" tek futbolcumuz bile yoktu, neden?..
Doğrusu ya, millî takımın ilk on birinde "lejyonerlerin, yani Avrupa'da oynayanların ağırlıklı olacağını" düşünerek, ümitli idim; yanılmışım.
Acı ama gerçek şu ki; "kalemizin sol yan direği, rakibin iki golünü önledi, frikik golünü de neredeyse önlüyordu" yani… "sol direğimiz kendisine verilmemiş bir görevi" layığı ile yerine getirmiş ve daha ağır bir mağlubiyeti önlemişti!..

Nerede kulüpler, nerede?..
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, "çok ama çok haklı olarak" Tahkim Kurulunun "bugün uygulanan seçim sistemi ile bağımsız ve tarafsız olamayacağına" karar vermiş ve "Değiştirin" demiş.
Yani, Tahkim Kurulunun "Federasyon başkan ve yönetim kurulu adaylarının liste şemsiyeleri içinde olmaması" gerektiğini söylemiş.
Bu değişiklik Futbol Federasyonu Mali Genel Kurulu'na getirilmiş ve de… "Üçte iki çoğunluk sağlanamadığı için" değişiklik yapılamamış.
Hey gidi hey, "Tahkim Kurulu kararlarına isyan eden" kulüplerin yönetimlerinin kulakları çınlasın; demek ki, "Tahkim Kurulu kararlarından çok memnun olanlar" var ve genel kurulda "baskın" çıktılar; hangi kulüpler acaba?
Dahası, Federasyon hem de hemen "sadece bu maddenin oylanacağı" bir olağanüstü genel kurul çağrısı yapmak zorunda!..
Yoksa… İşler çok karışabilir, çok. Mesela, Tahkim Kurulu kararlarını beğenmeyen yönetimler, futbolcular pekâlâ doğrudan mahkemelere, hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidip, o kararları iptal ettiremezler mi?..
Ne dersiniz?..

İşte Sivasspor örneği!..
"Yabancı kısıtlamasının nasıl bir tabloyu ortaya çıkaracağını" yazıp geldik ama kimselere anlatamadık!..
İşte Sivasspor; Avrupa kupalarına katılacak ama en iyi oyuncularını 'büyükler' kapıyor, paylaşıyor!..
Eeee, "yerlerinin yerli futbolcularla dolma imkânı" var mı; yok… Zira "yabancı kısıtlaması, yerli oyuncuları ateş pahası" yapıyor, yapacak!..
"Efendim altyapıdan yetiştirsin"; vay vay vay… Kaç yıl sonra yetişecek, yetişecek de, Büyükler ve hele hele Avrupalılar "göz alıcı gençleri" Sivasspor'da bırakacak mı?..
Çare; Sivasspor, ancak "bütçesine göre içlerinden iyilerini çıkarabileceği 'ucuz' maliyetli bir çok yabancı oyuncu almalı" ki, transfer kayıplarını o da "belki" telafi edebilsin!..
"O imkân da kalkarsa"; ne yapacak Sivasspor; sorun bakalım "Büyüklerin paylaştığı yerli yıldızlarını kaybeden" ve haklı olarak isyan eden Başkan Mecnun Otyakmaz'a, ne diyecek sizlere?..

Hadlerini aşanlar, Disiplin'e!..
Galatasaray Kulübü Tüzüğünün "84'üncü maddesi şöyle der; Kulüp Başkanı Kulübü temsil eder, kurumsal iletişimi ve Kulübün tüm faaliyetlerini yönetir. 87. madde ile belirlenen bütün görevleri üstlenir, yetkileri kullanır. (87. madde Yönetim Kurulunun görev ve yetkilerini kapsamaktadır. Tüzüğün Başkan'a verdiği yetkileri görüyor musunuz?..)
Bu madde ne demektir; "Galatasaray Başkanı'na hakaret eden Galatasaray Kulübü üyeleri, Galatasaray Kulübü'ne hakaret etmişler" demektir!..
Ne yazık ki, Galatasaray Kulübü'nün "bazı üyeleri" gazete sayfalarında, TV ekranlarında, sosyal medyada "Galatasaray Başkanı'na hakaret etmek için yarışıyorlar" ve "Tüzük suçu işleyen" bu üyeleri "koruyan, hakaretlerinin hoşgörü ile karşılanmasını isteyen" üyeler de var. Hatta bu üyelerin içinde "Duayen" denilenler bile var.
Kulüp üyelerinin "eleştiri hakları" elbette vardır, olacaktır, ama hakaret?..
İzanı da, insafı da aşan, vicdanı da yaralayan hakaretlerin "götürülmesi gereken yer" Galatasaray Tüzüğü'nde bellidir; Disiplin Kurulu!..
"Bu yapılmazsa", o zaman "Tüzük suçu" işlenmiş olur ve "Başkan'a, yani Galatasaray'a hakaretin gereğini yapmayanlar" Disiplin Kurulluk olur; bir "yani" daha; Başkan ve Yöneticiler!..
Onlar, "Galatasaray Başkanı'na, yani Galatasaray'a hakareti hoşgörü ile geçiştiremezler!.."

Çok iyi gidiyor!..
Galatasaray yönetimi ve Fatih Hoca, transfer ayında son yıllardaki stratejiyi tamamen değiştirerek, "sabırlı, dikkatli, seçici, nokta atışlı" bir transfer sürecine girdiler; iyi de ettiler!..
"Satılacakları satmak, alınacakları almak" için "acele yerine, sabırlı yaklaşım", Galatasaray'a hem iyi oyuncularla dolu bir kadro, hem de "borçlar altında ezilmeyecek" bir mali tablo kazandıracak!..
Taraftar da, "aslan (!) yorumcular da acele etmemeli!..
Edirneli Hatemî'nin unutulmaz beyti, herkese ders olmalı; "Tiz-i reftar olanın pâyine dâmen dolaşır / Erişir menzil-i maksuduna aheste giden!.. (Acele edenin ayaklarına eteği dolaşır / Yavaş giden hedefine ulaşır!..)

Şaka!..
Bir zamanlar bir "Tak / Şak" Paşamız vardı; Başbakan "Tak" diye emrederdi, O da "Şak" diye yapardı!..
Bugünün Futbol Federasyonunun "son iki aydır aldığı kararlar" acaba neden, bana "o paşayı" hatırlattı?..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.