DARBELERLE HESAPLAŞMA

A -
A +
MGK 28 Şubat 1997 günü çok puslu ve elektrikli bir hava içinde olağanüstü olarak toplandı. Toplantı 9 saat sürdü. 18 Madde tesbit edilmişti. Bunlar Hükûmete tavsiye kararlarıydı. Kararlar, bildiri hâline de getirilmişti. Aslında malum beylik laflardan ibaret bu 18 madde, tavsiye kararından ziyade muhtıraydı.
Asker-yargı-sermaye-medya ve lobici darbeciler MGK eliyle, seçimle gelmiş 54. Hükûmeti millete rağmen devirmeye çalışıyorlardı. İçeride çok sıkıntıya maruz kalan Başbakan Erbakan, ne o ân ve ne de 4 Mart'taki "yumuşatın" ikazına rağmen geri adım atılmadığı için bu bildiriyi imzalamadı.   
28 Şubat'ın Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, 21 Mayıs'ta "ülkeyi iç savaşa sürüklediği" ithamıyla Refah Partisi'nin kapatılması için AYM'ye dâvâ açtı.
Karargâh, 7 Haziran'da bazı şirketleri gerici sayarak onları kara listeye aldı.
Genelkurmay, 10 Haziran'da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyelerini çağırarak "brifing adı altında onlara talimatlar verdi. Apoletlilerden talimat alan cüppeli zevat, denilenleri ayakta alkışlıyordu.
Bu gerginlik içinde Başbakan Erbakan, 18 Haziran 1997 günü istifa etmek zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Demirel, bir atak daha yaparak yeni hükûmeti kurma görevini Tansu Çiller'e değil 19 Haziran'da ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi.
56. Hükûmet olarak ANASOL-D hükûmeti kuruldu. Hükûmetin başında Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Demirel'in vekili Hüsamettin Cindoruk bulunuyordu.
RP, 16 Ocak 1998'de kapatıldı. FP/Fazilet Partisi ise 17 Aralık 1997'de kurulmuştu.
56. Hükûmet  Bülent Ecevit'in Başbakanlığında kurulmuş bir azınlık DSP hükûmetidir. Güvenoyu alamayarak yıkıldı. 18 Nisan 1999'da genel seçimler yapıldı. 28 Nisan 1999'da 57. Hükûmet kuruldu. Fazilet Partisi de 22 Haziran 2001'de kapatıldı.
24 Ağustos 2001'de olup-bitenlerden çok dersler çıkartmış yerli ve millî gençler eliyle AK Parti kuruldu.
18 Nisan 1999 Seçimlerinde Fazilet Partisi, 111 milletvekili kazanmıştı. Onlardan biri Merve Kavakçıydı. Bu milletvekilinin başörtüsüyle meclise girmesi üzerine "nâzik insan" diye tarif edilen Bülent Ecevit'in öfkeden yere yıkılacak hâle gelip "bu hanıma haddini bildirin" dediği konuşması meşhurdur.
Başbakan Bülent Ecevit, 23 Ocak 1999 günü bir gazeteye verdiği mülakatta asker-hükûmet münasebetlerini kasdederek "28 Şubat sürecinin defteri kapandı" der demez genelkurmay başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, 28 Ocak günkü MGK toplantısında Başbakanı yalanlar tarzda Erbakan’la partisine işaretle "28 Şubat'ın laik Türkiye’yi korumak maksadıyla yapıldığı"nı iddia etmişti ama aynı yiğit Karaoğlan, bu generale haddini bildirememişti.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e gelince... 2006 yılında bir tv mülakatında 28 Şubat'ın darbe olmadığını milletin gözünün içine baka baka müdafaa ederek bir sürü abartılı sözden sonra başörtülülerin Türkiye'de yeri olamayacağını onların başka memleketlere mesela Arabistan’a gidebileceklerini söylemişti.
28 Şubat'a kendi medyasının desteğinden başka ayrıca tv ve gazete mülakatlarıyla şahsen de destek veren diğer isimse Fetullah Gülen'dir. Buralardaki dedikleriyle darbeyi ve darbecileri haklı buluyordu.
Ne var ki zaman, zalimlerin değil, mazlumların ve haklıların lehine çalıştı:
2012 yılında TBMM'de "Darbeleri Araştırma Komisyonu" kuruldu. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 28 Şubat dâvâsı açıldı. Müsned suç, "54. Cumhuriyet Hükûmetini cebren devirmeye ve düşürmeye iştirak"ti. 103 sanık vardı. İ.H. Karadayı, Çevik Bir, Çetin Doğan, YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve daha başkaları tutuklandılar. Ancak tıpkı Ergenekon dâvâsı gibi bu dâvâ ve daha başka dâvâlar, FETÖ örgütü yargı mensupları tarafından sulandırılarak maksadın hasıl olmasına mani olundu.
Dikkat çekmemiz o ki  derdest olan FETÖ dâvâları da, zaman içinde benzer akıbetlere, ihanetlere uğramasın.
28 Şubat'ın başrolünde olan gazetelerden birinde 28 Şubat'ın haftasında "Karargâh rahatsız" diye manşet atılması nasıl bir tesadüf olabilir?
Kimmiş o rahatsız olanlar?
Yürekleri varsa çıkıp konuşsunlar!
Bütün bu olup bitenlerin mâşerî vicdanı 16 Nisan 2017 takvimidir. 16 Nisan referandumu, 28 Şubat Post Modern Darbesi ve geriye doğru diğer darbeler ve 15 Temmuz ve bu milletin evlâtlarını Sultan bile olsa Başvekil ve Başbakan bile olsa onlara hayat hakkı tanımayanlarla hesaplaşmadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.