Kıyâmet nasıl kopacaktır?

A -
A +
“Kıyâmet vardır. O gün, elbette gelecektir. O gün; göklerin parçalanacağı, yıldızların dağılacağı, yeryüzü ve dağların parçalanacağı ve yok olacağı Kur’ân-ı kerîmde bildirilmektedir..."
 
Bazıları kıyâmete inanmıyor, “hayâtın/yaşamın hepsi bu dünyâdadır” diyorlar. Büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh), “Mektûbât” isimli kıymetli kitâbında buyuruyor ki:
“Kıyâmet vardır. O gün, elbette gelecektir. O gün; göklerin parçalanacağı, yıldızların dağılacağı, yeryüzü ve dağların parçalanacağı ve yok olacağı Kur’ân-ı kerîmde bildirilmektedir. [Müzzemmil, 14; İnfitâr, 1-5]
Kıyâmette, bütün mahluklar, yok olup tekrar yaratılacak, herkes mezardan kalkacaktır. Allahü teâlâ, çürümüş/toz olmuş kemikleri yine diriltecektir. O gün, terâzi kurulacak, herkesin hesap defterleri uçarak, iyilere sağ taraflarından, fenâlara/kötülere sol taraflarından gelecektir.
Cehennem üzerindeki sırât köprüsünden geçilecek, iyiler geçip Cennete gidecek, Cehennemlikler, Cehenneme düşecektir.
Mü’minler, Cennette ve Cennet nimetleri içerisinde sonsuz olarak kalacaklardır.
Kâfirler, hesaptan sonra, Cehenneme girecek, onlar da Cehennemde ve azapta ebedî kalacaklardır.
Günâhı, sevâbından çok olan mü’minlere gelince; onların Cehenneme girip, günâhlarına karşılık, bir müddet azap görmeleri câiz ise de, bunlar, Cehennemde sonsuz kalmayacaklardır. Kalbinde zerre kadar îmân olan bir kimse, Cehennemde sonsuz kalmayacak, rahmet-i İlâhiyeye kavuşarak Cennete girecektir.” [Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3, m. 17]
Kıyâmet alâmetleri, küçük ve büyük olmak üzere iki kısımdır.
Küçük alâmetler pek çok olup, hadîs-i şerîflerle bildirilmiştir. Bir kısmı ortaya çıkmış ve çıkmaya da devam etmektedir. Bazıları şunlardır:
“İslâmiyet'e uygun işler ayıp sayılıp, terk olunur. Allahü teâlânın emirleri yaptırılmaz. Harâmlar her yerde işlenir. Bid’atler çıkıp, sünnetler terk olunur. İslâm dîninin izin vermediği şekilde hareket edilir. İslâmın ismi, Kur’ân-ı kerîmin resmi kalır. Yani dînin emirlerine uyulmaz. Nitekim hadîs-i şerîfte; “Yakında insanlar üzerine bir zaman gelir ki, İslâmın ancak ismi, Kur’ân-ı kerîmin ancak resmi kalır. Mescidleri (câmileri) görünüşte mamûr, lâkin hidâyet ve irşâd yönünden haraptır” buyuruldu.
Din bilgileri unutulur. Fısk, kötülük çoğalır. Âlimler zulüm ve fısk (günâh) işler, ibâdet edenlerin çoğu da dîn bilgilerinden habersiz olup âdet üzere ibâdet ederler. Sonra gelenler, önce gelmiş olanlara “bilgisiz” ve “ahmak” derler. İnsanlara, zararlarından kurtulmak için ikrâm olunur.
İnsanlardan ilim, emânet kalkar, câhillik artar. Emîn kimse bulunmaz. İnsanlarda, birbirlerine karşı sevgi kalmaz. ‘Filân kimse pek akıllı ve nâzik kişidir’ dediklerinde, kalbinde zerre kadar îmân bulunmaz. Dinsiz, ahlâksız kimseler emîr olurlar/En aşağı kimseler dünyâda başa geçip, insanlar arasında muteber olurlar...”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.