Batı kültüründeki gün isimlerinin gök cisimleriyle alakası vardır. Şark’ta ise gün isimlerinin hayat hikâyeleri çok daha basittir...
Çocukluğunda
“Haftanın günleri yedidir yedi/Yedidir sayın bakın yedidir yedi” diye başlayan meşhur şarkıyı duymayan yoktur. Sayısını herkes bilir de, günlerin hikâyesini bilen azdır.
Arz, kendi çevresinde
23 saat 56 dakika 4 saniyede döner. Buna
yıldız günü derler. Bir de
güneş günü vardır ki 4 dakika uzundur. Gelgit tesirleri sebebiyle dünyanın dönme hızı sabit değildir. Bu sebeple gün ufak değişir.
İnsanlar bu gibi zaman unsurlarını,
ihtiyaçlarına göre tesbit ve tayin ederler. Gün,
itibarî bir şeydir. 24 saat olmak şartıyla, ne zaman başlayıp ne zaman biteceği size kalmıştır.
İyi Günler
Antik Mısır’da gün, güneşin doğuşuyla başlar; sonraki doğuşuna kadar devam ederdi.
Şark’ta gün, güneşin batışıyla başlar; güneşin batışıyla sona erer.
Garp kültüründe vaziyet farklıdır. Gün saatle başlar, saatle biter.
Demiryolları yayılınca, bütün dünya için
tek bir saat sistemi kabul edildi. Gece saat 12’den ertesi gece saat 12’ye kadar olan zamana takvim günü deniyor. Garplılar öğle 12’den gece 12’ye kadar
“iyi akşamlar”; 12’yi geçince
“iyi günler” der. 1926’da Türkiye de bu sisteme geçmiştir.
Gün, Türkçe bir kelimedir.
Gündüz ve gece olmak üzere iki kısımdır. Arapça’da
yevm; Farsça’da
ruz kullanılır.
Day (tag), Eski Germen dilindedir. Fransızca
journée, Latince’den gelir. Yevmiye, ruzname, daily ve journal; günlük demektir.
Haftanın başı
Günler
7 seyyarenin, sırasıyla
Ay (Cermence: Moon; Latince: Lune),
Merih (Tiwaz/Martis),
Merkür (Wodanaz/Mercuri),
Jüpiter (Tunraz/Iovis),
Venüs (Frige/Veneris),
Satürn ve
Güneş (Sun/Solis) ile paraleldir.
İngilizce/Almanca ay isimleri bunların
Cermencesine göredir: Monday/Montag (Ay’ın günü), Tuesday/Dienstag (Gök tanrısı Tiu’nun günü), Wednesday/Mittwoch (Voden’in/Odin’in günü), Thursday/Donnerstag (Thor’un günü), Friday/Freitag (Odin’in karısı Frigg’in günü), Saturday/Samstag (Satürn’ün günü) ve Sunday/Sonntag (Güneş’in günü).
Fransızca günler ise, bunların
Latincedeki mukabillerine göredir: Lundi (Ay’ın günü), Mardi (Mars’ın günü), Mercredi (Merkür’ün günü), Jeudi (Jüpiter’in günü), Vendredi (Venüs’ün günü), Samedi (Satürn’ün günü), Dimanche (Tanrı’nın günü)
Hafta başı Amerika, Çin, Japonya, Kore, Hindistan, Pakistan, Endonezya, Avustralya, Portekiz, Suudi Arabistan, Yemen, Habeşistan ve Güney Afrika’da
Pazar; Orta Doğu’da
Cumartesi; Avrupa, Rusya, Batı Afrika ile Arjantin ve Şili gibi bazı Latin Amerika ülkelerinde
Pazartesi günüdür.
7 seyyare
Babil’de
7 günlük hafta kullanılırdı. Çünki ayın dört safhasının (yeni ay, ilk dördün, dolunay, son dördün) müddetine en yakın olan tam gün sayısı yedidir. Yunanlılar, Çinliler ve Mısırlılar
10 günlük, Romalılar ise
8 günlük haftayı kullanırdı.
7 rakamının
kozmik ve mistik bir manası da vardır. Eskiden güneş ve ayın da dâhil olduğu seyyarelerin (gezegenlerin) sayısı 7 idi.
