Kumpas!..

A -
A +
Türkiye'de yeni bir moda türedi. Ne halt karıştırdığın hiç mi hiç önemli değil. Hırsızlığın, yolsuzluğun, arsızlığın, namussuzluğun medyaya konu oldu mu? Ekran karşısına geçiyor, "Rant çetesi bize kumpas kurdu. Atatürk'ün yolundan dönmeyiz" diyorsun ve şıp diye kurtuluyorsun.
Bakınız, haftalardır Didim Belediye Başkanı'nı yazıyor, konuşuyoruz. Olayın vahametine bakar mısınız?..
Herif, kendisinden iş istemeye gelen bir çocuk annesi kadına başkan yardımcıları ve meclis üyeleriyle birlikte topluca tecavüz ediyor. Yetmiyor, aynı ortamda bulunan diğer başkan yardımcısı kadın ile toplu seks yapıyor. O da yetmiyor, bu kez erkek şoförüyle cinsel münasebete giriyor. 
Bunları yaparken, iğrençliğini görüntülü kayda aldırıyor, kameraya dönüp, "Beni kadraja alıyorsun değil mi?" diye soruyor. 
Devam ediyorum.
Birlikte olduğu sevgilisinin heykelini Didim'in meydanına dikiyor. Hatta bu da yetmiyor, "Balık heykeli" diye kendi cinsel organını şehrin göbeğine dikiyor.
Tüm bu haysiyetsizlikler medyaya belgeleriyle, görüntüleriyle yansıyınca hiç istifini bozmadan ekran karşısına geçip, "Rant çetesi bana kumpas kurdu" diyor ve görevine devam ediyor...
Geçtiğimiz hafta "Bahsi edilen bu rant çetesi kimmiş?" diye merak edip Didim'e gittim. Rantçı olduğu iddia edilen otel sahipleriyle görüştüm. Kumpas kurmakla suçlanan kişilerle görüntülü video çekimi yaptım. Didim'e geldiğimi, hangi otelde kaldığımı, kimlerle görüştüğümü tek tek video görüntülerle anlattım.
Döndüm arkamı İstanbul'a geldim.
Konuyu açık açık yazıp gazeteye gönderdim, görüşmelerimi bir video hâlinde sosyal medyada yayınladım. Aradan iki gün geçti, bir de baktım ki medyaya düşmüşüm.
Rant çetesi olmakla suçlanan kişilerden birinin otelinden çıkarken çekilmiş bir fotoğraflarımı alıp, "Şok şok! Özışık, Başkan Ahmet Deniz Atabay'a kumpası bu otelde kurmuş. İşte görüntüler" diye yayınladılar. Sonra rantçılıkla suçlanan bir başka vatandaşla yaptığım görüntülü videomu sosyal medya sayfamdan alıp, "İşte o gizli görüşme, işte kumpasın belgesi" diye yayınladılar.
Ve ne oldu biliyor musunuz?
Binlerce bıngıldak akıllı haysiyetsiz, Başkan Ahmet Deniz Atabay'ın toplu tecavüzünü, başkan yardımcısı kadınla yaşadığı toplu seksi, şoförüyle yaşadığı erkek erkeğe iğrenç ilişkiyi es geçip "Vay be kumpasa gel" diyerek bana saldırdı iyi mi!.. 
Günlerdir, "Bu toplu tecavüz olayı 4 yıl önce olmuş. Kumpası ben kurduysam dört yıl niye bekledim?" diye soruyorum, tık yok. 
Kaldı ki bu nasıl kumpas?
Yardımcılarıyla birlikte toplu tecavüzde bulunan başkan... Bu toplu tecavüzleri tehdit yoluyla iki ay boyunca devam ettiren başkan... Tecavüzü ve diğer ahlaksız ilişkileri kendi cep telefonu kamerasıyla kayıt altına aldıran başkan... "Beni kadraja alıyor musun?" diye soran başkan... Tecavüz ve toplu seks görüntülerini zevk için bilgisayarına indiren başkan... Sonra görüntüleri sildirmeyi unutup bilgisayarını tamirciye göndererek kendini ele veren başkan... 
Savcılıkta, kamera kayıtları sorulunca, "Oradaki arkadaşlar çekti. Sanırım yaşadıklarımızı ölümsüzleştirmek istemişler" diyen başkan. "O kadını öpen benim, görüntülerdeki benim ama bu kadın tecavüze uğrayan kadın değil, başka bir kadın" diyen de başkan.
Ama kumpası kuran ben oluyorum öyle mi?!.
Hadi bu rezilliği savunan CHP tayfasını es geçelim. Ya peki bizim mahallede bulunan, sözde hak davasını savunan dindar görünümlü dilli şeytanlara ne diyelim? 
Biri, rezilliği ortaya çıkaran Mehmet Özışık'a saldırıp, "Kumpasçı gözaltına alındı" diyerek yalan manşetler atıyor. Diğeri; tecavüzü, toplu seksi, yolsuzluğu es geçip, "Ben bu Özışık kardeşleri sevmiyorum" diyor. Bir diğeri, "Bakın sokakta otel sahibine sarılmış" diye yazıyor.
Sokak ortasında vedalaşırken otel sahibinin beni sarılarak uğurlaması skandal oluyor. Ama başkanın iki ay boyunca toplu tecavüz suçu işlemesi sıradan bir olay olmuş oluyor bu haysiyetsizlere göre...
Yazı fazla uzamasın.
Şu Adnan Menderes Üniversitesi rektörüne de kısaca değinip konuyu kapatayım... Bildiğiniz üzere üniversitede iki öğretim görevlisinin erkek erkeğe cinsel ilişkisi, yine kendi çektirdikleri görüntüler sayesinde ortaya çıktı. Ve bu haber konusu oldu haklı olarak.
Rektör önceki gün ekran karşısına geçip tıpkı Didim Belediye Başkanı gibi, "Tetikçiler bana kumpas kurdu, iftira attı" savunmasına sağındı. Ben de rektöre buradan üç soru sormak isterim müsaadenizle... 
Sayın Rektör...
1- Bölgende bulunan namus ve şeref sahibi bir okul müdürüne "Öğrencisine tecavüz etti, tacizcidir" diye iftira attın mı? İftira mektubunu postaneye isimsiz ihbar olarak verirken suçüstü görüntülendin mi? Mahkemeye düşünce, "Evet iftira attığımı kabul ediyorum. Mahkemenin cezamı ertelemesini talep ediyorum" dedin mi demedin mi? 
2- İftira yöntemiyle bir aileyi darmadağın etmeye çalışan birinin, bir üniversitenin başında, gelecek nesilleri yetiştirmesini etik ve ahlaki buluyor musun?
3- Başında bulunduğun üniversitede kamera kaydına aldırdığın başka kan dondurucu olaylar var mı yok mu?..
Üniversitende kim kiminle ne iğrenç ilişkiler yaşamış ben onunla ilgilenmiyor, sadece bu sorulara cevap istiyorum.
Cevap verme durumuna göre ortaya belgelerimi koyacağım.
Buyur, cevap hakkı senindir!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.