Zeytin'in Dalı!..

A -
A +
AK Parti ve MHP'nin seçim ittifakı için hazırladığı teklif nihayet Meclis'e geldi. Teklife ilk itiraz, her zaman olduğu gibi yine CHP'den geldi.
Parti adına konuşan CHP'li Bülent Tezcan'a kulak verelim:
"İttifak getiriyorsunuz ama baraj korunuyor. Niye ısrarla yüzde 10 barajını koruyorsunuz. MHP'yi barajdan kurtarmak için oluşmuş ikili bir baraj. Siz yüzde 5, yüzde 3, yüzde 7 alan bir partiyi yüzde 10 barajından kurtarmayı öngörüyorsunuz."
İnsanın dönüp, "Yahu size ne barajdan?" diye sorası geliyor. 
Siz, kendi tüzüğüne "Başkan adayı olmak isteyen 120 oy toplamak zorundadır" şartı koyarak barajın en kralını uygulayan parti değil misiniz?
Son kurultayda Ümit Kocasakal ile Ömer Faruk Eminağaoğlu'nu "Yeterli oyu toplayamadığınız için barajı geçemediniz" diyerek saf dışı bırakan siz değil misiniz? 
Kaldı ki...
Genel başkanınız her konuşmasında, "Yüzde 50+1 beni kesmez. Yüzde 60 alacağım" demiyor mu? 
Diyor...
"Yüzde 60 alacağız" diyen bir parti hiçbir karşı ittifaktan korkmaz di mi? İyi de siz niye korkuyorsunuz? Daha doğrusu "baraj da baraj" diyerek kimi kurtarmaya çalışıyorsunuz? Hiçbir ankette baraj üstü görünmeyen HDP'yi mi yoksa İYİ Parti'yi mi? 
Yoksa ittifaka mı karşısınız?
E, ama siz geçmişte seçim öncesi pek çok ittifak yaptınız, unuttunuz mu yoksa? 
Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde 16 partiyi yanınıza alıp, "Ekmek için Ekmelettin"i "Çatı adayı" yapan siz değil miydiniz? "İş aş, Haydar Baş" ile birlikte çatılarda gezerken iyiydi de şimdi mi kötü oldu? 
Sadece o mu?
7 Haziran seçimleri öncesinde "Biz ailecek HDP'ye vereceğiz" diyen, HDP barajı geçince pilav dağıtan siz değil miydiniz? Sayın Devlet Bahçeli o gün rüşvet olarak önerdiğiniz başbakanlık koltuğunu kabul etseydi "Yüzde 60'lık blok" hükûmetinizle şimdi bizi yönetiyor olacaktınız. 
Referandumda, "Muhtarlıklar, lokantalar, berberler kapanacak" yalanlarıyla büyük ittifak kurup yüzde 49'a ulaşan kimdi?
Siz bu ittifak meselesini HDP ile birlikte iyi sallarken düşünecektiniz azizim!
Tarumar olacağınızı bildiğiniz için, şimdiden başladınız sandık güvenliği tatavasına. 
Zaten sizin 70 yıldır kazanamadığınız her seçimde mutlaka ama mutlaka oylar çalınmış oluyor maşallah! Kazandığınız belediyelerde her ne hikmetse oylar çalınmıyor, kaybettiğiniz yerlerde ise paso oy hırsızlığı oluyor. 
Neymiş efendim?
"YSK'daki çete referandumda bizim oyları çaldı. Yoksa referandumu kesin kazanmıştık. Ama bu sefer çok ama çok farklı olacak. Güvenli seçim konusunda bütün kadrolarımızla her şekilde sandığa sahip çıkacağız!"
Öyle, öyle tabii...
Öyle ama, şu sandık güvenliği meselesini bir de Muharrem İnce’den dinlememiz gerekiyor. Onun da mutlaka söyleyeceği bir şeyler vardır di mi?
Adama "Siz daha kendi kurultayınızda sandığa sahip çıkamadınız. Türkiye genelinde nasıl sahip çıkacaksınız" diye sormazlar mı? 
Siz iyi yere dükkân açmışsınız valla!.. Seçimde kaybedince, "Oylarımız çalındı" yalanı uydur, gerisine karışma. 
Nasılsa sana oy verenler inanıyor. 
"Çapkın, yaptığı şeylerin evindeki namusunun başına gelmesinden korkar" diye meşhur bir söz var ya, sizinki de o hesap. Yaptığınız şeyden korkuyorsunuz. 
Hiç oraya buraya kıvırmaya gerek yok. 
Oy hırsızı arıyorsanız dönün, "Açık oy, gizli sayım" dönemlerinde kimlerin oy hırsızlığı yaptığına bakın. Bu kadar müşahit arasında, bu iletişim çağında bu işlerin olmayacağını siz de çok iyi biliyorsunuz. 
Maksat kaybetmeye kılıf bulunsun.
Sandığa sahip çıkmak, sandıkları korumak tabii ki hakkınız. Ama bir uyarıda bulunayım. Müşahitlerinizi, sandık görevlilerinizi şimdiden uyarın. Sakın ha, geçen seferki gibi sandığın üzerine oturayım demesinler.  
Çünkü bu kez sandıktan "Zeytin Dalı" çıkabilir!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.