Gökler 7 kattı. Tabiattaki
ana renk kartelası 7’dir. Roma İmparatoru
I. Constantinus, 327 yılında haftanın 7 gün olduğuna dair bir ferman çıkardı.
Diriliş günü
Tevrat’ta Allah’ın
kâinatı 6 günde yarattığı, yedinci günde de (Sebt=Cumartesi) dinlendiği yazar. Halbuki Allah yorulmaktan münezzehtir. Bu sebeple
Yahudiler, cumartesi günü hiçbir şey yapmazlar.
Hıristiyanlar haftayı böyle 7 gün kabul ettiler; yalnız Hazret-i İsa'nın diriliş hatırasına hürmeten 7. günü değil de 1. günü, yani pazarı
“Tanrı Günü” kabul ettiler.
Fransız İhtilalcileri, 1792’de takvimi değiştirdi; bir haftayı 10 güne çıkarttı.
Napolyon 1802’de eski hâle döndürdü.
Rusya’da Bolşevikler 1929'da haftayı 5 güne indirdi; sonra 6 güne çıkardı; nihayet 1940'ta 7 günlük haftaya döndü.
Hafta kelimesi
Farsça’dır.
Heft, 7 demektir. Bunun Arapça’daki muadili olan
üsbû da 7 demektir.
Week, Germence döngü, hareket manasına wikon’dan gelir.
Sabır ve Fikir
Kur’ân-ı kerim de Allah’ın
kâinatı 6 günde yarattığını söyler. İbni Cübeyr der ki:
Doğrusu
Allah her şeyi bir anda yaratmaya kâdir iken, altı günde yaratmasının hikmeti,
kullarına her şeyi sabır ve teenni ile (düşünerek) yapmalarını öğretmektir. Dolayısıyla İslâm kültüründe de hafta yedi gündür...
Arapçada
Ahad (birinci),
İsneyn (ikinci),
Sülesâ (üçüncü),
Erbaa (dördüncü),
Hamîs (beşinci),
Cuma ve
Sebt (yedinci) olmak üzere yedi gündür. Cahiliye devrinde Cuma’nın adı
Arûbe idi. Mevlid’de, Cenab-ı Peygamber’in doğumu,
“Onikinci gece isneyn gecesi” diye geçer.
Tatil Günü
Haftanın
iki gününün ismi Kur’ân-ı kerimde geçer.
Sebt (cumartesi) günü, birkaç defa zikredilir ve Yahudilere herhangi bir iş yapmanın yasaklandığı anlatılır.
Cuma günü mübarek ve mukaddestir; ama bu günde hiçbir şey yapmamak emredilmiş değildir. Bilakis, Kur’ân-ı kerimde mealen,
“Cuma namazını kıldıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan rızkınızı arayın” denir.
Osmanlılar, cumayı ve mektepler için ayrıca 'Perşenbe’yi resmî tatil yapmıştır. Cumhuriyet hükûmeti, 27 Mayıs 1935 tarihinde çıkarttığı bir kanunla resmî tatil gününü
cumadan pazara aldı.
Farsça’dan ödünç
Osmanlı Türklerindeki gün isimlerinden
sadece cuma, Arapça’dır. Toplanmak demektir. Pazar, çarşanba (çehar+şenbih) ve perşenbe (penç+şenbih)
Farsça’dır. Pazar, ticaret manasınadır. Cumartesi tatilinden sonra alışveriş başladığı için bu isim verilmiştir.
Farsça’da günler,
Yekşenbe, Düşenbe, Seşenbe, Çarşenbe, Pençşenbe, Seşenbe (Cuma) ve
Şenbe (Cumartesi) gelir.
Çar, dört;
penç, beş demektir; Şenbe’den sonraki 4 ve 5. günü ifade eder.
Çerçeve (çar+çube=4 çubuk),
çarşı (çar+şu=4 yol ağzı),
çardak (çar+dak=4 kubbe),
çarmıh (çar+mıh=4 çivi) veya
pençe hep bu rakamlarla alakalıdır. Tavlada altıya kadar sayabilenler için bunu bilmek kolaydır.
Cumartesi,
Arapça-Türkçe; Pazartesi ise
Farsça-Türkçe’dir. Salı, Arapça
sülesâ’dan veya eski Türkçedeki
salığ’dan gelir. Salığ,
salmak fiilindendir ve serbest gün,
tatil demektir.
Yeni devirde
aklıevvel dilcilerden biri Hasan Âli’ye bunların yerine şunların uydurulmasını teklif etmişti:
Gezgün (Pazar),
Öngün, İşgün, Güçgün, Koşgün, Yorgün ve
Bitgün. Ama kabul görmedi...