Olsun be, vatan sağ olsun!

A -
A +
İstanbul Büyükşehir Belediyesi aylardır duyurusunu yaptığı Kanal İstanbul Çalıştayı'nı yaptı.
Gelen ilk bilimsel veriler dehşet verici! Detaylarına birazdan gireceğim ama önce Jeoloji Uzmanı Celal Şengör'ün Habertürk ekranında İmamoğlu'nun yüzüne karşı ne dediğini hatırlamakta yarar var.  "Evet, siz beni çalıştaya davet ettiniz ama ben katılmayacağımı açıkladım. Bana gönderilen programa baktım, çalıştaya davet ettiğiniz isimlerin hiçbirinin konunun uzmanı olmadığını gördüm. Programda bilimsel verilerden ziyade politik açıklamaların öne çıkacağını gördüğüm için katılmama kararı aldım" demişti.  Tam da Celal Şengör'ün dediği gibi oldu. Kanal İstanbul'a savaş açan Ekrem İmamoğlu'nun kafasına göre bilim adamlarını toplayıp, istediği gibi konuşturduğu bir çalıştay izledik.  Çalıştayda konuşan Cemal Saydam isimli bir Prof., Kanal İstanbul etkileriyle Marmara Denizi'nde biriken hidrojen sülfürün çürük yumurta kokusu ortaya çıkaracağını söyledi ve sonra bombayı patlattı. "Hidrojen sülfür erkekleri kısırlaştırır. Kanal yapılırsa çocuğunuz olmaz. Referandum yapılacaksa ona göre karar verin" dedi. Aylarca, "Kanal yapılırsa depremi tetikler" dediler, boşa çıktı. "İstanbul'u Kerbela'ya çevirecek, susuz kalacağız" dediler, boşa çıktı. "Çevre katliamı olur" dediler boşa çıktı. "Bu kanalı Amerika istiyor. Kanal yapılırsa Türkiye'nin işgali kolaylaşacak" dediler o da boşa çıktı. Elde başka argüman kalmadı. En hakiki mürşitçi diye bir tip buldular, o da çıkıp "Aman ha aman. Kanal yapılırsa çocuğunuz olmaz, erkekliğinizi kaybedersiniz" diye ahmakça bir gerekçe sundu. Yani söyleyecek söz bulamıyorum. "Nasıl daha fazla saçmalayabiliriz" diye yarışma yapsanız, ancak böyle aptalca bir gerekçeye sarılırsınız. Yıllar boyu, "Taşa oturma çocuğun olmaz" dendiğini duymuştuk ama, "Kanal yapma, çocuğun olmaz" sözüne ilk kez şahit oluyoruz.  CHP sayesinde tabii ki... Dünyanın başka bir yerinde herhangi bir profesör böyle konuşsun var ya. Konuştuğu yerde yere yatırır, ağzına yumurta kokan çorap tıkar sustururlar. Ama bizde isminin önünde Prof., uzman yazan her insanın ağzından çıkan basınçlı havayı 'konuşma' olarak kabul ediyoruz maalesef... Doğrusunu isterseniz ben, her şeye rağmen meselenin böyle bel altına ineceğini tahmin etmemiştim.  Yanılmışım! Pek yakında, "Tayyip Erdoğan'ın amacı bu kanalı yaparak bizi kısırlaştırmak" diyerek kampanya yürütürlerse şaşırmam.  Abarttığımı düşünebilirsiniz ama değil.  Cemal Saydam daha konuşmasını bitirir bitirmez CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker medyaya koştu, "Kanal İstanbul sadece Marmara Denizi’ni öldürmeyecek İstanbul’un erkeklerini de kimyasal olarak hadım edecek" diye açıklama yaptı. Hayır, anlamadığım şey şu... İzmir yıllardır hidrojen sülfürlü yumurta kokusunu içine çeke çeke neredeyse helak olacak. Ama hiçbirinde kısırlaşma veyahut iktidarsızlaşma belirtisi göremedik. Cemal Saydam'ın bahsettiği kısırlaşma beyinde yaşanıyorsa ona hak veririm. Çünkü kafatasının içinde taşınan bir beyin ancak kısırlaşma durumunda böyle yumurta kokulu fikirler üretebilir.  İktidarsızlık derseniz... Bu kafanın 70 yıldır iktidara gelemediğini düşünürseniz, Kanal İstanbul'un "iktidarsızlık" yaptığı tezine katılabilirim! Sonuç olarak... Düne kadar Kanal İstanbul'un yapılması konusunda çekincelerim vardı. Ama artık kararımı vermiş durumdayım. Bu kanal kesinlikle yapılmalı. "Erdoğan belki bu zihniyetin soyunu böyle bir yöntemle kurutur" umuduyla, kanalın yapımına evet diyorum.  İşin ucu bize de dokunacaksa, varsın olsun! Yeter ki vatan sağ olsun!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.