"Şunu hiç unutma ki demir tavında dövülür Koyunlucalı"

A -
A +
"Dünyayı durdurmaya kuvvetimiz yetmez! O zaman da iş işten geçmiş olur!"
 
Fadıl Hoca, vazgeçecek gibi değildi:
- Bu nasıl lakırdı Koyunlucalı? Üç beş günlük ömür için ebedi hayatını, hele masumların hayatını hiçe sayamazsın!
- Şartlarımız…
- Görmüyor muyum şartlarınızı?
- İmkânlarımız elverdiğinde, peki diyeceğim…
- Dünyayı durdurmaya kuvvetimiz yetmez! O zaman da iş işten geçmiş olur! Demir tavında dövülür Koyunlucalı!
- Bari birkaç gün mühlet ver hocam! Düşüneyim, taşınayım! İcap ederse yerine adam bulayım!
- !!!
- İstişare edeyim!
- Bak Ahmed Efendi! Hazret-i Lokman, oğluna ne buyuruyor, biliyor musun?
- Tahsilin ehemmiyetini biliyorum efendim!
- Eee!
- Sizi dinliyorum efendim!
- Lokman Hekim “Âlimlerle otur, hikmet sahiplerinin sözlerini dinle! Allahü teâlâ, bahar yağmuru ile toprağa hayat verdiği gibi, ölü kalpleri hikmet nurları ile diriltir” buyurdu.
- !!!
- Yine “İlim, Cennete giden bir yol, gurbette arkadaş, yalnızlıkta sırdaştır” buyurdu.
- !!!
- Başka “İlim, iki cihanda kurtuluş, düşmana karşı siperdir. İnsan için hayâ, gözler için ziyâdır” buyurdu…
- Bunların hepsini biliyorum Fadıl hocam! Bütün kalbimle de inanıyorum, ama…
- Tereddüt yakışmıyor Koyunlucalı!
- Mal, mülk, bitmek nedir bilmeyen işlerimiz var Fadıl hocam…
- Hazret-i Ali efendimiz buyurdular ki: “İlim, maldan hayırlıdır. Çünkü malı sen muhafaza eder, korursun; fakat ilim seni korur. Mal harcamakla azalır, ilim sarf etmekle çoğalır.”
- !!!
- İlme; dünyalık için mâni olanların hâlini; şu kıssa ne veciz anlatıyor!
- Buyurun hocam!
- Bir gün yere bir damla bal düşmüş... Küçük bir karınca gelip balın tadına bakmış ve beklemeden de çekip gitmiş... Gitmiş ama balın tadı aklından çıkmamış... Bir türlü unutamamış o muazzam lezzeti. Bir zaman sonra tekrar o bal damlacığının yanına gelmiş, biraz daha yemiş... Gitmek istediği hâlde baldan ayrılamıyormuş. Pek tatlı gelen baldan biraz daha, biraz daha derken bırakamamış, balın içine dalmış... Eee bal yapışkan! Her tarafı yapış yapış olmuş! Çıkmak istese de nafile... Bu sefer de kuvveti kâfi gelmemiş. Debelendikçe daha da batıp çok sevdiği, müptelası olduğu balın içinde feci bir vaziyette can vermiş...
- !!!
- Karınca aç gözlülük yapmayıp biraz bal ile yetinseydi ondan istifade edip hep beslenecekti. Öyle perperişan olup belki de ölmeyecekti...
- !!!
- Hikmet ehli zâtlar der ki: “Dünya büyük bir bal damlası gibidir. Kim ondan yetecek kadarıyla iktifa ederse; tadına doyum olmaz, kurtulur... Kim de ona dalarsa, karınca misali battıkça batar ve helâk olur gider...”
- !!!
- Niçin susuyorsunuz? Boşuna mı anlatıyorum sanıyorsun!
- !!!
- Yanlış bir şey mi söyledim? Böyle kati davranacağını bilseydim bu konuyu hiç açmazdım!
- Muhterem Fadıl Hocam!
- Evet, Koyunlucalı! Bu çocuk okumalı!
- Ama… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.