İngiltere’ye biletiniz var mı?

Sanırım Trabzonspor yönetimi İngiliz teknik adam için bu maçı bekliyordu. Olmadı. “Güle güle” deme zamanı geldi Newton’a…

l Adım adım gidelim… Bir kere müthiş başladı maç. İzleyen herkesin aklına gelen benim de geldi tabii; Premier Lig maçına mı geldik aga?
l İki taraf da son derece iştahlıydı. Büyük maçın her anında aksiyon vardı. Kaleciler iki ayak üstünde yaylanıp duruyor, her an gelecek topu karşılamak için atmaca gibi oyunu kolluyordu.
l İki tarafın uç adamları da pozisyona giriyor ve kalecilere takılıyordu. Şaşırtıcı olan ise Trabzonspor’un müthiş pas oyunuydu. Nwakaeme sık sık soldan içeri kat ediyor ve bu pas oyunun merkezi oluyordu.
l Karşılıklı gidiş gelişlerle geçen 23 dakikanın sonunda maça gol de geldi. Sosa ve Lemos’un birlikte ikram ettiği topu süren Afobe çaprazdan düzgün vurdu.
l Özetle ilk yarı Trabzonspor’undu. Hatta bu bölümde hakemlerin penaltı için yeterli bulmadığı Abdülkadir Ömür’ün ceza sahasında itildiği bir pozisyon da var.
l İkinci yarıya Cisse ile çıktı Erol Bulut; bütün bir ilk yarı boyunca “kaçak güreşen” Sosa’yı kenara alarak. Ama Fenerbahçe’yi bu kadar değiştiren, bu kadar maçın patronu haline getiren sadece bu değişiklik değil, Trabzon’un tek devrelik direnciydi bence.
l Bu sezon duran toplardan penaltı gibi yararlanan Fenerbahçe’yi asıl ateşleyen, kornerden gelen topu, kafa - omuz karışımı bir vuruşla ağlara gönderen Tisserand’ın golü oldu bence.
l Trabzonspor “İyi oynuyorduk, niye böyle oldu” şaşkınlığını yaşarken ikinci Fener golü geldi. İki gol arası dört dakika…
l Sonrası Fenerbahçe’nin şovuydu artık. Geçen yılın flaş golcüsü Papiss Cisse’nin bu sezon golü var mı diye Federasyon sitesini tararken golü attı Senegalli. Yine bir korner atışına kafayı sokarak.
l Fenerbahçe bu sezon ilk kez mağlup duruma düştüğü maçı kolay çevirirken -bence- Eddie Newton’ın da ipini çekti. Trabzon yönetimi muhtemelen bu maçı bekliyordu hoca için.

MAÇIN ADAMI: Emile Tisserand