Bu yazarlar işsiz kalmalı mı?

A -
A +
Hürriyet gazetesinin ansızın satılması, herkes gibi beni de çok şaşırttı. Ama doğrusunu isterseniz satıştan çok, satış sonrası yapılan yorumlara daha çok şaşırıyorum.
Bir defa bizim mahallenin bazı yazarlarının yaptığı yorumlara katılmıyorum. Hele hele, "Filanca kişi işsiz kalacak, falanca kişi kesin kovulacak. Oh olsun" şeklindeki sevinç dolu yorumları okudukça utanıyorum!
Birilerinin sesinin kesilecek olması ya da işsiz kalması bizi mutlu etmemeli diye düşünüyorum. Ne kadar aykırı olursa olsun, hiç kimsenin işsizlik ve açlıkla terbiye edilmemesi gerektiğine inanıyorum.
Eğer bu aykırı kalemlerin sesi hak davasına inananların sesinden daha gür çıkıyorsa...
Eğer onların yazdıkları bizim yazdıklarımızdan daha çok yayılıyor ve duyuluyorsa...
Sorun onlarda değil, bizde demektir. 
Onların işsiz ve çaresiz kalmasından çok kendimize bakmamız gerekiyor demektir. İnandığımız davayı onlar kadar savunamıyorsak, insanlara sesimizi onlar kadar duyuramıyorsak, bir şeyleri eksik yapıyoruz demektir.
Mesleğine, vatanına ve insanına ihanet eden yazarları zaten hep birlikte eleştiriyor ve lanetliyoruz. Onlara bu ülkede bir lokma ekmek verilmemesi gerektiğini ben de savunuyorum.
Ancak...
Sert eleştiri yapanlara hain damgası vurup, "Bunları işsiz, aşsız bırakın" demenin insani ve vicdani bir tarafı olduğuna inanmıyorum.
Kusura bakmayın ama Ertuğrul Özkök'e, Ahmet Hakan'a ya da İsmail Saymaz'a vatan haini diyemezsiniz. Demekte ısrar ederseniz kul hakkına girersiniz ve bunu ilk önce Allah kabul etmez.
Hürriyet'in geçmişte yaptığı iğrenç yayınları eleştirebilirsiniz. Burada yazı yazan kalemlerin algı operasyonu yürüttüklerini ve hatta suç işlediklerini de iddia edebilirsiniz. Ama bu, vatana ihanet suçu kapsamına girmez. 
"AK Parti'yi ve Erdoğan'ı eleştirdikleri için sürünsünler, perişan olsunlar" diyenler, bu söylemleriyle AK Parti ve Erdoğan'a iyilik değil, kötülük yapıyor. 
15 Temmuz'da darbecilerin karşısında en dik duran yayın organları arasında Hürriyet ve CNN Türk vardı. 
Bunu unutmamamız gerekiyor.
Sevdiğim bir söz var: "Sen beni ittikten sonra, beni kimin tuttuğu seni ilgilendirmez" derler. Eğer sırf eleştiri getirdikleri için bu insanları itersek, yarın başkaları tutacak, bunun iyi bilinmesi gerekiyor. 
Biz bu kesimi ikna edemiyorsak, sorun onlarda değil, bizde demektir. "Onlar asla ikna olmaz" diyenleri de ciddiye almıyorum. 
Hep söylerim.
Hazreti Ömer, Abdulmuttalib'in yetimini öldürmek üzere yola çıkmıştı ve iki sözle ikna olup İslam dinini seçti. Hazreti Vahşi, Hazreti Hamza'nın kalbini söküp yiyecek kadar İslam düşmanı biriydi ama tek sözle Müslüman oldu.
Hâl böyleyken kimse bana bu kişilerin ikna olamayacağını söyleyemez. Doğru dille hakkı anlattıktan sonra yerküre üzerinde ikna olmayacak hiç kimse yoktur.
Deyin ki ikna olmadılar. 
Varsın aynı gazetede veya başka bir yerde eleştirilerine aynen devam etsinler. 
Ne zararı var bunun? 
Allah; iyi ile kötüyü, iyilikle kötülüğü bir arada yaratmadı mı? Kötüyü ve kötülükleri görüp kendimize ona göre çekidüzen vermiyor muyuz? Onların haklı veya haksız eleştirilerini görüp kendimize daha çok çekidüzen veririz, fena mı?
AK Parti onlar varken ve onlara rağmen oylarını yüzde 52'ye kadar yükseltmedi mi? İnanın onlar olmazsa, bu durum AK Parti'nin lehine değil, aleyhine işler. 
Bence bizim mahalledekilerin bu intikam duygularını bir kenara bırakıp meseleyi bir kez daha gözden geçirmesi gerekiyor. 
Gelelim karşı mahalleye...
Aydın Doğan'ın elindeki şirketler arasında zarar eden tek kurum Doğan Medya idi. Bu hızla devam etmesi durumunda kısa süre içinde batacaktı. Bunu kendisi de defalarca söyledi. 
En son açıklamasında da "Bu kurumlar zarar ediyordu, ben de sattım" demesine rağmen bazı kötü niyetli kalemler, "AK Parti bu kurumu şantajla ele geçirdi" demeye devam ediyor.
Onlara göre Demirören Grubu Hürriyet'i mevcut hükûmetin borazanı gibi kullanacak. 
Acaba öyle mi gerçekten?
Ya da şöyle soralım: "Demirören Grubu'na bağlı diğer gazeteler... Yani Vatan gazetesi, yani Milliyet gazetesi hükûmetin borazanlığını mı yapıyor?" 
Milliyet'te yazan Güneri Cıvaoğlu, Güngör Uras, Abbas Güçlü, Ali Eyüboğlu ve Mehmet Tezkan, hükûmet lehine mi yazıyor? 
Vatan'da yazan Güngör Mengi, Kürşat Zorlu ve Mehmet Soysal AK Parti'nin borazanlığını mı yapıyor?
Bu sorulara "Evet" cevabı veren ya cahildir ya da kötü niyetlidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.