KKTC, HASSAS KAVŞAKTA

A -
A +
Yarın, Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu seçim, 11 Ekim 2020’de yapılmış, fakat ilk turda adaylardan herhangi biri yüzde 50’nin üzerinde oy alamadığı için seçim, bir hafta sonraya, 18 Ekim tarihine kalmıştı.
18 Ekim Pazar günü, yarın, ilk turda en fazla oyu alan iki aday yarışacaktır. Bu adaylardan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı 29,76, Başbakan Ersin Tatar 32, 75 oy almışlardı. 10 Ekim’de  yapılan seçimdeki iştirak yüzdesi, 56,06 ile 1974’ten bugüne kadarki seçimlerin içinde en düşük seviyede kaldı. "Covid-19” sebep olarak gösterilse de tek sebep bu olmasa gerek.
Yarın CB için yarışacak adaylardan Ersin Tatar hâlen Başbakan, Mustafa Akıncı ise hâlen Cumhurbaşkanıdır. Ersin Tatar, aynı zamanda Ulusal Birlik Partisi genel başkanı. Mustafa Akıncı ise partisiz.
Mustafa Akıncı, görevde iken yaptığı bazı konuşmalarla Türkleri ve Ankara’yı çok rahatsız etmişti. "Anlaşmayı temin etmek için 1974’te aldığımız bazı toprakları Rumlara iade etmeliyiz", "Ben ikinci Tayfur Sökmen olmayacağım!" gibi laflar etmiş fakat bunlardan hiçbir zaman pişman olmamış, sözlerini tashih ve tamir cihetine gitmemişti. Bu yüzden Kıbrıs Rum idaresi, Atina ve Türkiye muhalifi merkezler, O’nun seçilmesinden yanadır. Nitekim Kıbrıs Rumlarının Başbakanı Nikos Anastasiadis "Akıncı tekrar seçilirse adanın iki yakası birleşecektir" diyor. Mustafa Akıncı’nın iade etmeyi düşündüğü yerler, Rumlara verilirse bu takdirde KKTC’nin toprakları yüzde 20 küçülecektir. Hâlbuki Rumlar, tamamı Osmanlı vakıf mülkü olan Kıbrıs adasının üçte ikisi üzerinde yaşamaktalar. Akıncı nam kişinin akla ve millî hislere ziyan bu teklifi -Allah korusun- hayat bulursa Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, adanın bir kenarına itilmiş olacaktır.
Bu gayrı millî sözlerinden dolayıdır ki Ankara, Mustafa Akıncı’yı yok saydı. Ademe mahkûm edilen bu politikacı, yok sayılmayı, muhatap alınmamayı rahatsızlık sebebi telakki edip haysiyetli bir istifayı düşünmedi. Aksine seçimlerde yeniden aday oldu ve maalesef ikinci gelerek ikinci tura kalabildi. Bunun sebebi, Kıbrıs’ta çok vatansever, milliyetçi Türkler olduğu gibi kendilerini İngiliz Kraliçesine dahası Rumlara daha yakın gören, Türkiye’yi işgalci sayan, Türkiye’den iskân edilmiş vatandaşlara "karasakallı" diye lakap takıp aklınca onlarla alay edenler de vardır. Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası genel sekreteri Türk ordusunun işgalci olduğunu, Türkiye’nin Kıbrıs Türklerine kansız bir soykırım uyguladığını iddia edecek kadar çılgın iddialar öne sürebilmiştir. Böyle düşünenler, İngiltere’nin adadaki iki üssünden ise hiç rahatsız değiller. Üstelik o üsler "egemen" unvanlıdır. Rahatsız olmazlar çünkü Birleşik Krallığın pasaportunu taşımak onlar için şereftir.
Mustafa Akıncı’nın arkasında böylesi kimseler yani Rumlara ve Londra’ya yakın Ankara’ya ise hasım olmasa bile soğuk olan kimseler vardır. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türklerine kansız soykırım yaptığı iftirasını atanlar, kendilerini elbette bize soğuk veya mesafeli değil, hasım hissediyorlardır.
Böyle düşünenler, hissedenler ve böyle konuşan talihsiz zavallılar, "Hala Hatun" diye bilinen Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselâm- süt teyzesi, Larnaka’da medfun Ümmi Hiram -radıyallahü anha- Hazretlerinin de, II. Selim’in de Kıbrıs Fatihi Lala Mustafa Paşa’nın da, Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, İslam ve Osmanlı Şehidleriyle Rumların küvette katlettiği büyük ve küçüğüyle Türk ailesinin, işkenceyle katledilen şehid pilotumuz Cengiz Topel ve bütün 1974 şehid ve gazilerimizin aziz hatıralarını çiğnemekte, kemiklerini sızlatmaktadırlar.
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde kendini vatansever kabul eden her KKTC vatandaşı yarın iki eli kanda olsa bile mutlaka sandığa gidip oyunu kullanmalıdır. Vatanseverler ihmalkâr davranır, buna mukabil diğerleri daha bir hırsla sandığa gider ve böylece Türkiye’ye mesafeli bir dünya vatandaşı yeniden KKTC’nin başına seçilirse bu netice en azından gözde çapak olmuş olur. Bir şey değil ama rahatsız eder. Hâlbuki bugün Türkiye, Libya’da, Mavi Vatan’da, Suriye’de tarihî mücadele vermektedir. Fransa ve kışkırttığı Yunanistan ve Ermenistan’la uğraşmaktadır. Sömürgeci devletlerin talan etmeye çalıştıkları, Suriye ve Kuzey Irak’ta ter dökmektedir. İçeride, Kuzey Irak’ta ve Kuzey Suriye’de adı belli taşeron terör örgütü memleketimize karşı yapabileceği her kötülüğü ardına bırakmayarak yapmaya çalışmaktadır. Kahraman asker, polis ve istihbaratımız onlara fırsat vermiyor. Çok ciddi anlamda da geriletildi. Ne var ki KKTC’de yapılacak yanlış bir seçim terör örgütlerine yeni mevzi kazandıracaktır. Böyle bir yanlış seçim sadece Rumlarla Yunanlıları değil, İsrail, BAE, SA, Mısır, İngiltere ve değişik yerlerde farklı rekabet içinde olduğumuz iri-kıyım devletleri de memnun edecektir.
Bu bir CB seçiminden öte saf tayinidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.